İstinat duvarları nasıl çöküyor?..

Yok... Yok...

Sarayda bıyık boylarına ayar verilen Bakanlar konuşulmuyordu. İttifak ile kimin kaç milletvekili çıkaracağı da pek gündemde değildi. Damat Berat Albayrak ve eskiyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun kavgasından "şehzade Bilal Erdoğan'ın kârlı çıktığı ve mevzi kazandığı", "pek sayın hazret"li gır gır dolu muhabbetler de yan gündem maddesiydi...

Ankara'nın klasik Salı'sında ana gündem maddesi Saadet Partisi ve lideri Temel Karamollaoğlu'ydu... Siyaset kulislerinde onların siyasi hamlelerinin nerelere varabileceğine dair tahminler, analizler yapılıyordu. İktidar kulislerinin müdavimlerinin neşesi kaçıktı, sıkıntı yüzlerinden okunuyordu. "Ne olacak bu Saadet'in hali?" diyorlardı. Belli ki, bir zamanlar "oyları yüzde sıfır nokta bilmem kaç" diye alay edenler çarpan etkisi yüzünden çarpılmışa dönmüşlerdi. Temel Karamollaoğlu'nun dik duruşu yüzünden "reis bunları halleder"cilerin pek sesi sedası çıkmıyordu. Yandaş kalemlerin, ağız birliği etmişçesine son günlerde SP ve liderine yaptığı saldırılarda onları kesmemişti. Sonuç getireceğine inanmıyorlardı. Hatta bu yazıların "SP'nin daha çok propagandasını yaptığını" söyleyenler bile vardı.

Nitekim!.. AKP kulislerine basan sıkıntılı hava dün partinin Meclis grup toplantısına da yansıdı. AKP Genel Başkanı R. Erdoğan, "Biz iyi niyetimizi, samimiyetimizi hatta ısrarımızı defaatle ortaya koyduk. Önümüzdeki dönemde sadece seçimlerden başarılı çıkmanın yolunu açacak reformların da hazırlıklarını yürüteceğiz. Biz, ülkemizde her şeyden önce azami müştereklerimizin olduğu siyasi hareketlerle beraber olmanın ittifakını kuruyoruz. İttifakta olmasını arzu ettiğimiz partiler kendilerine başka bir yol arkadaşı seçiyorsa onlara da 'Güle güle' demekten başka bir şey elimizden gelmez" dedi.

Mustafa Şentop'tan "olumsuz" raporu alan Erdoğan, SP'ye gerçekten "güle güle" diyebilir mi?.. "AKP, SP'ye iltihak kumpası kurdu" başlıklı yazımızda iktidar partisinin 4 koldan nasıl saldırdığını ayrıntılarıyla ifade etmiştim. Erdoğan'ın SP'yi yutmak için son güne kadar uğraşacağı su götürmez bir gerçek. Grup toplantısında sarf ettiği bu sözlerle klasik metodunu tekrarlıyor. Partisinin üzerindeki karamsarlık havasını dağıtmaya, MHP ile ittifakın seçim kazanmaya yeterli olmayacağı olgusunu kırmaya ve de gaz almaya çalışıyor. Tabii, bu, "madem SP'yi bu kadar küçümsüyorsunuz, neden o zaman hep bir ağızdan saldırıyorsunuz" sorusunu da ortadan kaldırmıyor?..

Gelelim, tüm gözlerin üzerine çevrili olduğu Saadet Partisi'ne... En çok cevabı aranan sorular herhalde, "SP'nin kiminle ittifak yapacağı...", "Cumhurbaşkanlığı seçimleri için adayının kim olacağı..." Bana göre; SP lideri opsiyonları sonuna kadar açık tutan bir siyasi hareket tarzı izliyor. Ve bunu da son güne kadar devam ettirecek. SP kulislerinden edindiğim bilgilere göre, Temel Karamollaoğlu'nun kafasında 2 ayrı anket uygulaması var. Birincisi; kendi tabanına "SP'den kimi Cumhurbaşkanı adayı olarak görmek istiyorsunuz" sorusunu soracak. İkincisi; yine kendi tabanına yönelik olacak ve "SP dışında hangi adayı tasvip edersiniz ve ona oy verirsiniz"e cevap arayacak. Bu 2 anketin sonuçları SP'nin yönetim organlarında yan yana getirilerek gerçekçi bir değerlendirme yapılacak. Karamollaoğlu, ittifak tercihini ve Cumhurbaşkanı aday ismini ilan etmek için seçimlerin yasal sürecinin başlayacağı tarihe kadar acele etmeyecek. SP lideri Temel Karamollaoğlu'nun yakın çevresine yaptığı değerlendirmelerde, "araştırmaların sonucunda belki herkesin savunabileceği bir aday çıkacak" dediğini de öğrendim. Şimdi burada hemen şu soru sorulabilir; "SP'nin Cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül olabilir mi?" SP çevrelerinden aldığım izlenime göre, ben soruyu cevaplamaya çalışayım; Abdullah Gül aday olduğunu açıkladı mı veya açıklayabilecek mi?.. Önce ona bakmak lazım!..

SP tabanında Abdullah Gül de en az R. Erdoğan kadar, "Erbakan'a ihanetleri" yüzünden hâlâ sorgulanan isimler. Temel Karamollaoğlu, yükselen siyasi grafiği ile birlikte bugünlerde parti tabanından gelen "Cumhurbaşkanlığı adaylığı için sen çık" baskılarına kapılamayacak kadar gerçekçi ve ayakları yere basan strateji izliyor. Karamollaoğlu, nefsini geri plana atarak siyasi bir tüccar gibi değil mühendis mantığı ile hareket ediyor. Bu da AKP'lileri çileden çıkarıyor!..

Duyduk duymadık demeyin!..

AKP'nin istinat duvarı yıkıldı...

Yazarın Diğer Yazıları