İYİ Parti'ye ilgi arttı
Hande Fırat'ın programında bir değişiklikten memnunum. Katılımcı sayısı azaltıldı. Bu yüzden daldandalaların sayısı da küçüldü.
Bu defa da, dışarıdan bağlananların sayısı çoğaldı. Fırat'ın gelgellerine anında cevaplar verildi. Kimi yazılı, kimi telefonla bağlanarak herkes meşrebine uygun laflar etti.
Açılış İbrahim Kaboğlu ile yapıldı. Peşinden İYİ Parti'nin ağır topları birer birer devreye girdiler. Lütfü Türkkan ve özellikle Yavuz Ağıralioğlu'na en fazla zaman ayrıldı. O telefonla konuşurken bile ağaçkakanlık yapanları izlemek şaşırtıcıydı. Bu tiplere her ekranda rastlıyorsunuz.
Meydanda
Gece Görüşü'nde bunların en cerbezelileri yan yana oturtulmuştu. Hele birinin "ben adamın ağzını yırtarım" şeklindeki saygısızlıklarına ne söyleyeceğimi bilemiyorum. Bu tiplerin tedavisinin mümkün olduğunu zannetmiyorum.
Gözlemlediğim en önemli olay Ağıralioğlu'nun Tarafsız Bölge'deki çıkışından sonra İYİ Parti'ye oluşan ilgi. Nitekim Meral Akşener'i de dün sabah Çalar Saat'te gördük. Partisine tekrar ateşlenen ilgi yüzünden İsmail Küçükkaya'nın programına katılma kararı aldığı kesindi. Yüzüne yansıyan sağlıksız ifade, Önce Vatan'ın gereği idi.
Önemli olan
İYİ Parti Genel Başkanı'na sorulanlar arasında biri önemli idi. Ağıralioğlu'nun, yeri göğü inleten konuşmasındaki hiç bir lafı tekzip etmedi. Belli ki, ahenk ve fikir birlikleri sürmekte.
Küçükkaya'nın sıkıştırmalarına rağmen "Kılıçdaroğlu ile henüz görüşmedim" deyişi ustalıktı.
İstihbarat konusu
Dikkat ettiniz mi bilmem. Ağıralioğlu'nun çıkışıyla birlikte Kılıçdaroğlu'nun gündem değiştirme gayretleri de arttı. "İstihbarat, Millet İttifakı'nı bozmaya uğraşıyor" çıkışı bana göre bu yüzden. Bir başka detayın daha merakı içindeyim; "dinleyen hangi kurum?" MİT mi, polis veya jandarma istihbaratı mı?
Kişisel olarak bu iddianın temelden doğru olduğuna inanmış değilim. FETÖ'cüler de kırpıldığına göre ortada hiç bir somut delil mevcut değil.
İş birliğine devam
Kim dinliyor ya da dinlemiyor ortada netlik yok. CHP biraz soğukkanlı davranırsa ilk seçime de birlikte girerler. Şimdi yazacaklarım ise daha önemli; "neticede Cumhurbaşkanını mutlaka değiştirirler."
Zamlar
Ortadaki bunalımın rakam oyunlarıyla giderileceğini zannedenler hayal görüyor. Enflasyon sadece tencerede değil. Elektrik, su, doğal gaz, ulaşımdaki artışlar hiç hız kesmiyor. Hazine ve Maliye Bakanı'nın "tek hanelere inildi" dediği rakamlara inanan bir Allah'ın kulu yok. İşte size son örnek. BİM, A 101 ve Migros'ta bulgura yine zam yapıldı. Vatandaş "yalancı çoban masalları" dinlemekten artık ööö dedi!
Soylu'ya teşekkür
Hüseyin Movit aradı ve müjdeyi verdi. Eski Kızılay binasının bölge karakolu haline getirilmesine başlandı. Movit'in sevinmesi çok doğal. Çok uzun dönem "Balat-Fener Kültür Derneği Başkanı" idi.
Yine onun yorumuna göre, semte dışarıdan gelen eşkıyalarla daha etkin mücadele edilebilecek. Ayrıca her gün büyüyen bir başka sorun olan "motosikletlilerin denetimi" de kolaylaşacak.
Bu konuda İçişleri Bakanı'na teşekkür borçlu olduğumuz kesin. Süleyman Soylu'ya hep vuracak değiliz ya. Nede olsa Fatih'te yetişen bir politikacı...
İkinci müjde
Dün sabah telefonla arandım "Digiturk 87. kanalı aç" dendi. Anında kumandaya uzandım. Karşımda TRT Spor-2. Önceki gün yazdıklarımı hatırlayın. Daha bunların yer aldığı Yeniçağ matbaadan çıkmadan isteğim yerine getirilmişti.
İş o kadar sessiz sedasız halledilmişti ki, sürpriz oldu. Artık Orhan Ayhan'la programını seyretmek için berberime koşmayacağım -zaten zor yürüyorum-.
Mehmet Buğra Şahin, Hakan Altürk, Pınar Akkan Şehri, TRT Spor'un başına gelmiş en başarılı ekip. Unutmadan bir ismi daha ilave edeceğim; Serkan Yaman. Nihayet onun da soyadını öğrenebildim.
Özet mi? Teşekkürler Şahin kardeşim.
Üzüntü
UEFA Ligi maçları hayal kırıklığı olmayı sürdürüyor. İçeride oynadığımız üç maçtan sadece iki beraberlik çıkarabildik. En büyük hasar Beşiktaş'ta
Alman kaleci Karius bir dönemin insanı havasızlıktan boğan otobüsleri Ikarus'lardan farksız hale geldi. Başı sonu belli olmayan Beşiktaş için sadece "sabır" tavsiye edebiliyorum.
GÜNÜN SÖZÜ
Tıpkı arı gibi, işimizi eğlenerek yapmalıyız. Oliver Goldsmith