İsrail'in öfkesi/hükümetin kifayetsizliği

Bir cümle aynı anda hem doğru hem yanlış olabilir mi derseniz, “Evet olabilir” deriz ve örnek olarak da İsrail’in NATO tatbikatı Anadolu Kartalı’ından çıkartılmasını Başbakan Erdoğan’ın, “Halkımız istemediği için böyle oldu” açıklamasını gösteririz.
Evet, İsrail uçaklarının Anadolu toprakları üzerinde insan öldürme eğitimi yapıp bu eğitimle Filistinlileri katletmesi ve komşumuz İran’ı vurmak için beceri kazanmasını Türk halkı istemiyor ama Sayın Erdoğan bu tatbikatlar on yıllardır yapılıyor ve siz yedi yıldır ülkeyi yönetiyorsunuz, bugüne kadar neredeydiniz?
Evet, biliyoruz ki AB ve ABD’nin Türkiye ile olan her işe İsrail’i karıştırmak gibi bir gayreti her zaman mevcut. Avrupa Birliği, “Fırat ve Dicle sularından İsrail’i de yararlandır” derken Amerika NATO tatbikatlarına İsrail’i de dâhil ettirmenin bir yolunu hep bulur. Türkiye olarak sen, “Yahu bu bir NATO tatbikatı ise, NATO üyesi olmayan İsrail’in bu tatbikatta ne işi var?” diye niye soramazsın? Peki, Türk halkı İsrail’in topraklarında savaş uçaklarını istemiyor da denizlerinde istiyor mu? Eminiz ki istemiyor. Öyleyse ne diye Akdeniz’deki NATO tatbikatına İsrail’in dâhil edilmesine izin verirsiniz? Yoksa siz halk duymadığı sürece İsrail’le her türlü işi çevirebiliriz ama halk duyarsa vazgeçeriz siyaseti mi uyguluyorsunuz?
Millet bütün iktidarlardan Türkiye’yi Türk halkının çıkarları doğrultusunda yönetmesini istiyor, bekliyor. Ama bu bir türlü mümkün olmuyor, hayret... TRT’nin yeni dizisi “Ayrılık” konusu da ülkenin ne kadar kötü yönetildiğine iyi bir örnek.
İyi de Türkiye böyle bir film yapmasın mı?
Yapsın kardeşim ama devlet eliyle değil. Özel sektör yapmıyorsa devlet de yapılmasını istiyorsa ne olacak? İşte ben o devletin ve o devleti yönetenlerin ellerinden öperim. Zaten onun adına denir “Derin Devlet” diye. Özel Ödenek de özel işlerde değil böyle işlerde kullanılmak içindir. Çağırır birilerine yaptırır, özel kanallarda yayınlatır, parasını da ödersin. Eleştiri geldiğinde de, “Türkiye İsrail gibi bir din devleti değil, özgür ve laik bir ülkedir, kimsenin işine karışamayız” dersin, bu lafı TRT için söylediğinde sana gülerler.
Daha da derin devlet böyle bir filmi meselâ tutar Suriye’ye yaptırır, yayınlatır, sonra Türkiye’deki bir kanal sahibinin kulağını burar, “Hadi bakalım” der. Sakın ola ki özel sektörü devlet mi yönetiyor, sen ne demek istiyorsun falan demeyiniz.
Devlet ve hükümetlerin istediğinde medyayı ne hale getirdiklerini görmüyor değiliz.
Tefken Holding’in gönderdiği açıklama
Sayın Hasan Demir;
Ekim 2009 tarihinde Yeni Çağ gazetesinde yayınlanan “Türkiye’nin imkânları ile Peygamberimize Hakaret” başlıklı köşe yazınızda eleştirinize konu olan Paris’te Türk Mevsimi kapsamında gerçekleştirilen etkinlik, Tekfen tarafından düzenlenmemiştir. Sayın Pancaroğlu’nun söz konusu eserin icrasında yer almadığını da bilmekte yarar var. Konserde sahne alan ve kendi eserlerini enstrümantal olarak seslendiren arp sanatçısı Sayın Şirin Pancaroğlu’nun çaldığı enstrüman Osmanlı döneminin saray çalgısı çeng, Tekfen Vakfı tarafından üretilmiş olup, sanatçı tarafından zaman zaman kullanılmaktadır. Sayın Şirin Pancaroğlu’nun bu nedenle minnetini konserde Tekfen’e teşekkür ederek dile getirmesi, etkinliğin Tekfen tarafından desteklendiği manasında yanlış anlaşılmıştır. Yukarıda da belirttiğimiz gibi haberde bahsi geçen etkinlikle Tekfen Holding ya da Vakfı’nın hiçbir ilgisi bulunmamaktadır.
Konu bilgilerinize sunulur.

Yazarın Diğer Yazıları