Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Kadınlar Günü’nde kadın tutuklular

Övünmek gibi olmasın bugüne kadar girdiğim IQ testlerinde standartların üzerinde puan alan biriyim. Lakin şu günlerde kendimden şüphe etmeye başladım. “Erken bunamaya mı girdim” diye pimpiriklenirken Allah eksikliğini göstermesin doktor arkadaşlarım anatomik anlamda bir bozukluğumun olmadığına hükmettiler. Yine de okuduğunu anlamayan, dinlediklerini, seyrettiklerini anlamayan durumlara duçar olduğum için, içim içimi yiyor. Mevcut yasalardaki bazı ayrıntılar yüzünden namussuzluğu ayyuka çıkmış, iffetten nasibini almamış kişilere namussuz demek bazen suç unsuru bile oluyor. Üçkâğıtçı, dolandırıcı, yalancı ve hatta alçak adamlara hak ettikleri tarzda hitap etmek suç sayılıyor. Bu yüzden adliye koridorlarını arşınlayıp lüzumsuz vakit kayıpları yaşadığım için bir hayli tecrübe kazandım. Artık hırsızlara hırsız diye hitap etme yerine Süheyl Batum gibi, “Bay Kleptoman” yakıştırmasında bulunacağım. Nasıl olsa hırsız da anlamaz yalancı şahitler de. Kısacası teknolojiyle beraber literatürü de genişletmek lazım. Bu yüzden ders çalışmaya bile başladım. Böylece ay sonundaki ÖSS sınavları için avantaj bile s
ağlayabilirim.
ÖSS deyince aklımdan günlerdir çıkmayan Müeeser Yıldız’a fena halde kırgınım. Sevgili oğlu iki yıl önce Türkiye’de dereceye girmişti. Ailece zekâ seviyeleri yüksektir. Yıllara dayanan bir dostluğumuz vardır. Birbirimizden bir şey saklamadığımızı zannediyordum. Oysa Müeeser iddia makamının iddiasına göre, örgüt mensubuymuş. Üstelik soruşturmanın gizliliği açısından eldeki delilleri açıklamak da sakıncalıymış. Yani gazetelere yansıyan sorular dışında başka deliler de varmış. Demek ki yandaş medya ile ifadeleri sızdırmakla görevli olanlar arasında bu günlerde ciddi problem var. Gece 01.00’da alınan ifadeler sabah baskısına yetişmediğine, bazı televizyon kanallarının alt yazı haberlerine yansımadığına göre kuryeler grevde demek.
Hayal kırıklıklarım bunlarla bitmiyor. Yıllardır AKP’nin sözcüsü gibi konuşan ve yazan Nazlı Ilıcak bile Adalet Bakanı Sadullah Ergin’den, “Zekeriya Öz çok olmaya başladı, soruşturma açın” ricasında bulunduğunu sütunlarına taşıdı. HSYK’nın ilgili biriminin iş yoğunluğu sebebiyle şikâyet dilekçelerini gündeme alamadığı için Bakan olarak bu konuda yetkisinin bulunmadığını beyan etmiş Sayın Ergin.
Seçim takvimi başladığı için yasaya göre bugün yarın istifa etmesi gereken Adalet Bakanı gider ayak televizyonda danışıklı dövüşe davet edildi. Öğleden sonra olmasına rağmen uyku mahmurluğumu atamadım mı şüphesiyle sürekli çimdikledim kendimi. Aslında Mustafa Balbay ile Tuncay Özkan, “Biz ayrı kalmak istiyoruz” diye dilekçe vermiş. Adı Alidibo’ya çıkan bakana göre, hiç bir ayrıcalık yapmıyorlarmış. Mışlar ve mişlerle geçen süre içinde karşısındaki gazetecinin soru niyetine attığı paslara vole vuran Ergin’in gözlerinin içine bakabilmek için ekrana yüzümü yapıştırdım. Bu gidişle en az 50 yıl sürmesi gereken davalarla ilgili öylesine pembe tablolar çiziyordu ki çay içip sohbet etmeyi özlediğim Mustafa Balbay’a kızdım. “Bari bana yapma be Mustafa. Bizi niye kandırıyorsun” diye sitem gönderdim, Silivri’nin kalın duvarları ardına. Öyle ya koskoca Adalet Bakanı’ndan daha iyi mi biliyorsun, “Sayın bakana ve iddia makamına yalancı mı demek istiyorsun” düşüncesine kapılıp dostluğumu ve arkadaşlığımı gözden geçirmeye karar verdim. Sonunda Silivri’ye gönderilme ihtimalini göze alıp “Silivri yalanları” adını vereceğim pehlivan tefrikası için hazırlığa başlamaya karar verdim. Kitap hazırlığının da suç sayıldığı bu ortamda “Kitap yazmaya teşebbüs” suçundan yargılanmak pek de eğlenceli geldi bana. Bu zevki yaşamazsam gözüm açık gider vallahi.
Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar günü. Şu kadın hakları savunucularının sallayacağı mavraları da merak ediyorum. Üç yıl oldu Sevgi Erenerol’un tutukluluğu. Daha birkaç ay önce Sevgi Hanım’ın durumundan dolayı, “Utanıyorum” diyen Müesser Yıldız da ona komşu oldu. Belki de aynı hücreyi paylaşacaklar. Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet
Bakanı Aliye Kavaf ile gazetecilerin tutuklanmasından üzüntü duyduğunu belirten Bülent Arınç, bakalım gözyaşlarına hâkim dolabilecek mi?

Yazarın Diğer Yazıları