İşsiz sayısı bir ayda 543 bin kişi arttı

TÜİK 2008 Ekim ayında işsiz sayısını 2 milyon 687 bin kişi olarak açıkladı. Önceki gün de Kasım ayında işsiz sayısını 2 milyon 995 kişi olarak açıkladı. Bu demektir ki bir ayda işsiz sayısı 308 bin kişi arttı.
Aynı şekilde TÜİK’in işsiz saymadığı ve fakat gerçekte iş bulsa çalışacak dediği işsiz sayısını da 2008 Ekim ayında 1 milyon 733 bin kişi olarak açıkladı. Kasım ayında ise bu sayıyı 1 milyon 968 bin kişi olarak açıkladı. Bu demektir ki iş aramayan ve fakat iş bulsa çalışacak olan işsiz sayısı da bir ayda 235 bin arttı.
TÜİK’in işsiz saydığı ve işsiz saymadığı işsizlerin toplamı bir ayda 543 bin kişiye ulaşıyor.
İşsizlik oranında Kasım ortalaması, Ekim-Kasım-Aralık aylarının ortalaması olarak veriliyor. Aralık ortalamasında işsizlik oranı aynı şekilde artarsa, bu durum krizin dibe çok yakın olduğunu gösterir.
Dünyada kriz var... Dünyada işsizlik oranı artıyor... Ancak G-20 içinde yer alan ülkelerden en yüksek işsizlik oranı Türkiye’dedir. İspanya istisna gibi görünüyor... Ancak gerçek işsiz sayısına inersek, Türkiye de işsizlik daha yüksektir.
Örneğin Türkiye’de Kasım ayı işsizlik oranı ise yüzde 12.3 oldu. İspanya’da işsizlik oranı daha yüksektir... Yüzde 14.4 tür.
Türkiye’de yüzde 12.3 oranı, TÜİK’in işsiz olarak kabul ettiği 2 milyon 995 bin işsizi gösteren bir orandır. Gerçekte Kasım ayında, TÜİK’in işsiz saymadığı ve fakat “iş aramayıp çalışmaya hazır olanlar’’diye tarif ettiği, 1 milyon 968 bin işsiz daha vardır.
Bunların bir kısmı, iş arayıp bulamadığı için “umudunu kaybetmiş ” ve fakat iş bulsa hemen işbaşı yapacak olanlardır. Bir kısmı “nasıl olsa iş bulamam’’diye iş aramayanlardır.
Eğer iş aramayan işsizleri de katarsak, Türkiye’de gerçek işsiz sayısı 4 milyon 963 bin kişidir. Bu durumda işsizlik oranı yüzde 20’lere ulaşmaktadır.
İspanya’da aynı durum yoktur. Gerçi İspanya da, Türkiye gibi işsizlikte aynı yöntemi kullanıyor... Ancak İspanya’da işsiz kalan hemen resmi kurumlara başvuruyor. İşsizlik ödeneğinden daha çok yararlanıyor.
İşsizliği önlemek devletin ve dolayısıyla hükümetin temel görevidir. Oysa bugünkü iktidarın işsizlik sorunu bugüne kadar ne programında, ne de gündeminde yer aldı.
1) Devletin yapması gereken, önce altyapı yatırımı yapmaktır. Tersine, iktidar 2009 bütçesinde altyapı yatırımlarında 3.1 milyar lira kısıntıya gitti. Altyapı yatırımları yapmazsanız, özel sektör de üstüne fabrika kurmaz. İstihdam olmaz... İşsizlik sorunu çözülmez.
2) Eğitim ve sağlık da beşeri sermayedir... İnsana yapılan yatırımdır... Toplum için bir altyapı yatırımıdır. Eğitim ve sağlıktan kesip faiz dışı fazla verirseniz, halk arasındaki sözle “harcı borcunu kurtarmaz”. Yani zararı faydasından daha yüksek olur. Bu anlamda, yalnızca eğitime kaynak ayırmakla da iş bitmiyor... Ayrıca özellikle yüksek öğrenimde iş gücü veya insan gücü planlaması yapmak gerekir. Vasıflı iş gücü ihtiyacını tespit ederek, bu ihtiyaca göre insan yetiştirmek gerekir.
3) Durgunluktan çıkış için, özel yatırımların da artması gerekir. Bunun için, bölgesel, sektörel veya proje bazında yatırımları desteklemek yerine, tüm yatırımları desteklemek gerekir.
4) Ayrıca “emek yoğun yatırımlara” daha yüksek devlet teşviki vermek ve bu yatırımları teşvik etmek gerekir. İstihdam üzerindeki yüksek prim ve vergi yükünü AB ortalamasına yani yüzde 25’e düşürmek gerekir.
Aksi halde istihdam üstünde bu kadar prim ve vergi varken, kimse yatırım yapmaz... Veya kaçak işçi çalıştıranların sayısı artar. Veya yatırım yapan da “teknoloji yoğun yatırım” yapar... İstihdam yükünün yüksek olmasından dolayı daha maliyetli olan emek yoğun yatırım yapmaz.

Yazarın Diğer Yazıları