İşte BOP ve "Yeni Osmanlı" tuzağı
ABD’nin başta Suudi Arabistan olmak üzere beş Körfez ülkesine 20 milyar dolarlık silah satacağı ve İsrail’e 30 milyar dolarlık askeri yardımda bulunacağına dair haberi okuyunca, “İşte BOP” ve “İşte Yeni Osmanlı” zokası bu olsa gerek dedim.
Öyle ya Erdoğan-Gül ikilisi, BOP gereği bu ülkelerin rejim ve sınırlarını değiştirmek ve Türkiye’yi Osmanlı gibi “eyaletlerle” yönetmek için işte bu ABD ile birlikte hareket etmiyorlar mıydı?
Ediyorlardı..
İyi de ABD sınır ve rejimlerini değiştireceği ülkelere niye silah satıyor?
Adamlar bu silahları herhalde oturdukları koltuklardan gitmek ve topraklarını bölmek için kendi insanlarına karşı kullanacak değiller?
Gerçi ortada ve oltada bir ‘İran’ yemi yok değil.
Amma Suudi Arabistan dahil olmak üzere körfez ülkeleri pekâlâ biliyorlar ki, ABD ve İsrail gibi şirret iki düşmanı olan bir İran, durup dururken komşusu Körfez ülkelerine bulaşacak kadar deli değil. Öyleyse geriye iki ihtimal kalıyor. Bir, ABD Suudi Arabistan başta olmak üzere diğer Körfez ülkelerini İran’a, İran’ı da bunlara karşı kışkırtacak. Bu ihtimal, BOP’a uygun bir ihtimal. Bu durumda Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkeleri için ‘ABD ile stratejik ortaklık’ demek, BOP yani Büyük İsrail için meselâ Arap ve İran halklarının birbirlerini yani Müslüman’ın Müslüman’ı katletmesi demek! Daha önce de Irak’la İran da bu amaçla savaştırılmadı mı? İşgal edildikten sonra Irak’ta yapılan da Müslüman’ın Müslüman’a katlettirilmesi değil mi?
Öyleyse BOP öyle bir proje ki bir yandan Müslümanlara, Müslümanları kırdırtmak için para ile silah satarak silah fabrikalarını çalıştırıyor, diğer yandan bu yolla kazandığı paralarla Müslümanları katletmesi için gereken silah ve teçhizatı İsrail’e hibe edecek imkânları sağlıyor..
Erdoğan-Gül ikilisi böylesine çirkin bir projede yer ve görev almaktan hâlâ gurur duyuyor ve başlarını huzur içersinde yastığa koyup uyuyabiliyorlarsa, bekleyip akıbetlerini görmekten başka yapılabilecek bir şey var mı, bilmiyorum..
Gelelim “Yeni Osmanlı” meselesine...
BOP’çular, ‘Tarih şuurunu’ sadece ‘geçmişe özlem’ zannedenlerin ağzına bir parmak, “Yeni Osmanlı modeli” balı sürdü.
“Osmanlı” dediler, “Asya’dan Avrupa ve Afrika’ya kadar milyonlarca kilometrekarelik bir coğrafyada, yüzlerce etnik yapı ve mezhep ile üç büyük din mensubunu kardeşçe bir arada nasıl yaşattı ise, Türkiye’yi yönetenler de Türk’ünü Kürt’ünü, Alevi’sini, Sünni’sini ancak işte o ‘Osmanlı akıl ve sistemi’ ile bir arada tutabilir.”
Bu bizim gibi Osmanlı deyince gözleri buğulananlar için ne kadar cazip bir ikram, öyle değil mi?
Tam bu noktada sorulması gereken soru, “Dün Osmanlıyı yıkanlar bugün Osmanlı’nın yeniden dirilmesini ister mi?” olması gerekirken, öyle yapılmadı, “İşte çözüm bu!” denilerek, altın tepside sunulan zehir-zıkkım ikrâm, ufak ufak millete yedirilmeye başlandı. Osmanlı 22 milyon kilometrekarede Eyalet Sistemi ile yüzlerce yıldır kalabildiğine göre Türkiye de ancak “Eyalet Sistemine geçerek” varlığını sürdürebilirdi. Türkiye işte şimdi bu zokayı “Sivil Anayasa” olarak yutmak üzere.
“Yeni Osmanlı” ymış.
Beyler, bir taşla kaç kuş vurulduğunu hâlâ göremedinizse, bu millete Allah(c.c.) acısın. Sana, “Yeni Osmanlı ol!” diyenler Mehmetçik’i Somali’de seviyor, Afganistan’da seviyor, İran’a giderse çok daha sevecek ve fakat aynı Mehmetçik daha dün Osmanlı valilerinin yönettiği Irak’a geçmek istediğinde, “Hayır, asla!” deniyor ve bu Mehmetçik Kıbrıs’ta hatta Türkiye’nin Güneydoğu’sunda bile istenmiyor, kör müsün!
Yarın ülke eyaletlere bölünsün, bakınız neler olacak, neler..
Sana “Yeni Osmanlı ol” diyenler Suudi Arabistan ve diğer Arap ülkelerini Osmanlıyla korkutarak silahlandırıyor ve 1900’lü yılların taktiğini tersten uygulayarak Türkiye Cumhuriyeti ile İslâm âlemînin arasına yeni uçurumlar kazıyor olmasın?!
Bugün “Yeni Osmanlılığı” eyalet sistemi ve “Sivil Anayasa kılıfı” altında servise koyanların, dün Osmanlı’yı tarihten silen Ermeniler, Rum Ortodoks Kilisesi, Yunanistan, ABD, Fransa, İngiltere ve Yahudi lobileri ve onlarla kol kola girerek sarayda padişahları tahtından, vezirleri kellesinden eden içimizdeki “Türk gibi” lerin günümüz versiyonları olduğunu da görmüyor musun!