Jeffrey, "Arabulucu"ymuş!..
Trump ile Erdoğan telefonda görüştü. Hemen ardından ABD Suriye özel temsilcisi James Jeffrey Ankara'ya geldi. Özel temsilcinin 3 gün boyunca gerçekleştirdiği temasların gerçek içeriğinden pek bilgi sahibi olamadık. Sadece Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın, kendini ön plana çıkararak, fotoğraflı, suyuna tirit bir açıklama yaptı. Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın yaptığı F-35 uyarısında "anlaşmada 'S-400 alırsanız ortaklıktan çıkarılırsınız' diye madde yok. Türkiye bir şekilde bu ortaklıktan çıkarılırsa diğer ortaklara taşıyamayacağı kadar yük biner" sözlerinden bir kez daha anladık ki, ABD, S-400'ler ve F-35'lerdeki tavrından taviz vermemiş.
Trump ile telefon görüşmesinden, Jeffrey'in Ankara ziyaretinden önce iktidarın sağıra yattığı çok önemli bir iddia için dikkatlerinizi özellikle çekmek isterim. CHP, Türkiye ile terör örgütü PYD/YPG arasında doğrudan görüşmeler yapıldığını ileri sürmüştü. Ve, iktidarın şu sorulara cevap vermesini istemişti;
"1- Doğrudan görüşmeler hangi tarihte başlamıştır?.
2- Toplam kaç görüşme olmuştur?.
3- Görüşülen konular nelerdir?."
CHP'nin gündeme bomba gibi düşen bu iddiasına cevap nereden geldi? Tahmin edebilir misiniz?.. "Çözüm süreci"nde iktidarın ayaklarının altına kırmızı halı sererek Ankara'da ağırladığı PYD sözcüsü terörist Salih Müslim'den!.. Oraya geçmeden önce, Jeffrey'in Ankara temaslarının perde arkasına ilişkin Dışişleri ve askeri kaynaklardan teyidini aldığım bilgiyi paylaşayım;
S-400' ler ve F-35'ler krizinde bir ilerleme olmadı, ABD mevcut pozisyonunu koruyor. ABD, Fırat'ın doğusunda Türkiye ile müşterek devriye atmayı önerdi. Ankara buna sıcak yaklaştı kabul etme şartı olarak "YPG'yi aşağıya süreceksiniz. Ayn el Arab'ı (Kobani) YPG tamamen boşaltacak ve aşağıya çekilecek"i masaya koydu. ABD, bunu kabul etmedi.
ABD Suriye özel temsilcisi James Jeffrey, Ankara'dan döndükten sonra, PYD sözcüsü terörist Salih Müslim, bir medya kuruluşuna yaptığı açıklamada, Türkiye ile dolaylı veya doğrudan görüşme yapmadıklarını söyledi. Müslim, James Jeffrey'in arabulucu olduğunu bildirdi. Özetle şunları söyledi;
"Jeffrey, arada gidiyor geliyor. Hem o tarafa hem bu tarafa gidiyor geliyor, bir şeyler söylüyor. Jeffrey, arabuluculuk gibi bir şeyde bulunuyor. ABD, kendi politikalarını uyguluyor. İki tarafı da kendi çıkarları için dengelemeye çalışıyor. İki tarafı da kendi çıkarları için bir arada tutmaya çalışıyor. Bizim şartlarımız, isteklerimiz var. Amaçlarımızı gerçekleştirmeye çalışıyoruz. İsteklerimiz yerine getirilirse memnun oluruz. Onunla diyalog içerisindeyiz. Sonuca varıncaya kadar devam etmesini istiyoruz. Türkiye tehditlerinden vazgeçsin. Afrin'den çıksın. Önceliğimiz bu... Türkiye, Afrin'den çıkmaz ise arabuluculuk çözüm sağlamaz. Direniş güçlenir... Görüşmeler Jeffrey ve takımı ile oluyor."
Bu satırları kaleme aldığım sırada bölgedeki askeri kaynaklardan, Tel Rıfat'ta çatışmaların başladığına dair bazı çok can sıkıcı haberlerle birlikte bilgiler aldım. Savunma Bakanlığı'ndan resmi açıklama yapılmasını beklediğim içim bu iç yakan haberleri buraya yazmıyorum... Jeffrey'in arabuluculuğu öyle mi?.. Nasıl arabulduğunu gördük!.. İçimden geçenleri buraya dökemeyeceğim!.. Allah, Mehmetçiğimizin yar ve yardımcısı olsun...
***
Dışarıda, Rusya ile ABD arasında, içeride büyük ekonomik kriz ile sıkışan Türkiye'nin önüne darboğazdan kurtulmak için 31 Mart seçimleri ile büyük bir fırsat çıkmıştı. Ne yazık ki, Türkiye, Cumhur İttifakı körlüğünden kurtulamıyor!.. Kişisel, günü birlik menfaatler devlet/millet geleceğinin önünde yürümeye devam ediyor. Devlet ciddiyetinden yoksun, dışarıda ve içeride kullanılan siyaset dili Türkiye'yi daha da içinden çıkılmaz bir ortama sürükleyebilir. Sadece biz değil, ABD, Rusya, Avrupa, İsrail, YSK'nın İstanbul kararını bekliyor. Öyle sanıldığı ve iddia ettiği gibi başta ABD ve Avrupa, "demokrasi" için Ekrem İmamoğlu'nu desteklemiyor. O işin hikâyesi!.. Deve kuşu misali kafamızı kuma gömmeliyiz. Türkiye üzerinde büyük hesaplar yapan dış güçler Türkiye'de demokrasinin hakim olmasını istemez. Onların işine İstanbul seçimlerinin iptal edilmesi gelir. Nedeni ise çok basit!.. İstanbul seçimleri iptal edilsin ki, Türkiye'de kaos ortamı olsun. Hukuk devletinden kopmuş, anti demokratik bir Türkiye algısı iyice dünyaya yerleşsin ve Türkiye yalnızlaşsın. Onlarda bunu ele alıp sanki Türkiye'de demokrasi istiyorlarmış gibi ateşe odun atsınlar. YSK, bu büyük tezgâhın farkında mıdır?.. Görmemeleri için kör olmaları lazım!..
Not; Yazımızı tamamladıktan sonra Savunma Bakanlığı resmi açıklama yaptı. Tel Rifat'ta bir Yüzbaşımızın şehit olduğunu, bir Binbaşımızın da yaralandığını duyurdu. Başımız sağ olsun...