İtilafçıların yapamadığını AKP eliyle yaptırıyorlar!..
Bu çapta bir mücadeleyi en son, Hüseyin Barack Obama ABD Başkanı seçildiğinde, “Adı Hüseyin olan biri ABD Başkanı seçilirse Taksim Meydanı’nda anırırım” diye söz veren Engin Ardıç’a karşı yürütmüştüm: “Hadi anır” diye...
Bir de şimdi TRT var işte...
Bırakın gazeteciliği bir vatandaşlık görevi olarak, “hadi hesap sor” diyoruz bu kez de... Bir CHP, bir MHP... Bir CHP, bir MHP... Aldıkları cevaplar “adet yerini bulsun” kavlinden olsa da, sağlı sollu hesap soruyorlar bu kamu kurumunun başındakilere...
Şahin ne yapmaya çalışıyor
CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek, “AKP’nin önünde diz çöküşünü belgeleyen Anadolu Ajansı” ile sözleşmesini fesheden en İbrahim Şahin’in “ne yapmaya çalıştığını” sordu TRT’den sorumlu Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a: “TRT, AA ile sözleşmesini hangi gerekçe ile iptal etmiştir? Genel müdür hangi mevzuata göre böyle bir talimat vermiştir, AA yerine TRT hangi haber ajanslarını daha sık kullanacaktır?, İki devlet kurumunun arasındaki sözleşmenin iptalinden AA ve TRT ne ölçüde bir ekonomik kayba uğrayacaktır?, Genel müdürün fotoğrafını çeken AA fotoğrafçısının ve haberin servis edilmesine onay veren yetkililerin durumlarında bir değişiklik olmuş mudur?”
Belli ki bu sözleşme iptalinin arkasında “birilerini zengin etme” kokusu almış Dibek... Ve belli ki bu fotoğrafı AA’nın burnundan fitil fitil getirme operasyonun burada kalmayacağına inanmış...
TRT’nin ne yapmaya çalıştığına dair ikinci soru önergesi MHP Isparta Milletvekili Nevzat Korkmaz’dan!
“TRT için Gaziosmanpaşa’da çok katlı bir kompleks yaptırılacağı iddiaları”nı TBMM gündemine taşıyan Korkmaz soruyor: “TRT’nin Ankara’daki 13 katlı Genel Müdürlüğü’nde yaklaşık 5 bin kişi görev yaparken, bunun 5’te biri kadar personelin çalıştığı İstanbul’da, 5 kat büyüklüğünde bir kompleks binaya neden ihtiyaç duyulmaktadır?, Yeni binanın parasal kaynağı nedir ? TRT’nin Ankara Sıhhıye’deki radyosu ile, İstanbul Ulus’taki TV ve İstanbul Harbiye’deki radyo binalarının satılması gündemde midir?, TRT Arapça, TRT Çocuk, TRT Müzik, TRT Spor, TRT İngilizce ve TRT Farsça, TRT Türk, TRT 6 ve TRT Haber kanallarının da İstanbul merkezli yayına geçmesi için hazırlık yapıldığı bilgisi doğru mudur?”
Dün verdiği soru önergesi üzerine sohbet imkanımız oldu Korkmaz’la... Bu “taşınma” işinin “İstanbul metropol ya onun için” diye geçiştirilecek kadar basit olmadığını söylüyor. “İtilaf devletlerinin yapamadığını AKP üzerinden yapıyorlar”gibi hayli iddialı bir cümleyle özetliyor itiraz gerekçesini. İşte MHP Isparta Milletvekili’nin o çarpıcı ifadeleri:
“İstiklal Savaşı’nın tamamlanmasının ardından Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyet’in kurulmasında pay sahibi olan arkadaşları çok ciddi bir mücadele veriyorlar Ankara başkent olabilsin diye. O sırada itilaf devletlerini organize eden İngiltere, Fransa, ABD, Japonya gibi ülkelerin de desteğini alarak bir nota veriyor bu konuda. Hatta diyor ki; “Başkent İstanbul’dan Ankara’ya taşınırsa İngiltere Ankara’da bir Büyükelçilik oluşturmayacak yalnızca bir irtibat görevlisi bulunduracaktır!”
Bütün bu ayak oyunlarına karşı zerre kırılma olmuyor Mustafa Kemal’in kararlılığında.
Şimdi bu süreç hiç yaşanmamış, Atatürk “Ankara başkenttir ve sonsuza kadar başkent kalacaktır” dememiş gibi, itilaf devletlerinin yapamadığını AKP üzerinden yapmaya çalışıyorlar... Siyasi mekanizmanın yanı başında olması gereken bir kurum olan Merkez Bankası’nın İstanbul’a taşınmasının ne anlamı var. Yine bir kamu kurumu olan ve kamuyu yöneten siyaset mekanizmasının yanıbaşında olması gereken TRT ne yapacak İstanbul’da? Daha önce birtakım finans kuruluşlarının merkezlerini de bu şehre taşıdılar... Arka planında farklı siyasi bir düşünce taşımayan hangi hükümet “deprem olacak” denen, dünyanın en büyük gecekondu şehrine dönüşen bir yerini daha da şişirmek pahasına buraya taşır ülkenin bu derece kritik kurumları?”
Keser döner sap döner...
Sadece TRT’nin İstanbul’a taşınmasına değil, uyguladığı politikaya’da karşı çıkıyor Nevzat Korkmaz: “Güç bendeyken herşeyi yapabilirim anlayışıyla hareket edenler, yarın güçlerini kaybettiklerinde kendilerine yapılacak herşeye hazır olmalıdır” diyor TRT Genel Müdürü’nü kast ederek. Ve hatırlatıyor: “TRT Türk Milletinin malıdır. AKP’nin gizli gündeminin uygulanmasına ortaklık edemez!”
“Ama ediyor” deyip “Türkiye bu Genel Müdür’le seçime gidemez” uyarımızı tekrarlıyorum, “Haklısınız ama bu meclis aritmetiğinde bunu engellemek mümkün mü sizce?” diye soruyor. Ve her ne kadar adil olmayan koşullarda da gidilecek olsa 12 Haziran’ı yani seçim sandığını işaret ediyor: “Hakkın, haksızlıkla mücadelesi, 12 Haziran’da halk sayesinde kazanılacaktır!”
MHP Milletvekili’nden TRT Genel Müdürü’ne sert uyarı: “Güç bendeyken herşeyi yapabilirim anlayışıyla hareket edenler, yarın güçlerini kaybettiklerinde kendilerine yapılacak herşeye hazır olmalıdır!”
+++
Çekin o kirli ellerinizi adaletten...
İstanbul Mısır Çarşısı’ndaki patlamada yedi kişi öldü, 127 kişi yaralandı. Olay günü bunun tüp patlamasından kaynaklandığı sanıldı ise de Adli Tıp Kurumu’nda yapılan tahlillerde; patlamaya bombanın yol açtığı ortaya çıktı. Bundan sonra da avukat Alp Selek’in kızı Pınar Selek yakalandı ve tutuklandı. Bu kişinin PKK’lılarla Avrupa’da görüştüğü; iş yerinde başka bir bombanın bulunduğu da dava dosyasına girdi. Tanıklardan birisi; bombayı Pınar Selek’in yerleştirttiğini de açıkladı.
Sonrasında farklı bir rapor kullanılıp Pınar Selek tahliye edildi ve o da yurt dışına kaçtı. Yargılama sonucunda Yargıtay; sosyolog kisveli Selek’e müebbed ağır hapis cezası verdi. Yerel mahkeme ise beraat diyor. Yandaşları da yeri göğü inletip beraat çıkarmaya çabalıyor.
Peki bu kız yoksul bir Kürt kızı olsaydı; arkasında PKK bulunmasa idi; Avrupa’da yaşayabilir miydi? Basının da onu böyle savunması mümkün olur muydu?
Belirtelim ki dönemin Adli Tıp Kurumu Başkanı Prof. Sevil Atasoy; ’Bugün de raporumun arkasındayım; o olay bombadan kaynaklanan patlamaydı’ diyor.
***
Geçen gün; Kürtçü teröristleri her koşulda masum göstermeye çalışan uğursuz ekip yine iş başındaydı. İçlerinden bir sözde köşe yazarı; ’Bu periyi kurtaralım!’diyerek adalet üstünde baskı kurmak için mahkeme önünde nümayiş çağrısı yapıyordu. Acaba Pınar Selek, garib-gurabadan bir kız olsa; onu böyle savunurlar mıydı? Vicdanınının yarısını kesip atmış olan bu ekip Ergenekoncu diye içeri tıkılan insanlara, daha dellilere bile bakmadan ’Vurun, tepeleyin!’ diye saldırmıyorlar mı?
Bunlara göre; Yargıtay’ın mahkum ettiği Kürtçü Pınar Selek suçsuz...
O patlamada can veren 7 kişinin Pınar’ın tırnağı kadar önemi yok...
Mahkeme de bunlar; bilirkişi de bunlar. Zengin ise... Kürtçü isen... AKP ile bağlantın var ise... Korkma sen mahkemelerden beraat kararı ile ayrılırsın...
Garip-gureba isen; haklı olsan bile yerin hapishanedir. Adaletten o kirli ellerinizi çekin efendiler.
***
Eğer üzülecek isek; gelin Hrant Dink için üzülelim...
Bugün Pınar Selek’i masum ilan eden zihniyet; işini gücünü bırakmış; Trabzon’daki jandarmayı suçlamışlardı. Amma asıl sorumlu kim? Polis ve bağlı olduğu İçişleri Bakanlığı... Bunlar; bilmezden geliyorlar... Hrant vuruluyor... Olayı da milliyetçileri kötülemek için kullanıyorlar... Hrant; tıpkı Ergenekon soruşturması gibi Türkiye’yi dönüştürmek isteyen yeni özel harp dairesinin operasyonudur.
Gelin; hep birlikte Hrant’ın hakkını arayalım; bombacıların değil...
Rıza Zelyut / Güneş
+++
Muhalefetin sorularına perde
Atatürk’ün, Türk’ün sesini dünyaya duyurmak amacıyla Kurtuluş Savaşı’nın en kritik günlerinde kurduğu Anadolu Ajansı, milletvekillerinin soru önergelerini haber yapmıyor. Nedenini soranlara da, bunları haber yaparsak haber bültenlerimiz soru önergesinden geçilmez, yanıtını veriyor. Peki, soru önergelerini haberleştirmeyen Anadolu Ajansı onların yerine çok daha önemli haberler mi veriyor? Geçen salı abonelerine geçtiği üç haberin başlıklarını aktaralım, kararı siz verin.
- Dedektör köpek “Senta” Kapıkule’de göreve başladı...
- İskele altına sıkışan kediyi dalgıç kurtardı...
- Horoz dövüşü seyircisi horoz tarafından bıçaklanarak öldürüldü...
Melih Aşık / Milliyet
+++
Mümtazer’i unutma Sayın Erdoğan
Başbakan Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında Süheyl Batum hakkında suç duyurusunda bulundu, savcıları göreve çağırdı. Gerekçe: Batum’un Türk Silahlı Kuvvetleri için “kâğıttan kaplan” demesi.
Tarih: 15 Temmuz 2010.
Yer: Zaman Gazetesi yazarı Mümtazer Türköne’nin köşesi...
Şöyle diyor Mümtazer Bey: “Kağıttan kaplan gibi yere serilebilecek bir orduyla, bu kadar çaresiz bir ordu ile ülke savunulur mu?”
Bakalım Başbakan Erdoğan, Mümtazer Türköne hakkında da bir suç duyurusunda bulunacak mı?
Ahmet Hakan / Hürriyet
+++
Göbeğini kaşımayan adam Başbakan’ı mahkemeye veriyor
Başbakan ne zaman “Göbeğini kaşıyan adam diyerek aziz milletimize hakaret ettiler” dese, tehditler artıyor... Küfür ve hakaret yağmaya başlıyor... Sayıyorum; bir yılda 22 kez ekranlarda milletin gözünün içine baka baka bunu söyledi, önceki gün grup toplantısında da, etti 23... Bir daha böyle saldırı sinyali verirse, onu mahkemeye vereceğim...
***
Çünkü herkes biliyor ki “göbeğini kaşıyan adam” millet değil... Ama ciddi bir çoğunluktur o... Ben onu tanırım... Şu sıralarda “Seçim ne zaman” diye soruyordur... Demokratik hakkını kullanmak için değil... Geçen seçimde vali üçlü kanepe getirdiğine göre, bu seçimde oturma odası takımının ne zaman geleceğini kestirmek için... Ki oyunu gönderene verecek...
O asla gazete, dergi, kitap mitap okumaz... Zaten diziler dışında haberlere de bakmaz... Baksaydı “Obama kim” diye sorulduğunda “Futbolcu” demezdi...
Ben onu tanırım... İlgilenmez, duymaz, görmez, bilmez... Kimden beleş-avanta gelirse, onu alkışlar...
***
Bu ülke Başbakan’ın babasının çiftliği değil... Bizler de onun uşakları olmayız...
Başbakan’ın iktidarını sürdürmesi için “göbeğini kaşıyan adama” ihtiyacı vardır... Bu yüzden ona toz kondurmaz...
Benim ise bir gazete yazarı olarak “göbeğini kaşıyan adamı” eleştirme hakkım vardır... Hele ülkemizin kaderini, çocuklarımızın geleceğini o belirliyorsa...
Bu ülke Başbakan’ın babasının çiftliği değil... Bizler de onun uşakları olmayız... Militanlarını üzerimize salması sürerse... Onu mahkemeye vereceğim...
Bekir Coşkun / Cumhuriyet
+++
TESTİ YAPIN ÖĞRENİN
Kağıttan vicdanlı mısınız?
Harp Okulu’nu birincilikle bitiren teğmenin cep telefonuna, bizzat polis tarafından teröristin telefon fihristi yüklenirken... Polisler askere gitmesin diye özel kanun çıkartıp “yırttınız” diyen kimdir?
a) Behzat Ç.
b) Komser Kolombo
c) Bekçi Murtaza
d) Süheyl Batum
e) Hiçbiri
*
Sanırsın kukuletadır, kapişondur, Armani türbandır... Yıllardır hiç rahatsızlık hissetmeden kafasında Amerikan bezi “çuval”la gezen millet hangisidir?
a) Tutsiler
b) Aborijinler
c) Aztekler
d) Hobbitler
e) Hiçbiri
*
İnternetten höt söz yapıp, oyları patlatan, sarayda baş başa helalleştikten sonra zırhlı Audi’ye binip giden kimdir?
a) Michael Schumacher
b) Lance Armstrong
c) Kenan Sofuoğlu
d) Şoför Nebahat
e) Hiçbiri
*
Emri altında çalışan herkes darbeci diye içeri tıkılırken, kendisi sanki o sırada Satürn’deymiş gibi, kozmik imalarla, “kasaptaki ete soğan doğramam, sağılmamış süte şeker koymam, denizdeki balığa limon sıkmam, marketteki sucuğa yumurta kırmam” diyen zat-ı muhterem kimdir?
a) Sahrab Soysal
b) Emine Beder
c) Ayşe Tüter
d) Vedat Milor
e) Hiçbiri
*
Şehide “kelle”, şehit yakınlarına “askerlik yan gelip yatma yeri değildir canım kardeşim” diyen devlet adamı, askerliğini nerede yapmıştır?
a) Pentagon
b) Estergon kalesi
c) Vietnam
d) Kuznetsov uçak gemisi
e) Kantin
*
Kendisi Manisa’dayken, kendisine Ankara’da suikast yapılacağını öne süren, aşçıyı suikastçi diye yakalatan, fuhuş yuvası bastırtır gibi bastırttığı kozmik odaya kozmetik oda benzetmesi yapan, “iyi ki bu komutanlarla savaşa girmemişiz” diyen, mesir macunu uzmanı siyasetçi kimdir?
a) Haydar Dümen
b) İdi Amin
c) Manisa Tarzanı
d) Asterix
e) Hiçbiri
Yılmaz Özdil / Hürriyet