İstanbullular bilir…
"Melen Barajı Projesi" vardı.
İstanbul'un içme suyu ihtiyacını karşılasın diye yapımı için 1990 yılında Bakanlar Kurulu kararı alınmıştı.
Barajın maliyeti 1,6 milyar TL. O tarihe kadar harcanan miktarın ise 1 milyar 235 milyon TL olduğu açıklanmıştı. Bu miktarın 845 milyon TL'lik kısmının kamulaştırma için harcanan bedel olduğu belirtilmişti.
İstanbul'un 2040 yılına kadar içme suyu ihtiyaçlarının karşılanacağı söylenen baraj projesi için ilk ihale, davet usulüyle yapıldı. İhaleyi 213 milyon TL bedel ile Ece Turizm İnşaat Mağaza İşletmeciliği AŞ ve Yöntaş İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ ortaklığı aldı.
Proje, 12 Aralık 2016'da tamamlanacaktı, tamamlanamadı. Bu sefer 29 Aralık 2016'da pazarlık usulü ile yapılan ihaleyi 271 milyon TL bedelle işi tamamlayamayan Ece Turizm İnşaat Mağaza İşletmeciliği AŞ. ortaksız aldı.
İş bitim süresi ise 1 Şubat 2018 olarak belirlendi, ancak bu sürede de bitirilemedi.
Proje bitmediği gibi, Ekrem İmamoğlu'nun incelemeleri sonucunda Melen Barajı gövdesinde de çatlaklar olduğu ortaya çıktı. Bakan Pakdemirli, bu durum için "küçük teknik bir hata" dedi.
Şimdi "küçük teknik bir hata" nedeniyle Melen Barajı projesi için gövdesinde meydana gelen çatlakların onarımı için "Güçlendirme İhalesi" yapıldı.
İhalenin yaklaşık maliyeti tam 633 milyon TL!
İhale, "açık usül" olarak yapıldı. İhale ayrıntılarını Sözcü gazetesinden Çiğdem Toker köşesinde yayımladığı makalesinde ele almıştı.
Sizlere İstanbul'un burnunun dibindeki su havzası Sazlıdere'nin kurutulacağından Terkos'un yok olacağından veya 170 kilometre mesafeden getirilmeye çalışılan suyun maliyetinden bahsetmeyeceğim. Bahsedeceğim konu en az bunlar kadar önemli. Hatta bir tehlike…
Düzce Belediyesi'ne ait olan Melen Çayı etrafında vahşi atık depolama sistemi ile serilen 400 ton katı atık var. Bu katı atıktan süzülen sular ise Melen Çayı kollarına oradan da İstanbul suyuna karışıyor.
Melen havzası etrafında yaklaşık 300 bin insan yaşıyor. Fabrikalar ve insani atıklar arıtılmadan su kaynaklarına akıtılıyor. Proje kapsamında 5 bin hanelik bir köy taşınmış. Uzmanlar, Melen Çayı'nın çok kaliteli bir su olmadığından da bahsediyor. Su kaynağı olma niteliğini kaybettiğinden de bahsediliyor.
Durumu biraz daha ayrıntılı anlatalım ve bunun için konuyu sıkı takip eden AkçakocaTV'nin haberinden aktaralım;
"Düzce İli ve 10 ilçe Belediyesi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın 28 Şubat 2011'de verdiği ÇED olumlu kararıyla, Merkez'e bağlı Esençam Köyü mevkisinde, Melen Çayı'na 200 metre uzaklıkta katı atık bertaraf tesisi kurdu. Tesisin yakınındaki Esençam ve Hasanlar Köyleri temiz çevrede yaşam haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle ÇED olumlu kararının iptali istemiyle Sakarya 2'nci İdare Mahkemesi'nde dava açtı. Mahkeme, önce davayı reddetti. Danıştay'ın bozma kararı üzerine, geçen 6 Kasım'da aynı mahkeme ÇED olumlu kararında hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verdi."
Peki…
Bu karara rağmen çöplerin depolanması durdu mu?
Hayır.
Dava süreci devam ediyor.
Su havzasının 50-100 metre yanında çöp sahasından süzülen suların toplandığı lagünler mevcut. Çöp tesislerinin yer aldığı Hecinler köyü çevre halkı da çöp tesisine karşı çıkıyor. DW Türkçe'den Pelin Ünker'in yaptığı haberde yer alan görüntüler inanılır gibi değil. Çöplerin sıkıştırılması ile ortaya çıkan suyu içen köpekler ölmüş, süzülen suyun içinde duruyor ve o su, su havzasına karışıyor.
Oradan İstanbul'a…
Dönemin Bakanı Faruk Özlü yaptığı bir konuşmada, "Düzce'nin çöpleri buraya dökülmeyecek. Bu bölgede 3 köyümüzün arzu etmediği bu alanı kullanamayacağız"demiş ancak söz havada kalmış.
Konu ile ilgili İSKİ Genel Müdürü Raif Mermutlu ile konuştum. Durumu sordum, şunları söyledi;
"12 kilometre uzunluğunda bir tünel planlanıyor. Atık su ile baraj suyunu ayırmaya çalışıyoruz. Regülatör ve baraja gelen suyu bypass edecek bu suyu Karadeniz'e vereceğiz."
Yapılan yeni ihalede bu var mı?
Araştırıyorum.
Ancak ortada yine bir doğa cinayeti var. Yine mağdur köylüler var.
Yapılan ihalenin teklif değerlendirme süresi 240 gün, yapım süresi 1000 gün. Verilen süreler de bir aksilik yaşanmaz ise 4 yıl sonra bitecek. Bitince hemen su verilmeyecek barajın su tutması beklenecek. Yapılacak olan onarım ne kadar başarılı olacak bilinmez ancak mevcut durumda Melen Çayı'nın hemen dibinde bir çöp depolama sahası var. Orada yaşayan köylüler sağlıkları için, doğal hayatları için ve dolaylı olarak da İstanbullular için direniyorlar.
İstanbul'un su sorununu tamamen çözeceği iddia edilen projede skandallar bitecek gibi gözükmüyor. Hem suya atık suları karışıyor hem de kamu kaynakları kontrolsüzce harcanıyor.
Yazık…