İsrail saldırısı ekonomik ilişkileri bitirdi...
Gazze’ye yardım götüren gemilere yaptığı saldırıdan sonra, Türkiye-İsrail arasındaki ekonomik ilişkilerin devam etmesi de olanaksız görünüyor.
Mamafih ilk tepki, dün Antalya’ya 850 İsrail’li yolcu taşıyan bir gemi, saldırının ardından Kıbrıs’a yönlendirildi. Türkiye-İsrail geriliminden önce ve en fazla bu yaz döneminde Turizm sektörü etkilenecektir.
Aslında “One Minute” krizinden sonra İsrail’den gelen Turist sayısı azalmıştı.
1996 yılında yapılan serbest Ticaret Anlaşması 200 kadar üzerine uygulanan gümrük vergisinin kaldırılması ile Türkiye-İsrail arasında dış ticaret hacmi artmıştı. 2009 yılında Türkiye’nin İsrail’e ihracatı 1.5 milyar dolar oldu. İthalatı da 1.1 milyar dolar oldu.
TÜRKİYE İLE İSRAİL ARASINDA
YAPILAN ANLAŞMA VE PROTOKOLLAR
Anlaşma ve Protokoller İmza Tarihi
Serbest Ticaret Alanı Anlaşması 14 Mart 1996
Tic., Eko., Sınai, Teknik ve
Bilimsel İşbirliği Anlaşması 24 Ocak 1996
Çifte Vergilendirmenin
Önlenmesi Anlaşması 24 Ocak 1996
Yatırımların Karşılıklı Teşviki
ve Korunması Anlaşması 24 Ocak 1996
Gümrük İdarelerinin Karşılıklı
Yardımlaşmasına İlişkin Anlaşma 23 Aralık 1996
Türkiye-İsrail Karma Eko. Kom.
I.Dönem Mutabakat Zaptı 8 Şubat 2000
Türkiye-İsrail Karma Eko. Kom.
II. Dönem Mutabakat Zaptı 14-15 Temmuz 2004
Ar-Ge Anlaşması 1 Mayıs 2005
Türkiye, İsrail’e demir-çelik, otomotiv, elektrikli makine ve cihazlar, metal eşya ve hazır giyim ihraç ediyor. Türkiye’nin ithalatı içinde ise petrol ve ürünleri, kimyasallar, kağıt karton gibi mallar var.
En önemli etki de, Türkiye -İsrail savunma sanayi ve işbirliğinin artık ortadan kalkmış olacağıdır.
Bu çerçevede Türkiye İsrail’den yüksek teknoloji gerektiren savunma sanayisi ürünleri alıyor. İsrail Türkiye’den askeri malzeme ve kıyafet alıyor.
Muhakkak olan Başbakanın ve Hükümetin bu krizi iyi yönetemediğidir. İsrail tehditlerine karşı, gemiler sivil de olsa, Hükümet gerek doğrudan ve gerekse uluslararası hukuk içinde önlem almalıydı. Aynı şekilde İsrail makamları nezdinde kararlı girişimlerde ve uyarılarda bulunup, kararlılığını gösterebilirdi.
Bu olay bir insanlık olayıdır... Ancak aynı zamanda ve daha da önemlisi Türkiye’nin milli sorunudur. Başbakanın ağzından Milli sözü çıkmasa da, tüm siyasi partiler bu milli meselemize sahip çıkmalıdır. Sorun çözülünceye kadar, uluslararası düzeyde ve ulusal düzeyde ortak hareket etmek zorundayız.
Ne olursa olsun, bu gerginliğin ekonomi üzerinde olumsuz psikolojik etkisi olacaktır. Belirsizlik artacaktır. Yatırımları etkileyecektir. Zaten, İsrail’e yatırım, her zaman sorunlu olmuştu.