İzmir'deki baskın MHP'ye mi?
Özel yetkili cumhuriyet savcıları talimat verdi, Organize Suçlar ve Kaçakçılıkla Mücadele Şube Müdürlüğüne bağlı malî büro görevlileri CHP’li İzmir Belediyesi’ne “Yolsuzluk” baskını yaptı ya, bu baskının gerçek amacı ve muhtemel sonuçları ile ilgili doğrusu hiç aklımıza gelmeyen bir hususu, MHP İzmir Birinci Bölge 6. Sıra Milletvekili Hasan Zerek hatırlattı. “Bu baskın” dedi, “CHP’ye değil, MHP’ye” dir.
Ayrıca...
Biliyorsunuz AKP solcu olduğu için Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ı ve başarılı çalışmaları ile hükümetin kredisini yükselten “sakin güç” eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ı İzmir adayı yaptı. Bu iki AKP adayı da İzmir’in CHP’li belediyesine yapılan baskının “zamanlamasını” kendileri açısından çok riskli buluyor, “acelesi neydi” diyorlar.
Bize hiç kimse adalet ve polis birimlerinin hükümetten sinyal almadan Türkiye’nin en önemli büyük şehirlerinden birinin belediyesine seçime çeyrek kala baskına yelteneceğini anlatmaya kalkmasın, o kadar saf değiliz. Saf değiliz, çünkü Deniz Feneri davasındaki ketumluğa ve Erdoğan’ın üniversite giriş sınavı ile ilgili devam eden bir dava için söylediği, “İçerden olumlu sinyaller geliyor” sözlerine baktığımızda Türkiye’nin böyle bir Türkiye olmadığını görüyoruz. Yani, “Saf değiliz” deyişimiz devlet birimlerine olan güvensizliğimizden değil özelde “Mülkün temeli adaletin” ve genelde de Türkiye’nin raydan çıkmış bir Türkiye haline getirilmiş olmasındandır.
Şimdi cevabını arayan soru şu:
“- İzmir’de kendi partisinin aleyhine sonuçlar doğurabilecek böyle bir operasyon böyle bir zamanda iktidar tarafından neden yeşil ışık gördü? Daha önce niye yapılmadı, seçimden sonraya niye ertelenmedi? Bir de, Kemal Kılıçdaroğlu CHP’li belediyeye yapılan bu baskına hak ettiği tepkiyi neden vermiyor? Erdoğan’ın her icraatına laf yetiştiriyor da, İzmir’deki kalesini niye sahipsiz bırakıyor?”
İşte bu soruların cevabını henüz daha aday olduğunu açıklamadan MHP için İzmir’de saha çalışmalarına başlayan ve adaylığı kesinleştikten sonra gününün neredeyse dörtte üçünü halkın içersinde geçirdiği bilinen Hasan Zerek, “Çünkü bu baskının gerçek hedefi CHP değil, MHP’dir” diye veriyor ve ekliyor:
“- İzmir Büyükşehir Belediyesine yapılan bu baskında iki parti kârlı çıkmıştır. Birisi baskını İzmir’de kendi adaylarını da sıkıntıya sokması pahasına organize eden AKP, diğeri de CHP’dir. Sanki aralarında bir işbirliği var gibi. AKP’nin bir CHP belediyesine yaptığı bu yolsuzluk baskınından en büyük hasarı alacak olan ise MHP’dir ve zaten hedeflenen de budur!”
İlk anda insana biraz karışık gibi geliyor ama değerlendirme ilginç.
Hasan Zerek, Kılıçdaroğlu’nun eksenini kaydırması sonucu CHP seçmeninden MHP’ye gelecek ciddi oranda bir oy vardı, diyor. AKP’li belediyelerdeki yolsuzluk iddiaları karşısında parmağını kıpırdatmayan adalet ve emniyetin CHP’nin kalesi İzmir’e baskın yapması CHP tabanında partilerini sahiplenme duygusunu tetikledi. Bu duygu Türkiye geneline yayılmış gözüküyor. Kılıçdaroğlu işte bunun için AKP’ye teşekkür etse yeridir. İyi de, İzmir ve sahillerdeki sol oylara gösterdiği adaylarla göz diken AKP böyle bir şeye neden göz yumdu?
Onun sebebi de CHP’den MHP’ye geçecek oyların önünü keserek MHP’siz meclis oluşturmak. AKP’nin bu hedefi zaten Erdoğan ve ekibi tarafından deklare edilmiş bir hedef. Türkiye genelinde bu baskınla CHP’den MHP’ye geçecek oyların önü kesilir ve yine MHP hukuksuz kaset delilleri ile başka cepheden de vurulursa, İzmir’de AKP bir iki puan az oy almış, bu AKP için pek o kadar da önemli sayılmaz.. Böyle diyor MHP İzmir Birinci Bölge 6. sıra milletvekili adayı Sayın Hasan Zerek. Yabana atılır bir görüş değil. Bizim görüşümüz ise bir partinin başka partilerin ayak oyunlarından etkilenmeyecek kadar sağlam bir duruş, millî bir program ve mânevî değerlerle hercümerç bir hal ve mazî ile halkın teveccühünü kazanabilmesidir. Çünkü rakipten her şey beklenir. Önemli olan senin senden beklenmeyen şeyi yapmaman senden beklenenin de azamisini yapmandır.
Sandıklar açılınca kimin hesabının tuttuğunu yaşayanlar görecektir.