İstifayı lugatlarından çıkaran zanaatçılar...
Siyaset ne kadar zor bir zanaattır ki en olmadık zamanlarda adamı bir o yana bir bu yana eğip büker.
Neyse ki; bizdekiler bu zanaatın oldukça ustasıdırlar. İşi, “koltuk pişkinliği” mi dersiniz , “nasır zanaatı mı” dersiniz, ne derseniz deyin gayet ustaca kotarırlar.
Bizde, makam ve koltuklara kıç yapıştırma zanaatı babadan oğula geçer ve Rabbim ömür verdikçe devam eder gider.
Vatandaşlık ve de en doğal hakkınızı kullanıp bir gün bir yerde tavır koyup beğenmediklerinizi eleştirip “yeter artık” demeye kalkarsanız;
PKK yandaşı olursunuz..
Vatan haini olursunuz..
Fitne fesatçı olursunuz..
Endek-döndek olursunuz..
Olursunuz da olursunuz..
Bir de üstüne üstlük zanaat düşmanı olursunuz.
(En acısı da o ya!..)
En uçta, birbirleri ile vaktiyle kanlı-bıçaklı olan adamlar bir araya gelir, dudağınızı uçuklatan birlikteliklere şahit olursunuz;
“Eee, bunun adı siyaset zanaatı. Sen anlamazsın, işine gücüne bak” derler.
En hafiften birbirlerine “şerefsiz” derler. Sonra da bakarsınız ki aynı karelerde fotoğraflara girmişler, olmadık hayati konularda uçurumun kenarından birbirlerini kurtarmışlar.
Neymiş efendim?
Siyaset zanaatı.
Hani şu Japonlar, İsveçliler, Norveçliler, Almanlar, Fransızlar var ya!..
Onlar bu zanaattan hiç nasibini almamış fukara, zavallı adamlar.
Bırakın skandalları, seçim hezimetlerini, en ufak bir trafik kazasında bile gurur yapıp istifa ediyorlar. Hatta bazıları intihar bile ediyor.
Doğal felaketler ve sonrasını, yolsuzlukları, geçim sıkıntıları vs.. saymıyorum. Trafik kazalarının bölücü terörle can alma yarışına girdiği canım memleketimde, bakın zanaatçılarımıza nasıl da ustaca icra ediyorlar zanaatlarını.
Son 4 ayda 92 şehit vermişiz.
Askerimizin başına çuval geçiren Amerikalı gelmiş memleketime en üst düzeyde ağırlanıyor. “Arka bahçeler” de Amerikalı Senatörler Suriyelilerle buluşup görüşüyorlar. Esrarengiz buluşma sona erdiğinde bizimkilere “bay bay” deyip el sallıyorlar..
Millet evlat acısında kan ağlarken;
Ana muhalefet partisi hiçbir sonucu çıkmayacağını artık beşikteki bebeğin bile bildiği gensoru önergesi ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu düşürmeye çalışıyor.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli hala “Kandil’i bombalayın” diyor.
Tayyip Erdoğan, hala “tuzağa düşmeyeceğiz” diyor.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e diyecek bir şey yok. Çünkü o, “kulak rahatsızlığından” dolayı silah seslerini ve analarımızın feryadını duyamıyor sadece önüne getirilen taziye mesajlarını imzalıyor.
CIA Başkanının canım memleketimde kiminle nerelerde görüştüğü belli değil.
İçişleri Bakanı ortada yok.
Milli Savunma Bakanından tık yok.
Hani bir Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı vardı ya!..
Oradan bir şey duyanınız var mı?
Ne oldu ?.. “Habur açılımının” mimarı Beşir Atalay’a..
“Birkaç Mehmet” diyen Hüseyin Çelik’e bakın.
Hala iktidar partisinin sözcüsü..
Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in hakkını yemeyelim!.. Kendisi, Beytüşşebap’ta 10 şehit verdiğimiz gün adli yılın açılış törenine katıldı ve esas olması gereken yerde bulundu. Görevini başarı ile icra ettiği için de taraftar basın onu yere göğe sığdıramadı.
Zanaatçı bunlar.
Koltuk zanaatçısı...
Bütün bunları art arda dizip niye mi yazdım?
MHP’li Meral Akşener’in oğlunun hafta sonunda İstanbul’da yapılan düğününde basına yansıyan fotoğraflar çok dikkatimi çekti. İktidar partisi ve MHP’nin neredeyse tüm üst düzey yönetimi düğündeydi. Tayyip Erdoğan ile Devlet Bahçeli’nin yan yana çekilen fotoğrafları da (buraya bir eleştirim yok. Çünkü düğünlerde ailelerin yan yana gelip fotoğraf çektirmesi adettendir-aht-) çok dikkatimi çekti. Ülke gündemi bu kadar hararetli iken, bu kadar da siyasetçinin bir araya geldiği fotoğrafı görünce gazeteci ne yapması gerekirse onu yaptım.
“Tayyip Erdoğan ile Devlet Bahçeli ülke gündemi ile ilgili bir şeyler konuşmuş olabilirler mi” sorusunun peşine düştüm. Bahçeli’ye yakın bir kaynaktan, “kısa bir konuşma oldu” cevabını aldım. “Ne konuştular” diye sordum. Aldığım cevap;
“Sayın Bahçeli, Tayyip Erdoğan’a terör olaylarında Hükümete verdiği karşılıksız desteği hatırlattı. ‘Bu işi artık çözün. Sonraki gelişmelere ben dahi karışamam.’dedi”
“Tayyip Erdoğan ne cevap verdi” diye sorduğumda ise aynı kaynak “sessiz kaldı” diye cevap verdi.
30 Eylül’de AKP, 4 Kasım’da da MHP kongreleri var.
Siyaset gerçekten çok ama çok zor zanaat.