İstanbul'daki Kara Delik!
Bilim dünyası tarihi bir başarı sağladı.
Uzayın en büyük bilinmezliklerinden biri olan kara delik ilk kez görüntülendi. Simülasyon ya da grafik değil bizzat kara deliğin kendisiydi görüntülenen…
Uzun yıllardır üzerinde çalışılıyordu. Uzay bilimi açısından devrim niteliğinde bir gelişme…
İnsanlık için de çok büyük bir adım.
Bazı tarikat şeyhlerinin ileri sürdüğü gibi "Milyarlarca dolar harcamaya ne gerek var, bana 100 bin dolar ver, sana evrenin bütün sırrını anlatayım" şeklinde bir olay da değil. Emek, disiplin ve uzun yıllar çalışma gerektiren tarihi bir keşif.
Bu gelişmenin muhafazakâr çevrelerde çok yankı bulmaması da ayrı bir inceleme konusu. Oysa kainatın bilinmeyenlerine ulaşmak en çok Yüce Yaratıcı'nın varlığını bize gösteriyor. Özellikle muhafazakar çevrelerin daha çok heyecanlanması, meraklanması ve araştırması gerekiyor.
***
Binlerce yıllık insanlık tarihi aslında emekleme aşamasında.
Anne karnındaki bebekler bile ancak son 20 yılda yaygın bir şekilde ultrason ile görüntülenmeye başlandı.
Özetle daha yolun çok başındayız.
İnsan aklı binlerce yılın bilgi aktarımıyla keşfe devam ediyor.
Bu devasa kâinata bakınca, Samanyolu dediğimiz galaksinin bile nokta olarak kaldığını görüyoruz. Uzayda keşfettiklerimiz bir kum tanesi kadar belki de…
İşte bu gerçeklik, bizim acizliğimizi, insan varlığının sınırlarını anlatıyor.
***
Kara deliğin görüntülenmesiyle ilgili medyayı gezdim, canlı yayınlara baktım, özetle Türk medyasına göz gezdirdim. Ama elle tutulur, nitelikli hiçbir yayına rastlayamadım.
Çünkü gündemimiz, heyecanlarımız, beklentilerimiz çok farklı!
Projenin içinde tam 20 bilim insanı var.
Bunlardan bir tanesi de Astrofizik Profesörü Feryal Özel… Aynı zamanda NASA'nın yürüttüğü Hubble teleskopu projesine alınan ilk ve tek Türk…
Kara deliğin görüntülenmesinden sonra çok güzel bir not da paylaştı, Türk medyası ise çevirisini yapma zahmetinde bulunmadı. Feryal Özel mesajında şunları yazdı:
"Bu konuda 2000 yılında hazırladığım ilk makalemden beri çalışıyorum ve kara deliklerin boyutlarını tahmin etmeye çalışıyorum. Uzun zamandır beklediğim çok güzel bir andı."
Bu müthiş ismi daha önce muhtemelen hiçbirimiz duymadık, bilmiyoruz.
Nobel Ödülü alan Aziz Sancar'ın bile hangi çalışmasından dolayı bu başarıyı kazandığını bilmediğimiz gibi…
Hatta hatırlayın, Türk medyası adamcağızı ödül aldığına pişman etmişti. Hemen başladılar "Etnik kökeni şöyle, soy adına bak şunun akrabası, yok öyle, yok böyle…"
İşte bu saçmalıklar, sınırlı algımızı ve kapasitemizi ortaya koyuyor. Bu zihniyetin kitle iletişim araçlarının büyük bir çoğunluğunu ele geçirmesiyle de kendi bilinmezliklerimizi, kara deliklerimizi oluşturuyoruz!
***
Bilim dünyası bu kadar büyük keşifle ayağa kalkarken, birçok yabancı medya kuruluşu canlı yayınlar yapıyordu.
Türkiye'de ise konuşulan tek bir konu var; İstanbul seçimleri!
İnsanlar hala sandıkların sayıldığı okullarda nöbetler tutuyor, oylar çalınmasın diye çuvalların üzerine yatıyor.
Polisler, Büyükçekmece'de apartmanlara, evlere girerek olmayan seçmenleri arıyor.
İstanbul'un son Belediye Başkanı Mevlüt Uysal ise "Soy ismi tarandığı zaman Ak Parti'ye oy verenler olduğu kolayca tespit edilebilecek kişiler olduğunu görüyoruz" şeklinde akla ziyan bir açıklama yapıyor.
İşte bizleri yöneten zihniyetin en açık fotoğrafı!
İşte Türkiye'yi getirdikleri en acı fotoğraf…
Bir tarafta kara deliği fotoğraflamak için yıllarını heba edip isimleri bile zikredilmeyenler, öte yanda ise bu saçma sapan açıklamalarıyla milleti yönetenler!
İstanbul üzerinden Türkiye'yi bilinmez bir kara deliğe sokmak isteyenler unutmasınlar, gerçeklerin elbet bir gün ortaya çıkmak gibi güzel bir huyu vardır.