İskilipli Atıf’tan Osman Kavala’ya; Öcalan’a selamın g
PKK terör örgütünün ele başı olduğu unutturulmaya çalışılan İmralı’daki caninin, “huzura kabul ettiği” BDP’lilere söyledikleri (Ki aslında söylediği iddia edilenler demeli; yayınlananlardan hangisini söyledi, hangisi ‘söyletildi’, hangisini söylemedi, hangi söyledikleri sansürlendi yahut hepsi onun ağzından çıkmış olsa bile o çarşaf gibi metnin içindeki kaç cümle gerçekte “birincil anlamı”yla söylenmişti; hangileri “şifre” ydi...) bolca tartışılacak nasıl olsa. Biz farklı bir şey yapalım ve mevzuyu Öcalan’ın söylediklerinden değil de Öcalan’a söylenen bir cümleden yola çıkarak tartışalım dedik:
“Osman Kavala’nın size selamları var.”
Evet “ipucu”muz bu kadar!
Ama bakın bu uçtan uzayan ipin “kördüğüm” olduğu ilişkiler ağında daha neleeeer neler, kimleeeeer kimler var!
***
Milliyet’ten Namık Durukan’a sızdırılan tutanaklara göre, Öcalan BDP’lilere “Yeni darbe Brüksel ve ABD’de planlanıyor” diyor. Bundan şikayetçi.
Sırrı Süreyya Önder’in Öcalan’a selamını getirdiği Osman Kavala kim peki?
Öcalan’ın bahsettiği merkezlerce yapılan “darbe”lerin “sponsoru/mimarı” olarak nam salan Yahudi asıllı Amerikalı borsa spekülatörü George Soros’un kurduğu ve merkezi New York’ta bulunan Açık Toplum Enstitüsü’nün Danışma Kurulu Üyesi (2001-2006 yılları arasında). Faaliyetlerini Soros’tan aldığı fonlarla yürüten TESEV’in Yönetim Kurulu Üyesi. “AB ile bütünleşme” ye çalışan Helsinki Yurttaşlar Derneği üyesi... Soros’dan fon alan yapılanmalarla dirsek teması halindeki Anadolu Kültür A.Ş.’nin sahibi...
Sızdırılan metne bakılırsa Öcalan “paralel devlet yapılanmaları” ndan rahatsız; “çözme”yi “Ankara” ile halletmekten yana. Oysa Kavala’nın şirketi “merkeziyetçi politikalara alternatifler yaratmak” olarak açıklıyor hedefini; “Ankara”yı devre dışı bırakmak!
***
Kavala’nın yolladığı selamı alan Öcalan, Milliyet’in haberine göre şunları söylüyor “ulaklığını yapmak üzere” İmralı’ya giden BDP’lilere:
“Anadolu İslamlaştıktan sonra bin yıllık bir Hristiyanlık öfkesi var. Rum, Ermeni, Yahudi Anadolu’da hak iddia eder. (...) Ermeni ve Rumlar; Kürtler ne kadar dışlanırsa o kadar başarılı oluruz diyorlar...”
“ABD’de Yahudi, Ermeni ve Rum lobileri stratejik ve taktik müdahale ediyorlar...”
Yaman çelişkiye bakın ki Kavala’nın önderliğindeki STK’lar tam da bu “müdahaleler” in aracısı gibi!
Hafızanızı şöyle bir yoklayın;
TESEV’in “rapor” hazırladığı Kıbrıs’ta Çözümsüzlük, Ermenistan ve Türkiye Vatandaşları Karşılıklı Algılama ve Diyalog, Heybeliada Ruhban Okulu’nun Geleceği Üzerine Öneriler, Türkiye Terörle Mücadele Kanunu, Vakıflar Kanunu Tasarısı Gayrimüslim Cemaat Vakıflarının Sorunları için Çözüm Getirmiyor, Türkiye’de Din, Toplum ve Siyaset gibi konu başlıkları Öcalan’ın “hedef aldığı” lobilerin ekmeğine yağ sürmemiş miydi?
Daha ilginci, Soros’tan fon alan TESEV’in Cengiz Çandar’a hazırlattığı “Kürt Sorunu Şiddetten Nasıl Arındırılır?” raporu, Öcalan’ın bugün de “terörle müzakere masası” nda duran taleplerinin dökümü değil miydi?
Ve Çandar kim?
Öcalan’ın “eski ve yeni gladyonun merkezi” dediği ABD’de “Pentagon’a giren ilk Türk gazeteci!”, CIA ajanlarının “makale ortağı”! Öcalan’ın da “milat” kabul ettiği “Özallı Yıllar” ın danışmanı ve Kuzey Irak’la (Barzani-Talabani) “arabulucusu”!
Ha bir de Hasan Cemal’in kankası!
Hasan Cemal ne alaka mı!
Öcalan’la Bekaa’da randevulaşmışlığı da olan Hasan Cemal’in tek başına ve de Cengiz Çandar’la yaptığı “Kandil seferleri”nde yanlarından ayırmadıkları Namık Durukan’a “sızdırıldı” bu “görüşme tutanakları” ya, oradan aklıma geldi!
Ekibi dağıtmadan bir hatırlatma daha yapalım:
Öcalan’ın Milliyet’in haberine göre “Ertuğrul’a söyle ben hâlâ DEV-GENÇ çizgisindeyim” mesajı gönderdiği Ertuğrul Kürkçü de 12 Mart öncesi “orduyu darbeye kışkırtmak için” mısır patlatılır gibi bomba patlatılması planlanan “Sıhhiye Mitingi”nin lideri!
***
Hikayenin bundan sonrası da pek alengirli:
Durukan’ın sızdırmasına göre PKK’lı katil Öcalan, iddiaya göre BDP’lilere demiş ki;
“...MİT Müsteşarı düşürülmek isteniyor. Emre Uslu, Mehmet Baransu MİT’i hedef aldılar. Arkalarında devasa bir güç var. ”
“Kontgerillanın yeni merkezi Utah’tadır. Emre Uslu vs. orada eğitildi...”
Uslu ve Baransu’nun faaliyet üssü Taraf!
Murat Belge, Ümit Fırat, Ümit Kıvanç, Neşe Düzel yolu sonradan Taraf’ta kesişecek bir çok ismin “ortak noktası” Öcalan’a selam yollayan Osman Kavala!
***
Milliyet’te aktarılan tutanaklar doğruysa, Öcalan görüşmenin bir yerinde Kürt-İslamcı Altan Tan’a dönüyor ve tabiri caizse “fitnenin başı”nın “2015’e hazırlanan Ermeni lobisi” olduğunu söylüyor.
Tesadüfün böylesi; Kavala aynı zamanda Türkiye’de “lobi”nin tezlerini doğrulamasına çalışan kişi!
Öyle ya, “Türkler 30 bin Kürt ve 1 milyon Ermeni kesti” diyen Orhan Pamuk’un kitaplarını basan İletişim Yayınları’nın da finansörü değil mi?
Açılışı otuz yedi ülkenin Türkiye büyükelçileri tarafından yapılan Kars Sanat Merkezi onun değil miydi?
Sadece iki yıl içinde Kars’ta 25 sergi, 22 konser, 13 tiyatro gösterisi, 14 söyleşi, 12 atölye çalışması aracılığıyla 22 bin 637 kişiye “Ermeni lobisinin tezleri” benimsetilmeye çalışılmadı mı? (Kavala aynı çalışmayı Diyarbakır’da da yaptı.)
***
Öcalan 120 ülkede okul açan Fethullah Gülen ile ilgili olarak “Bu para nereden” diyor ve ABD’yi; “kontrgerillanın eski merkezidir” dediği Florida’yı işaret ediyor.
Öcalan unutmuş olabilir mi?
Aynı ABD’den beslenen, Kavala’nın Türkiye’ye taşıdığı Soros fonlarını en çok kullananlardan biri, BDP’li Selahattin Demirtaş, Osman Baydemir ve Akın Birdal’ın da kurucusu olduğu Türkiye İnsan Hakları Vakfı!
***
Dananın kuyruğunun koptuğu asıl nokta çok enteresan;
Yapılan yayına bakılırsa Öcalan görüşme boyunca sık sık Kürt-İslamcı geçmişini hatırlatıyor Altan Tan’a ve “Sen iyi bilirsin” diyor;
“Cemaatin merkezi ABD’dir. Benim buraya alınmamla birlikte Fethullah da ABD’ye alındı. Bir yazar ‘Fethullah Gülen Nur Hareketine sızdı’diyor... Nur hareketini inceleyin, Said-i Nursi eski Nurs köyündendir. Eski bir Ermeni köyüdür...”
Öcalan’ın Ermeni imasında bulunduğu Said-i Nursi ile “dava arkadaşı” olan, aynı dergide yazan ve bugün “İslamcı” kesimin büyük itibar gösterdiği İskilipli Atıf Efendi’nin de yolu Amerikalılarla kesişiyor, hem de taaa 1919’larda. Üstelik Zaman’ın eki Yeni Bahar Dergisi veriyor bu bilgiyi:
“Bir gün Amerikan elçiliğinden bir grup Atıf Hoca’yı ziyarete gelir, İslamiyet hakkında konuşurlar. Gruptan yaşlı bir Amerikalı Atıf Hoca’ya şöyle der: ‘Keşke genç olsaydım da talebeniz sıfatıyla yanınızda kalsaydım, sizden feyz alsaydım...”
***
Öcalan’ın Kürt-İslamcı Altan Tan’a “İngilizler İslam’ı kullandılar. Osmanlı’yı yıktılar. Mursi de yeni imalatları. Eskiden general imal ediyorlardı. Şimdi de imam imal ediyorlar... Cemaatin adını kullanılıyor” diye yakındığı bu tutanakların yayınlanmasını en çok isteyen kim biliyor musunuz?
Ali Bulaç!
Zaman yazarı!
Peki ne için istiyor?
Öcalan’ın “cemaat”i çekiştirdiği “Altan Tan’ın itibarsızlaştırılmaması” için!
Yeniçağ’ın devamlı okurları iyi bilir; Tan-Bulaç muhabbetinin kökeni eski; onlarınki “Yeni Zemin Kardeşliği”
Öcalan’a ulaklık için İmralı’ya giden Tan’ın diğer kardeşlerine bakalım şimdi:
AKP Adıyaman Milletvekili olan Mehmet Metiner, bugün AKP Ankara Milletvekili olan ve Cumhuriyet için “zorba” nitelemesi yapan Yalçın Akdoğan, “Kürt Açılımı”nın daha “açılamadığı” günlerde yaptığı “Öcalan kullanılmalı” çıkışıyla dikkat çeken ve “ulus devlet yerine çok uluslu yapı”yı savunan AKP eski Diyarbakır Milletvekili İhsan Arslan, Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, Kürt-İslam sentezcisi Zehra Vakfı’nın yöneticilerinden Osman Tunç...
“Devlet kimdir? Helvadan yapılmış puttur.” sözleriyle 1 yıl ceza alan AA Genel Müdürü Kemal
Öztürk!
***
İşin en eğlenceli kısmıyla yapalım finali:
“Ümmetin Yetimleri; Kürtler” felsefesiyle yayın yapan bu ekip, yıllar sonra birbirleriyle ilgili “MİT’çi” suçlamaları(!)yla gündeme geldi.
Siz birleştirin artık gerisini!