Kafama takılanlar
“Mal bulmuş mağribi gibi sarılmalı” deyimi şimdi cuk oturdu. Memleketin her meselesi bitti ya, Ozan Arif ve İsmail Türüt için yeni dava açılmış. Hukukun üstünlüğüne güvenmekle beraber, açılan dava konusunda yorum yapmaya hiç niyetim yok. Fakat Türkiye’nin içinden sıyrılmaya çalıştığı, ateş çemberi daralırken kamuoyunu yönlendirmeye çalışanların dikkatleri bir başka yere çekme operasyonu düşündürücüdür.
“Hepimiz Ermeni, hepimiz Hrant” söylevini tekrarlayan marjinal grupların yerine milyonlar “Hepimiz Mehmetiz hepimiz Türk” haykırışı millete mal olmuşken, temcit pilavını yeniden sofraya getirmenin anlamını çözen var mı?
İyi kokular almadığımı ifade ederken adliye koridorlarını yol yapan Ozan Arif’i yürekten selamlıyorum.
Gelelim dağın fare doğurduğu meşhur zirveye... “Cek cak çıktı” manşetini yazan Hürriyet bile isyan halindeyse gerisini siz düşünün.
Ama benim asıl kafama takılan Milliyet’in tutumu. Doğan Grubu’nun amiral gemisi Hürriyet, Barzani’ye veryansın ederken Hasan Cemal marifetiyle Barzani’ye yeşil ışık yakan Milliyet denge politikasını oluşturmaya mı çalışıyor. Tahterevallinin bir ucunda Hürriyet, diğer ucunda Milliyet... Ne ala memleket...
“Bol ya da dar geliyor” kimsenin şikayet etmediği ortamda “ara gömleği” yine Fikret Bila giyinmiş...
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ne zaman ses getiren bir açıklama yapsa aynı anda eski başkan Hilmi Özkök ile röportajı servis yapan Bila, bu defa emekli generallerle “PKK’yla geçen 24 Yılın Komutanları” adını verdiği yazı dizisini başlattı.
Emekli Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’ın anlattıklarına bakarsanız bütün hata bizde... “Sosyal talepleri bile yıkıcı faaliyet saydık. Hem sosyal sorunu hem de terörün başlayacağını fark edemedik” demiş. Aklıma Süleyman Demirel’in Kenan Evren için söylediği ünlü “Siz o sırada Antalya Tapu Müdürü müydünüz!” sözleri geldi.
Fikret Bila usta gazeteci... Ertesi gün (dün) terörle mücadelenin efsane komutanı Orgeneral Doğan Güreş’i konuşturuyor.
“Türkiye için bölünme riski var. Çünkü geçmişten gelen bir hedef var. PKK’da Barzani’de Talabani’de aynı hedefin peşindeler. Bunu ABD’de istiyor. İşte ellerinde haritalar...”
Dizide hedef belli “Şahinler ve Güvercinler” olarak nitelendirilen fikir ayrılığı büyük ihtimalle Sayın Özkök de “AB’ye girmek lazım. ABD müttefikimiz” diyerek “Şahin Güreş”i açığa düşürüp güvercin tanımına yaklaşacak. Böylece Türk Ordusu içinde geçmişten bu yana ciddi bir fikir ayrılığı olduğu kamuoyuna yansıtılarak “plana dâhil olmayan askerlerin terörle mücadelede daha fazla yapacağı bir şey yoktur” görüşü pompalanmış olacak.
Bilgi kirliliği yüzünden medya tarafından yönlendirilmeye müsait olan bir milletin bu durumda kafası karışmıyor mu?
Senelerdir planlı olarak yürütülen “TSK’yı yıpratma çalışmalarına” rağmen bu milletin halen en güvendiği kurum olan Türk Ordusu bana göre köşeye sıkıştırılmaya çalışılıyor. Nitekim ABD-Türkiye ilişkilerinde ilk defa Genekurmay İkinci Başkanı Başbakan’ın heyetinde Beyaz Saray’daki görüşmelere dahil edildi. “Cek cak” tan başka yeni bir şeyin çıkmayacağı zirve sonunda yorum hayır;
“Herkes AKP ve Erdoğan’a yükleniyordu. Askerlerin de katıldığı” Washington Zirvesi’nde alınabilen alınmıştır. Dolayısı ile TSK’nın yetki sıkıntısı yoktur.
İşte bu yorumlar yapılırken Irak’ın kuzeyine elini kolunu sallayarak gider DTP’li milletvekilleri “barış elçisi” pozlarında verilen görevleri itina ile yerine getiriyorlar. Barzani “izinsiz” gerekçesiyle birkaç büro kapattığı için memleket güllük-gülistanlık olacak. Öyle mi?
Tahterevallinin bir ucundakilerle diğer ucundakilerin ipleri hangi kuklacının elinde? Kuklacının dengesindeki oyuncaklar çevre kirliliğine sebep olsa da oyunu televizyonda pembe dizi gibi seyredenler işin farkında değil.
Canım çok sıkılıyor... Çoook...