İstihbarata da YDGH hakim!..

Bilmem kaç yüzüncü kez toplanan güvenlik zirveleri..

Sonuç ortada!...

Büyük kaos fotoğrafının karelerini tekrar, teker teker sıralamaya gerek var mı?..

Sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim; Türkiye yönetilemez halde..

Buradan sakın ha şu yargıya varmayın. Recep Erdoğan’ın kaoslu tekrar seçim projesinin değirmenine su taşımıyorum.

Ne yazık ki!.. Kral çıplak...

Çözülme sürecine kurban edilişimizin ve edilgenliğimizin kaçınılmaz sonuçlarını yaşıyoruz.

Vatanımız terör bataklığına gömülmüş... Bölücü örgütlerin gündeminin peşinde aciz  kalan siyasetçilerimizin koalisyon formüllerine, sahte pehlivanların,hangi bakanlık kimde kalırcıların peşine düşmüşüz. Geçekten, tiyatro seyrediyoruz. Trajediyi!..

Bugünkü tablodan birinci derece de sorumlu olan 13 yıllık iktidar mensupları değme balerinlere taş çıkarırcasına dans ediyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırlarına bugün ayak basıp televizyonları açsanız, sanırsınız ki; terör örgütleri ile hemhal olanlar onlar değil de uzaylılar. Ağlamalarını ve şikayetlerini de dinlerseniz de iktidarda değiller de muhalefetteler. Bu halde bile iki yüzlü politikalar yürütmekten hala geri durmuyorlar.

Hani!..Şu, “Başbakan” Ahmet Davutoğlu’nun ne  olduğu neyi hedeflediği tam anlaşılamayan  teröre karşı ortak deklarasyon çağrısı var ya... Lafı oraya getireceğim. Bir CHP’li yöneticiden dinledim  “deklarasyon için bizi AKP’den ne arayan var ne soran” diyor. Buna rağmen, CHP “metni beraber yazalım imzalayalım ama sizin yazıp getirdiğiniz metni biz imzalamayız” mesajı göndermiş fakat ona da cevap vermemişler.

Hani, Davutoğlu “grup başkanvekillerimi görevlendirdim” demişti. Tık yok !..  Davutoğlu sözde deklarasyon çağrılarıyla muhtemelen kendi kendine çamaşır makinesi çalıştırıyor. PKK’ya, IŞİD’e verdikleri desteği örtbas etmek için deklarasyon çağrısıyla kendilerini teröre karşıymış gibi göstermeye çalışıyor... Blöf yapıyor...

Buradan, teşkilatına “her an seçime hazır olun” talimatı veren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin durumuna  geçeceğim. Suruç’taki patlamanın ardından MHP’de bazı yöneticiler Bahçeli’ye giderek “Suruç’a  bunun yanında  Adıyaman’da şehit olan askerimizin, Urfa’da şehit edilen iki polisimizin cenaze törenlerine partiden resmi heyet gitmesini” önerdi. MHP Genel Başkanı bu öneriyi reddetmiş. Gerekçesini sordum, “Devlet Bey herhangi bir gerekçe belirtmedi. Yalnızca ’hayır’cevabı verdi” dediler. Bahçeli’nin bu tavrını anlayabiliyorum. Başta Erdoğan olmak üzere iktidar sözcülerinin MHP’ye yönelttiği “kandan besleniyorsunuz, şehit cenazeleri üzerinden siyaset yapıyorsunuz” şeklindeki ahlaksız suçlamalarını unutmak mümkün mü?. Bu arada, MHP Kayseri Milletvekillerinin Adıyaman’da şehit olan kahramanımızın Kayseri’deki cenaze  namazına katıldığını not ettikten sonra Bahçeli’nin “gerekçesi bende kalsın” tavrılarının tabanda çok tepki aldığını kayda geçirmek isterim. MHP tabanı da dahil olmak üzere tüm kamuoyunun ne olduğunu anlayamadığı Bahçeli’nin birçok sert çıkışının ardında yatan gerçekleri kimse algılayamıyor. Saklanan ve kimse ile paylaşılamayan üstünde sır ve giz perdelerinin hakim olduğu  “bende kalsın”  gerekçelerinin en azından bazılarını bilsek iyi olmaz mı?..

Canımızı çok yakan sıcak gelişmelerden devam edelim;

Şanlıurfa Ceylanpınar’da 2 polisimizin şehit edildiği eylemle ilgili olarak  terörle mücadele uzmanları şu hususlara dikkat çekiyor;

 “Daha önce Diyarbakır’da şehit edilen 2 polis ve pazarda alış veriş yaparken şehit edilen astsubaya yönelik eylemler de YDGH yapılanması içerisindeki timlerde faaliyet gösteren PKK’lı teröristler tarafından gerçekleştirilmişti. Ceylanpınar’daki eylem tarz olarak YDGH’nin eylem timlerinin yakın mesafeden kafaya ateş etme şeklindeki saldırı tarzına benziyor. YDGH bünyesinde oluşturulan bu timler özellikle son süreçte bölgedeki polis, asker, hakim ve savcılara yönelik keşif çalışmalarını yoğunlaştırmıştı. Kamu görevlilerin günlük rutinleriyle ilgili her türlü yöntemle detaylı bilgiler topluyorlardı. Bilgi toplarken apartman görevlileri, çevredeki esnaf,  komşular vb kişilerden bilgi de aldıkları biliniyor. Bu şekilde yüzlerce kamu görevlisi hakkında bilgi toplandığı kaydediliyor. Ancak bunlarla ilgili somut tedbirler henüz alınmış değil.

YDGH yaklaşık 2 yılı aşkın rahat bir şekilde bölgede geniş bir istihbarata ağı kurup eylem için altyapı oluştururken adı geçen yapılanmaya hiçbir ciddi operasyon yapılmadı.

Olayları önleme ve eylemlerin kaynağı olan PKK yapılanmalarına yönelik halen ciddi bir plan yok. Tam bir kriz ve zafiyet havası var.”

Yazarın Diğer Yazıları