İslam ülkeleri KKTC’yi hemen tanımalıdır
Rum Yönetimi lideri faşist Hristo-fiyasko’nun bitmek tükenmek bilmeyen Türk düşmanlığı tahammül sınırlarını çoktan aşmıştır. Hristo-fiyasko neredeyse aldığı her nefeste Anavatan Türkiye ve biz Kıbrıs Türklerine saldırmayı maharet saymaktadır. Hristo-fiyasko’nun ırkçılığı kendinden önceki Rum liderlerini aratmamaktadır. Buna eli kanlı Makarios da dahildir. Halbuki Hristo- fiyasko Şubat 2008’de emperyalist güçler tarafından göreve getirildiğinde “barış meleği” olarak sunulmuştu. Geçen süreç Hristo-fiyasko’nun aslında barış düşmanı bir şeytan olduğunu göstermiştir. Müzakere masasına samimiyetten yoksun ve anlaşmamak üzere oturduğunu herkes bilmektedir. Hiçbir hukuki temeli olmayan AB ve BM üyeliğinden aldığı güçle Hristo-fiyasko uzlaşmak adına kılını dahi kıpırdatma ihtiyacı duymamaktadır. Tek yaptığı, ada gerçeklerini gizlemek, saptırmak ve Türkiye ile biz Kıbrıs Türklerini uzlaşmaz taraf olarak dünya kamuoyuna sunmaktır. Bu konuda başarılı olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır..
Hristo-fiyasko geçtiğimiz günlerde İslam İşbirliği Teşkilatı üyelerine gönderdiği mektupta KKTC’nin “sahte” bir devlet olduğunu ve “tanınmaması” gerektiği çağrısında bulunmuştur. Hristo-fiyasko’nun ve Rumların tek korkusu egemen devletimiz KKTC’nin tanınmasıdır. İslam ülkeleri devletimizi tanıyacak diye ödleri kopmaktadır.
Geçtiğimiz hafta Kıbrıs’a bir günlük resmi ziyarette bulunan Avrupa Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy onuruna akşam yemeği veren Hristo-fiyasko, yemekte yaptığı konuşmada biz Kıbrıs Türklerinin ve Anavatan Türkiye’nin Kıbrıs sorununa katkı koymadığımızı iddia ederek bir kez daha çamur atma siyasetine sarılmıştır.
Kıbrıs Rum tarafının Temmuz ayında başlayacak AB Dönem Başkanlığı sırasında müzakerelere devam etmeye hazır olduğunu tekrarlayan Hristo-fiyasko, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin AB Dönem Başkanlığı’nın müzakerelerden bağımsız olduğunu vurguladı.
Müneccimliğe de soyunan Hristo-fiyasko, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin AB Dönem Başkanlığı sırasında Türkiye’nin yaratacağı sorunlardan etkilenmeyeceğini, Kıbrıs’ın başarılı bir AB Dönem Başkanlığı yürüteceğini ve Türkiye’nin yaratacağı sorunların AB’nin değerlendireceği bir durum olacağını söyledi. Anavatan Türkiye’nin sözde “B Planı’na”da değinen Hristo-fiyasko Türkiye’nin bu saldırgan tavrının sona ermesi talebinde bulundu.
Hristo-fiyasko,Türkiye’nin BM’nin Kıbrıs ile ilgili kararlarına saygı göstermesi ve AB’ye karşı yükümlülüklerini yerine getirmesini dilediği konuşmasında, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Türkiye’nin AB müzakere sürecini de desteklediğini ifade etti.
Hristo-fiyasko, maalesef bu yalan yanlış söylemleri ile dünyayı uyutmaktadır. Emperyalist güçler zaten dünden Rum-Yunan ikilisinin tezlerine sahip çıkmaya hazırdır.
Bu kafadaki Rumla anlaşmamız mümkün değildir. Bir an önce devletimiz KKTC’nin tanınmasını istemekten başka yol yoktur. Orta Doğu’yu kan gölüne çeviren, her gün Müslüman kanı döken haydut devlet İsrail ile işbirliği içerisinde olan Rum tarafına dersini İslam ülkeleri vakit geçirmeden vermelidir. İİT ülkeleri hemen toplanarak KKTC’yi resmen tanıdıklarını ilan etmelidir. Anavatan Türkiye’nin de yüreklendirmesiyle İslam ülkelerinin Kıbrıs Türkünün bir asırdan fazla adada verdiği Müslümanlık mücadelesi için gereken desteği vermekten kaçınmayacağını düşünmekteyim.