Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

İttifak tartışması bitmiş değil

Milletvekili aday listeleri YSK'ya teslim edildiği halde ittifak arayışları ve tartışmaları bitmiş değil. Bu saatten sonra yeni ittifaklar ya da seçim iş birlikleri söz konusu olabilir mi? Elbette bir kılıfı bulunur. Listelerde istifalar ve yeni eklemeler yapılabilir, ancak seçim sonuçlarını etkileyebilecek yapı oluşmaz. Bu konuda Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki "çatı aday" formülü bekleneni veremedi. CHP seçmeninin önemli bir bölümü Ekmeleddin İhsanoğlu'nu benimsemedi. Bugüne kadar başarılı olan tek ittifak, 1991 yılındaki RP-MÇP-IDP'nin gerçekleştirdiği girişimdi. Recep Tayyip Erdoğan da İstanbul'dan adaydı ancak tercih yüzünden geriye düşünce sandıktan çıkamamıştı. 1991 ittifakının oluşturduğu ortam önemlidir. O günün şartlarında değerlendirilmelidir. Turgut Özal'ın tek başına iktidarı "anayasayı bir kere delmekle bir şey olmaz" söylemleri ve vahşi kapitalizmin seçmeni arayışa itmesiyle zemin hazırdı. Ayrıca Özal'ın mucidi olduğu bölge barajı vardı ki adaletsizdi. Yani yüzde onluk ülke barajını geçseniz bile yüzde yirmilik bölge-şehir barajını aşamayınca vekil çıkarılamıyordu. Nitekim dönemin MÇP Genel Sekreteri Devlet Bahçeli'nin aday olduğu Adana'da ittifak yüzde 19'a yakın oy almasına rağmen vekil olamamıştı. Erbakan'ın liderliğindeki RP nin yüzde 6, Merhum Alparslan Türkeş'in MÇP'sinin yüzde 4,5, Aykut Edibali başkanlığındaki IDP'nin (Islahatçı Demokrasi Partisi adı bugün Millet Partisi olarak devam ediyor) ise yüzde 0,5 civarı oyu bulunuyordu. Matematik hesabı ile yüzde 10'luk baraj zar zor aşılabilecekti. Lakin oluşan heyecan dalgası ile yüzde 17'ye yakın tarihi oy alındı. Seçimin sonucunda Demirel'in DYP'si 178 milletvekili, Mesut Yılmaz'ın ANAP'ı 115 vekil, Erdal İnönü ile SHP 88 vekil, Ecevit ile DSP 7 milletvekili kazanırken ittifakın hanesine 62 vekil yazıldı. Bir süre sonra Türkeş 19 vekil ile partisi MÇP'ye dönerken Edibali 2 arkadaşını alıp adresine geçti.
Bu hatırlatmadan sonra okuyucularımızın ısrarlı sorularına cevap niteliği de taşıyacak MHP-SP-BBP ittifak arayışına değinmek istiyorum. Zira tartışması halen devam ediyor. Oysa gerçekler farklı. Her ne kadar BBP "Pazarlık şartımız yok" açıklaması yapmış olsa da siyasi ahlakın kurallarına göre aday listelerinde titiz çalışmak gerekiyordu. Saadet Partisi'nin son seçimde aldığı oy yüzde 1.5, BBP'nin ise yüzde bire yakın. MHP'nin yüzde 14'lük oranının çok altında. Kaldı ki MHP seçmenlerinin homojen bir yapısı var. SP ve BBP'nin siyasi çizgisi, laiklik konusundaki tavrı, cemaatlere yakınlıkları gibi sebeplerle sandıkta getirileri kadar götürülerinin de olacağı kanaatindeyim. Üstelik Erbakan'ın vefatından sonra SP'de, Yazıcıoğlu'nun vefatından sonra BBP'de birlik sağlanabilmiş değil. Fatih Erbakan'ın bile aday yapılmadığı SP'nin eski Milli Görüşçülerin tamamının oylarını alma ihtimali yok. Bu arada Fatih Erbakan'a MHP'nin adaylık teklif ettiğinin de altını çizelim. Evet, CHP ve MHP, 2011 seçimlerinde bazı illerde 200 ile 2000 oy eksikliği yüzünden milletvekili kaybetmiştir ancak bunu gidermenin yolu zayıf ittifaklar ya da dar seçim iş birlikleri değil daha önce yazdığım gibi Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde örnekleri olan büyük şemsiye ya da blok oluşumları ile gerçekleşebilirdi. BBP ve SP'nin oluşturduğu ittifaktan önemli bir sonuç beklemek zor. Yine de ne alırsa AKP'den alacak.Ancak asıl ittifakın çok dağınık olan solda gerçekleşmesi lazımdı. CHP, Vatan Partisi, Anadolu Partisi, DSP ve diğer sol partileri çatısı altında toplamış olsa AKP'nin al aşağı olmasını sağlardı. Umarız bu beklenti 7 Haziran seçimlerinden sonra gerçekleşebilir. Zira 7 Haziran'daki seçim sonuçları ne olursa olsun Türkiye, erken seçime gitmek zorunda kalacak.

Yazarın Diğer Yazıları