Kamu-özel iş birliğinde garabet

Yap-İşlet-Devret (YİD) modeli, bir kamu altyapı yatırımının veya hizmetinin finansmanı özel bir şirket tarafından karşılanarak gerçekleştirilmesi ve belirlenen bir süre için işletilmesi, süre sonunda özel sektörün işletmekte olduğu tesisleri bakımı yapılmış, eksiksiz ve işler durumda devlete devretmesidir.
Söz gelimi Göcek Tüneli'nin bir tarafı bu modele göre yapılmıştır. Kâr ve zararına devlet karışmıyor. 12 yıllık süre sonunda tünel devletin malı olacaktır.
Türkiye'de Kamu-özel iş birliği (KÖİ) ile yap-işlet devret modeli farklıdır. Çünkü KÖİ modelinde kâr müteahhidin, zarar halkındır. Böyle bir anlayış piyasa ekonomisi mantığına uymaz. Bu yolla yapılan köprüler, geçitler kara yolları, hastaneler ve hava alanları, kârı müteahhitlere ait olmak üzere, yap işlet devret modeline göre de yapılabilirdi. Ama modelde müteahhidin kârı talep garantisi ile sağlama bağlanmıştır. Zarar ise halka sosyalize edilmiştir.
Dahası altyapıyı yapmak devletin görevidir. Oysa ki bütçelerde yatırımlar için ayrılan pay, sermaye transferlerini de sayarsak en fazla bütçenin yüzde 6'sı kadardır. Ama talep garantili KÖİ projeleri, uzun süre bütçeyi esir alacaktır. Zaten bütçenin bir kısmı popülizme gidiyor. Bir kısmı da YÖİ'ye gidiyor. Daha da gidecektir. Bu defa gelecek iktidarların elinde bütçe kalmayacak. Yani KÖİ 'benden sonra tufan' demektir. Mali ve siyasi olarak meyvesini iktidar topluyor, maliyetini gelecek iktidarlar ve halk çekecek. Bu bir cin fikir değil mi? Ama rasyonel ve iktisadi olmayan cin fikirler her zaman toplumun geleceğini ipotek altına almıştır.

Kalkınma Bakanlığı'nın ''Dünyada ve Türkı̇ye'de Kamu-Özel İşbı̇rlı̇ğı̇ Uygulamalarına İlı̇şkı̇n Gelı̇şmeler'' diye bir raporu var. Dünyadan KÖİ verileri verilmiş. Ama dünyada talep garantisi veren bizden başka ülke olmadığı yazılmıyor. İstisna olabilir. Ancak ben talep garantisi veren ülkeye rastlamadım.
Öte yandan, bu yayında yatırımların fizibilitesi ve devlete maliyetinin projeksiyonları yoktur. Bu konuda kimse bir şey bilmiyor. Halk neden vergi verdiğini iyi bilmelidir. Aksi halde vergiye karşı direnç artar.
Bildiğimiz tek doğru, bir otomobilin İstanbul'dan İzmir'e gidiş-geliş köprü ve yol paralarının 800 lira tuttuğudur. Yine Edirne'den İzmir'e bir TIR'ın gidiş dönüş parası 2000 TL'dir. Dünyada bir başka örneği olacağını sanmıyorum.
Ateş düştüğü yeri yakar. Bu maliyetlere katlanan halk da durumu anlamaya başladı.
İstanbul Ekonomi Araştırma tarafından, 2-5 Şubat tarihlerinde Türkiye çapında yapılan anket sonuçlarına göre halkın çoğunluğu Kamu Özel İşbirliği anlaşmalarını yanlış buluyor.
Bu ankete katılanların;
* Yüzde 53,1'i yatırımlar için vatandaşın vergisinin yeterli olacağını ve özel sektör ile iş birliğine gerek olmadığını,
* Yüzde 55,1'i kamu özel sektör iş birliği projelerinin şeffaf yürütülmediğini,
* Yüzde 68,5'i KÖİ yoluyla bazı şirketlere haksız kazanç sağlandığını,
* Yüzde 62'si özel şirketlere altyapı projelerinde talep garantisi verilmesini doğru bulmadığını söylüyor.

Yazarın Diğer Yazıları