Kadınların feryadı
Kültür yozlaşması ile beraber toplumu tüketime yönlendirme olarak nitelendirdiğim Anneler, Babalar, Sevgililer günü gibi günlerden hiç hazzetmedim. Bu yaşa gelirken hiç doğum günü yapmadığımın da altını çizmiş olayım. Geçtiğimiz gün Dünya Kadınlar Günüymüş... Gazete ve televizyonlarda lüzumlu lüzumsuz bir çok bilgi vardı. Ömrüm boyunca muhalif olduğum için kadınları bir güne sığdıranlara da muhalefet etmeyi görev sayıyorum. Çuvaldızı bileyleyip önce bizim gazetecilere batırmak için kadınlara yönelik bir şeyler yazmak elzem oldu.
Ruh dengeleri alt-üst
Televizyon gazetecisi olsam 8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle ne yapardım diye düşünürken e-postama Silivri’de tutuklu bulunan gazeteci Ufuk Akkaya’nın eşi Meral Akkaya’nın mesajı düştü. Malumunuz Deniz Yıldırım ile Ufuk Akaya, Tayyip Erdoğan’ın telefon konuşmalarını yayınlamak suçundan tutuklanıp terör örgütü üyesi olmak iddiasıyla yargılanıyor. Yandaş medyada her gün özel telefon görüşmeleri yayınlayıp bavullarla servis yapanlara bir Allah’ın kulu dokunamazken Ufuk ile Deniz defalarca başka gazetelerde de yayımlanmış telefon görüşmesini yazdı diye tutuklu... Mustafa Balbay 368 gündür, Tuncay Özkan da öyle. Kanal B’nin sahibi Prof. Dr. Mehmet Haberal, Avrasya’dan Mustafa Özbek, Ulusal Kanal’dan Doğu Perinçek ve arkadaşları da tutuklu. Erzincan’da savcı, asker ve MİT’çiler, Diyarbakır’da Albay Cemal Temizöz, balyoz iddiasıyla general ve amiraller vs.. vs..
Hangi suçtan yattığını bilmeyen bu insanların eşlerini, annelerini, kızlarını düşündünüz mü hiç?.. Bu kadınların çektikleri acıyı tahmin edebiliyor musunuz? Ne zaman çıkacağı belli olmadığı halde hapishaneyi su yolu yapıp, oğulları, eşleri, babalarının hasretiyle cayır cayır yanmakta olan kadınların günü 8 Mart mıdır? Hele hele iki yılı geçkin süredir erkeklerle aynı hapishanede, aynı koridorda yalnız başına cefa çeken Sevgi Erenerol’la ilgili tek satıra rastladınız mı 8 Mart’ta?...
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ymüş... Güdümlü kuruluşlar ile marjinal grupların toplantı ve gösteri haberleri arasında 20 yaşında oğlunu şehid veren annenin, karnında 6 aylık yavrusu ile dul kalan eşin, oğlu, kocası, babası hapisteyken bir taraftan ekonomik terörle, diğer taraftan mahalle baskısıyla ruh dengeleri alt-üst olmuş kadınlarla ilgili bir satıra rastladınız mı?
Uyuşturucu kullanmak suçundan gözaltına alınan pop sanatçılarına gösterilen ilginin milyonda biri bu çileli kadınlara gösterildi mi? Yerin dibine batsın kadınlar günü inancınız. Evlilik programları ile televolelere devam edin siz. Kasap vitrinine dönüştürdüğünüz sayfaları çalın başınıza. Kadını meta ve et olarak gören gözleriniz kör olsun.
Ya geride bıraktıkları
Çuvaldız batırmakla yetmez, asfalt kompresörü ile delseniz bile tınmaz bunlar. Siz en iyisi başınızı yastığa koyduğunuzda Silivri, Hasdal, Erzincan ve Diyarbakır’da suçsuz yere yatmakta olan insanları düşünün. Onların annelerinin, eşlerinin, kızlarının, oğullarının yerine koyun kendinizi. Mustafa Balbay’ın 6 yaşındaki kızı bir yıl babasızken okula bile başladı. Albay Cemal Temizöz’ün öğretmen eşinin saçına ak düştü. Kemal Kerinçsiz’in annesinin beli büküldü. Kuddusi Okkır içeride kanser olup öldü ve kurtuldu. Ya geride bıraktıkları... Kadınlar günü mü kutladıklarını sanıyorsunuz?
CHP İzmir Milletvekili Sayın Canan Arıtman’ın “Kadın düşmanı” ilan ettiklerinin kadınlar gününü kutluyorum.