Kalkınmayı unuttuk mu?
Ekonominin nihai amacı insan refahıdır. Refah artışı ise kalkınma ile olur. Yalnızca fert başına gelir artışı kalkınmayı ve refahı göstermez.
Diyelim ki bir köyde 100 nüfus var. Bu köy her sene 100 bin liralık katma değer yaratıyor, başka bir ifade ile GSYH'sı 100 bin liradır. Elbette ki fert başına nominal gelir de 1000 lira olacaktır. Köye bir zengin iş adamı geldi... Bunun da tek başına yıllık geliri 100 bin liradır. Köyün yıllık GSYH'sı 200 bine çıkmış, bu köydeki nüfusun fert başına geliri de 2000 liraya çıkmış olacaktır. Gerçekte ise herkesin eski geliri değişmeyecektir.
Bunun için gelişmekte olan ülkelerde fert başına gelir artışı refah artışını tam olarak yansıtmaz... Refah için kalkınma daha önemlidir.
Ekonomik kalkınma, büyümeyi de içine alan daha geniş bir kavramdır. Ekonomik büyüme yanında, kişi başına düşen doktor sayısı, çocuk ölüm oranı, kişi başına düşen gazete, okuma oranı, öğretmen sayısı gibi ölçütlerle çevre şartlarının iyileşmesi de kalkınmanın birer göstergesidir. Ayrıca kalkınma olması için teknolojik gelişmenin de sağlanmış olması gerekir. Demokrasi de kalkınmayı ve toplumsal refahı destekleyen önemli bir unsurdur. Gelir artışı yüksek ve fakat yaşam kalitesi düşük, katılımcı demokrasiye sahip olmayan bir toplum gelişmesini tamamlamış bir toplum değildir.
TÜİK, 2013-2015 hayat tablolarını açıkladı. Türkiye'de ortalama ömür, kadınlarda 80.7 ve erkeklerde 75.3 oldu. 1960 yılında, kadınlarda ortalama yaş beklentisi 62.8 ve erkeklerde ortalama yaş beklentisi 60.6 idi.
Ortalama yaşam süresi beklentisi dünyada da arttı. Söz gelimi ortalama yaşam süresi beklentisi ABD ve Avrupa'da bizden beş yaş daha fazladır.
Kalkınma göstergeleri içinde, 1000 kişiye düşen doktor sayısı, hemşire sayısı ve yatak sayısı itibariyle OECD içinde geri durumdayız. (Aşağıdaki tablo.)
**************************
OECD ve Türkiye'de bazı sağlık göstergeleri
--------------------------------------------------------------------------------------
OECD Türkiye
------------ --------------
Tütün Tüketim i(Yüzde) 20,7 23,8
Alkol Tüketimi (Yüzde) 9,0 1,6
Obezite (Yüzde) 22,7 22,3
Sağlık Harcaması (Dolar) 3484 984
1000 Kişiye Düşen Doktor Sayısı 3,2 1,7
1000 Kişiye Düşen Hemşire Sayısı 8,8 1,8
100 Kişiye Düşen Hastane Sayısı 4,8 2,7
Kaynak: OECD health statistics
*****************************
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin açıklamasına göre, bizde her 1000 kişiye 40 gazete düşerken, Japonya'da 584 gazete düşüyor.
Kitap okuma konusunda ise daha çok ilerlememiz gerekiyor.
Her bin kişinin, Japonya'da 140 kişisi, Amerika'da 120, İngiltere'de ve Fransa'da 210 kişisi düzenli kitap okurken Türkiye'de 10.000 kişide 1 kişi düzenli kitap okuyor.
Eğitimin kalitesi de sorgulanabilir düzeydedir. Söz gelimi dünyadaki en iyi 500 üniversite sıralamasında Türkiye'deki üniversiteler hep en son sıralarda yer almaktadır.
Kitap için harcanan para dünya ortalamasında 1,3 dolar iken, Türkiye'de 0,45 dolardır.
İnsani değerler açısından ise Türkiye, Birleşmiş Milletler İnsani Gelişim Raporunda Malezya, Libya ve Nijerya gibi ülkelerin bulunduğu 173 ülke arasında 86. sıradadır.
Sonuç olarak; halkın en etkili refah göstergesi, kalkınmadır. Siyasi partiler de hep halkı farklı yollardan ikna etmeyi deniyor. Bir de kalkınmayı deneseler...