İsrail'e ve PYD/PKK'ya dikkat!
Bölgedeki bütün gelişmeler güçlü ve güvenlikli bir İsrail devletinin kurulmasına hizmet edecek şekilde yönlendiriliyor.
Ortadoğu'daki her gelişme genel olarak İsrail'e, özel olarak da Suriye ve Irak'taki her istikrarsızlık PYD/PKK'ya yarıyor.
BOP'a hizmet edecek şekilde Arap Baharı olarak başlayan karışıklık ve ayaklanmalar hem Libya, Suriye ve Irak gibi ülkeleri güçten düşürmüş hem de İsrail'in düşmanı olarak bilinen Kaddafi ve Saddam gibi Irak ve Libya'nın liderliğini yok etmiştir.
Suudi yazar Ahmed El-Arfaj, "Saddam, İsrail'in yarısını yakacağını söylüyordu, Kaddafi'de diğer yarısını yakmaya ant içmişti. İkisi de öldü, fakat İsrail burada!." diyor.
Dahası BOP'un uygulanma stratejisi olan Arap Baharı sayesinde Mısır devrim ve karşı devrimle güçten düşürülmüş, Yemen kaosa sürüklenmiş, Libya ve Suriye iç savaşa sürüklenmiş, Irak üçe bölünerek güç olmaktan çıkarılmış, PYD/PKK elli bin TIR silahla ve mühimmatla teçhiz edilip donatılıp ordulaştırılarak Türkiye'nin karşısına dikilmiştir.
İşin daha da vahimi ABD'nin etkisiyle Filistin meselesinin ve Türkiye'nin karşısına BAE, Mısır ve Suudi Arabistan'ın dikilmesidir. Bu üç ülke İsrail'e hizmette kusursuz davranırken PYD/PKK'yı güçlendirmeye çalışmaktadır.
Suriye'yi boşaltan her mültecinin yerini PYD/PKK işgal etmektedir.
İstikrarsızlığın sürekliliği!
İsrail'in güvenliği için genelde İslam ülkelerinde özelde ise Yemen, Irak ve Suriye'de istikrarsızlığın sürekli kılınması ABD/İsrail'in esas stratejidir.
Çünkü istikrarsızlık ABD/İsrail ikilisinin toprak ilhaklarına karşı çıkacak unsurları birbirlerine karşı savaştırarak güç olmaktan çıkarmaktadır.
Irak ve Suriye'nin istikrarsızlaştırılması ve sürekli bir çatışma içinde olmalarından İsrail'in ve PYD/PKK'nın çıkarına hizmet edecek daha büyük bir gelişme yoktur ve olamaz.
Beşar Esat mezhebi arındırma yaparak farkına varmadan Suriye'yi İsrail'in ihtiyaçlarına uygun hale getirmektedir.
Nitekim Irak'ta iki binli yıllarda başlayan ABD işgali ve ardından gelen IŞİD ile 2010'lu yıllarda Suriye'de başlayan iç savaş ve onun arkasından gelen IŞİD saldırıları sonucunda milyonlarca insan Irak ve Suriye'yi boşaltmıştır.
İsrail kuruldu kurulalı işgal altında bulundurduğu topraklardan göç ederek Lübnan, Ürdün gibi ülkelerdeki kamplara ve üçüncü ülkelere mülteci olarak yerleşen Filistinlilerin geri dönüşlerini engellemek için elinden gelen her şeyi yapmaktadır. Burada amaç Musevi nüfusun artırılması Arap nüfusun azaltılmasıdır. "Yüzyılın Anlaşması" adıyla ilan edilen planda bile topraklarından koparılıp başka ülkelerde kamplara tıkılan Filistinlilerin vatanlarına geri dönüşlerine izin verilmiyor.
İsrail başta Doğu Kudüs, Golan Tepeleri ve Batı Şeria'daki Arap/Müslüman nüfusu ya kamplara ya da komşu ülkelere göç etmelerini sağlamak için elinden her geleni yapıyor. Bu topraklarda yaşayan Arap nüfusun bulundukları toprakları terk etmeleri ve göç etmelerinin sağlanması için İsrail buraları sürekli bombalıyor ve kendilerini güvende hissetmemelerini sağlamaya çalışıyor. Buradan göç edenlerin bıraktığı arazi ve yerleri Yahudilerin hizmetine sunuyor. Bölgedeki Arapların yoğun mahallere ise yeni yerleşim yerleri açılarak Yahudiler yerleştirilmektedir.
Benzer bir biçimde PYD/PKK, Suriye'nin kuzeyinde ilan ettiği kantonlardaki Arap nüfusu Türkiye'ye ve PYD/PKK ideolojisinin dışında kalan Kürtleri de Türkiye'ye ve Barzani Irak'ına sürmüştür. İsrail de onun Kuzey Suriye'deki uzantısı olan PYD/PKK da ideolojik temizlik yaparak aynı amaca hizmet etmektedir.
Suriye ve Irak'taki istikrarsızlığın sürekliliği Irak ve Suriye coğrafyasında Arap/Müslüman nüfusunun seyreltilmesine sebep olacaktır. Böylece İsrail'in sınırında bulunan Arap ülkeleri daha zayıf ve edilgen hale getirilmiş olacaktır.
Kahraman ordumuzun operasyonu Türkiye'deki Suriyeli göçmenlerin ülkelerine gitmelerine, ABD'nin emperyalist enstrümanı niteliğindeki PYD/PKK'yı etkisiz eleman haline getirmeye hizmet etmelidir.
Kurgulanan oyunu bozmanın tek yolu budur!