Kadın katliamını kim durduracak?..
Şiddet hiçbir alanda dur durak bilmiyor...
Çarşılarda, sokaklarda, meydanlarda, restoranlarda, evlerde, yaşamın her alanında şiddetini arttıran barbarlığın en yoğun hedeflerinden biri de kadınlar...
Çünkü bağnazlıkla yoksulluğun, geri kalmışlıkla cehaletin cenderesinde ve toplum psikolojisinin iyice kontrolden çıktığı dönemlerde, şiddet öfkesini olabildiğince yükseltirken, en çok kadınları hedef alıyor...
Çünkü kadınlar kolay hedef... Çünkü kadınların çoğu çaresiz ve savunmasız bırakılıyor...
Kadınları hedef yapanlar ise en yakınları!..
Sadece kocaları, sevgilileri, birlikte yaşadıkları değil, babaları-kardeşleri ve hatta çocukları bile acımasızca katlediyor kadınları...
Cehaletin girdabında kişiliksiz, karaktersiz, güçsüz figürler çoğu zaman erkekliklerini kadına öfke kusarak, şiddet uygulayarak, hatta öldürerek göstermekten kaçınmazken; Türkiye''de işsizlik, zamlar, geçim sıkıntısı kadar, gündemi kadın cinayetlerinin meşgul etmesi de kahredici...
Gün geçmiyor ki, Türkiye''nin bir bölgesinde bir kadın katledilmesin... Türkiye''de bazen günde 3-4 kadın cinayeti işlenebiliyor...
Kadına yönelik öfke sadece şiddetle sınırlı kalmıyor, cinayetlerdeki barbarlık ise akıllara durgunluk veriyor...
İstanbul Ataşehir''de olduğu gibi, kılıçla bile katlediliyor kadınlar... Ve kimileri boğazları sıkılarak, kimileri bıçaklanarak, kimileri de pompalı tüfeklerle can veriyor...
Vahşetin bilançosu...
"Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu"nun verileri her zamanki gibi dehşet uyandırıyor...
Akıllara durgunluk veren bir kanlı tablo yeni sayfalarıyla her yıl değil, her ay değil, her gün bir başka vahşeti gözler önüne seriyor...
İşte kahredici vahşet tablolarına her yıl bir yenisi ekleniyor;
2020 yılında 300 kadın cinayete kurban gitmiş bu ülkede...
2021 yılında 280 kadın öldürülmüş, 217 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulunmuş...
2022''nin ilk 2 ayındaki vahşet tablosu ise bu yılın çok kanlı geçeceğinin kahredici bir işareti... Şu ürkütücü rakamlara bakar mısınız;
2022''nin Ocak ayında 26 kadın öldürülmüş, 28''inin ölümü ise şüpheliymiş!..
Kadınların 13''ü kocaları, 5''i tanıdık, 3''ü eskiden birlikte olduğu erkek, 2''si oğlu, 1''i birlikte olduğu erkek ve 1''i de akrabası tarafından öldürülmüş...
Öldürülen kadınların 1''inin faille olan yakınlığı tespit edilememiş...
Kadınların 15''i evinde, 4''ü sokak ortasında, 2''si iş yerinde, 2''si arabada, 1''i ise restoranda öldürülmüş...
İki kadının nerede öldürüldüğü tespit edilememiş...
Cinayetlerin 13''ü ateşli silahlarla, 7''si kesici aletlerle işlenmiş... 3 kadın boğularak, 3''ü darp edilerek öldürülmüş...
2022''nin Şubat ayında ise 23 kadın öldürülmüş, 21 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulunmuş...
23 kadından 10''u boşanmak istediği, barışmayı, evliliği ve ilişkiyi reddettiği bahaneleriyle öldürülmüş...
2 kadın ekonomik bahanelerle katledilirken, 11 kadın cinayetinin gerekçesi saptanamamış...
Şubat''ta öldürülen 23 kadının 10''u evli olduğu erkek, 4''ü birlikte olduğu erkek, 3''ü akrabası, 2''si eskiden birlikte olduğu erkek, 2''si kardeşi, 1''i oğlu ve 1''i de tanıdık tarafından katledilmiş...
Peki; kadın örgütleri, sivil toplum dernekleri ve duyarlı kesimlerin çabalarıyla sosyal medyadaki tepkilere rağmen kadın cinayetleri neden durdurulamıyor?..
Cezalar mı yetersiz, yargının ve kolluk güçlerinin müdahalesi mi az geliyor?..
AKP döneminde ağır tablo...
AKP''nin iktidara geldiği 2002''den 2020''ye kadar geçen sürede, Türkiye''de en az 7600 kadın öldürülmüş...
Bu konudaki araştırmalara bakılırsa, 18 yılda kadınları koruma talebi ile açılan dava sayısı 1.5 milyonu aşmış...
Türkiye''de kadın cinayetlerinin yoğunlaşmasında AKP''nin politikalarının da etkili olduğu konusundaki tartışmalar artıyor... Ekonomik çıkmazların, geçim sıkıntısı ve işsizliğin sosyal bunalımları arttırmasının kadına şiddeti yoğunlaştırdığına dikkat çekilen çok sayıda raporda, hem gericiliği horlatan uygulamalara, hem de yasalardaki boşluğa vurgu yapılıyor...
Raporlarda kadını cenderede tutan sosyopolitik etkenlere ısrarla dikkat çekilirken, AKP iktidarı ise her 8 Mart öncesinde kadın sorununa yönelik sonuçsuz açıklamalar yapıyor...
Cumhurbaşkanı Erdoğan da, önceki gün Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) 4. Olağan Genel Kurulu''nda yaptığı konuşmada kadına şiddete karşı yapılacakları anlattı... Dedi ki Erdoğan;
"Kasten öldürme, kasten yaralama, işkence ve eziyet gibi suçlar kadına karşı işlenmişse cezalar daha da artırılacak. Nikahlı veya boşanmış eşe karşı işlenen tehdit suçlarına verilecek cezaların alt sınırı 6 aydan 9 aya çıkartılacak. Fiziki ya da iletişim araçları ile yapılan ısrarlı takip eylemleri 2 yıla kadar hapisle sonuçlanacak. Eşe ya da eski eşe karşı kasten yaralama suçları da katalog suçları kapsamına alınarak tutuklama kararları kolaylaştırılacak."
Bağnazlık, duyarsızlık, silah!..
Türkiye''de, 2002''den bu yana kadın cinayetlerinin dehşet verici boyutlara ulaşmasının elbette sosyal, siyasal ve ekonomik gerekçeleri var...
Son yıllarda kadına şiddet olaylarında gözaltı ve tutuklamaların ancak sosyal medyadaki tepkilerden sonra gelmesi ise yasalardaki boşluğu ve etkisizliği öne çıkartıyor...
Evet; yarın "8 Mart Dünya Kadınlar Günü..."
Yarın derneklerden vakıflara, medyadan muhalefete, iktidardan bürokrasiye kadar herkes, kadına şiddete karşı ahkam kesecek...
Ancak son 20 yıldaki vahşet tablosu gösteriyor ki, yasalar ağırlaştırılmadıkça, kolluk güçleri ve yargının müdahalesi hızlı ve etkin hale getirilmedikçe, gericiliğin çemberinde tutulan toplum bilinçlendirilmedikçe ve en çok da bireysel silahlanma furyasına dur denilmedikçe, kadına yönelik şiddet durmayacak, katliam tablosuna yeni sayfalar eklenecek!...
Kadınların şiddete uğramadığı bir dünya beklentisiyle; "8 Mart Dünya Kadınlar Günü"nün tüm insanlık için sakin, huzurlu ve "güvenli" bir yaşamın başlangıcı olmasını diliyoruz...