İsrail ile Orta Doğu ılımlılar paktı
Başbakan’ın ABD seferi başlamadan önce yalaka basın takımı, Erdoğan’ın ısrarı ile, bu gezi veya ziyaret olayını, parlatma kampanyalarına başladı. Neymiş, Başbakanı bir tören kıtası karşılayacakmış da bugüne kadar, kadar kimseye böyle bir şey yapmamışlar da. Ne olur ne olmaz hesabından, yaptılarsa da çok az kişiye yapmışlar da.
Vay benim sazan yavrularım, bilirim sizler cahilsiniz. Ama hiç mi araştırmaz, kayıtlara bakıp, eskilere hiç mi sormazsınız. En azından elinizin altında gazete arşivleri var. Bu itibar mı demek acaba? Yoksa rutin mi?
Bakın benim sevgili cahil sürüsü, bu askeri merasim olayı en muhteşem kime yapıldı biliyor musunuz? Kenan Evren’e. Hem de öyle havaalanında bir bölük askerle falan değil, her güçten askerleri temsil eden bir tabur askerin önünden geçilerek, hem de 41 pare top atılarak ve bilin bakalım nerede?
Beyaz Saray’ın bahçesinde... Kenan Evren bir demokratik bir lider olmadığı, hem de bir askeri darbe lideri olduğu halde ve ayrıca demokrasinin anasını ağlattığı bir dönemde. Yani demokrasi falan palavra, itibar kulluk derecesine göre. Demek ki Erdoğan bu kadar ABD’nin isteklerini yapmasına rağmen, Kenan Evren düzeyine erişemedi. Kenan Evren kadar Washington’un itimadını kazanamadı. Buna ne buyuracaksınız?
Ama bu arada Türkiye’yi yakından ilgilendiren, çok ciddi konular var, nedense kimseyi ilgilendirmiyor. Mesela İngilizlerin Sunday Times gazetesinde çıkan bir haber. “Türkiye, İsrail ve 4 Arap ülkesinin İran’a karşı bir savunma hilali kurdukları” yolundaki haber. Siz gazeteci olun da bu soruyu Davutoğlu’na sormayın olur mu? Bu Arap ülkeleri de demokrasinin İslam dünyasındaki kaleleri ve ABD’nin sömürgeleri Mısır, Ürdün, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap emirlikleri. Hepsi de Suriye’den daha az demokrat ve daha az özgürlükçü ülkeler.
Halklarına aynı bizimkiler gibi İsrail’e küfrettikleri intibaı veren bu ülkelerin, İsrail ile birlikte, bir başka Müslüman ülkeye, İran’a karşı kurdukları, 4+1 denilen bu savunma paktına “Orta Doğu Ilımlılar Paktı” deniliyor. Habere göre ABD’nin tavsiyesi ile kurulan paktta yer alan Arap ülkeleri, Türk ve İsrailli uzmanlarla koordinasyon halinde çalışacaklar. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin İsrail ile diplomatik ilişkileri de bulunmuyor.
Aslında ne biçim Müslümanlıksa başka mezhepten bir İslam ülkesine karşı, Başbakan’ın deyimiyle Siyonistlerle işbirliğinden bile kaçınmıyorlar. Neden şaşıyorsam; bir milyon Müslüman Irak’ta öldürülürken de sessiz kalan ülkeler değil mi bunlar? İşte bu da herkesin ne kadar İslam olduğunun bir başka kanıtı. Veya Ankara’nın İsrail ile ipleri ne kadar sözde gerdiğinin göstergesi değil mi?
Ama ben sizlere her yazımda hedefin Suriye falan değil, İran olduğunu yazmıştım. Buzdağının suyun altındaki büyük blok sorun, görüldüğü gibi İran.
Bu arada muzaffer PKK, işgal ettiği topraklardan çekiliyor. Biliyor musunuz ben bu durumu, Irak’ı işgal eden sonra çekilen ABD’ye benzetiyorum. Hoş PKK da ABD’nin bir oluşumu ama operasyon aynı. İşgal topraklarından birlikleri çekme gibi. Çekilirken de birlikte yaşama için koşullar koyma olayı, tam tamına ABD’nin Irak operasyonu. Orada Saddam’dan sonra satılmış yöneticilerin bir birini yemesinin benzerini de yaşamıyor muyuz?
Suriye’deki PKK’nın, yani PYD’nin lideri Salih Müslim, Londra’da BBC’ye konuşmuş. Kendi örgütlerini de bebek katili Öcalan’ın 1998 yılı sonbaharında Suriye’den çıkmadan önce kurduğunu anlatan Salih, Ankara hükümetinin kendilerine yönelik tutumunda da değişim gözlediklerini söylemiş. Kuvvetlerinin 15 bin kişi olduğunu söyleyen bu adama göre sınırlarımızda yeni bir tehlike, mayın gibi yatıyor.
Yurtta sulh, cihanda sulh deyimini beğenmeyen Başbakan görüyorsunuz ne denli büyük bir tehlike içine itiyor ülkeyi.