İstanbul liderlerin kaderini belirleyecek
Son dönemde yaşadığımız trajikomik hadiseler insana 1 Nisan şakasını andırıyor. Cuma günü Yeniçağ’ın birinci sayfasındaki espriyi neredeyse ben bile yedim. Uçağı kaçırma korkusuyla havalimanından acelele aldığım gazetenin birinci sayfa şokundan sonra “aşk olsun” diyebildim. “Dünyayı toz pembe görenlere” yapılan gönderme cuk oturmuştu. Ekonomiden siyasete kadar bu alanlarda öylesine komik ve üzücü olaylarla karşılaşan vatandaşın kafası fena halde karışık.
Suni gündem uzmanları 1.5 yıldır kamuoyunu malum davayla oyalarken aradan nelerin vızır vızır geçtiğini sağlıklı takip edilebilen sayısı ne yazık ki tahminlerin çok altında. Bu arada siyasi partiler adaylarını açıklamaya devam ediyor. AKP’ye alternatif olarak gösterilen adayların tanıtımlarını televizyondan izlerken yüreğim burkuluyor. Sağ bekleyip sol kroşe yiyen boksör gibi insanın gardı dağılıyor bir anda. Medyanın gaz verdiği muhalefet her ne kadar TÜSİAD dayatmasına rağmen İstanbul’da Kemal Derviş yanlışına düşmese de, Kemal Kılıçdaroğlu’nun parlayan yıldızıyla bir süre teselli olabilecek.
CHP’nin Kılıçdaroğlu’nu aday göstermesi bazı çevrelerce isabetli bir karar olarak algılansa da sokaktaki vatandaş “Baykal kendisine rakip olabilecek Kılıçdaroğlu’nu aday yapıp kurtulacak” diye yorup yapıyor.
Bana göre yetmişini geçen Deniz Baykal’ın bu son seçimi. Ama liderlerin kendi yerlerine ikinci şahısları hazırlamak gibi bir alışkanlıkları olmadığı için alternatiflerinin ışığından da ürkerler. Kemal Kılıçdaroğlu’nun dürüstlüğünden, çalışkanlığından şüphem yok. Yakaladığı popülaritesiyle partisinin oylarını yükseltebilir. Ancak İstanbul’u AKP’den kurtarmak için Kılıçdaroğlu yetmez.
Numan Kurtulmuş’un genel başkanlığa gelmesiyle yükselişe geçen Saadet Partisi’nin adayı da çok önemli. Şimdiden yüzde 10’lara yaklaşan oy potansiyelini yakalayan Saadet Partisi anahtar rolünü üstlenebilir. Ancak kilit MHP’de...
Devlet Bahçeli’nin aylar önce “Öyle adaylar çıkaracağız ki dudakları uçuklayacak” sözleri kulaklarda çınlarken, MHP’nin İstanbul için uygun ismi henüz belirlenmedi. Reklamcı Alinur Velidedeoğlu’ndan bahsediliyor. Bu durumda MHP tabanının bile “Hadi oradan” deyip anahtarı Boğaz’ın serin sularına gömebileceğini tahmin etmek için kâhin olmaya gerek yok.
Türkiye yüzdesini direkt etkileyen İstanbul’da dudakları uçurtacak ve neredeyse ülkenin seçim kaderini değiştirecek bir hareket olmayışı kafaları karıştırıyor.
Adı üstünde İstanbul... 1453’te “Ya İstanbul’u alırım, ya da İstanbul beni” diyen cennetmekân Fatih, muhalefetteki torunlarını görse ne derdi acaba?
Başta Ankara olmak üzere, İzmir, Adana, Mersin, Kayseri, Bursa, Konya, Samsun, Erzurum gibi illerimizin sonuçları da önemli, ancak İstanbul’un sonuçları muhalefet liderlerinin sonunu da belirleyecek. Sayın Baykal’ın son seçimi olacağını ifade etmiştim. Bu Bahçeli ve diğerleri için de geçerli değil mi?
Sözün özeti seçim bu... İlmi siyaset... papatya falına, kürdan karıştırıp, rakamları toplayıp çıkarmaya benzemez. Nitekim bekleyip göreceğiz.