İş olmadan aş olmaz
2001 kriz yılında işsizlik oranı yüzde 6.5 idi. O yıllarda dünya büyüme oranları da bu düzeylerde idi. Dünya ekonomisi büyüme sürecindeydi. Küreselleşme yalnızca sermaye hareketlerine hizmet etti. Emek faktörünün tersine hareketi sınırlandı. Gerekçesi “Zaten sermaye emeğin ayağına gidiyor” şeklindeydi.
Dünya ekonomisinin geçmişinde çok uzun dönemli refah ekonomisi yaşanmamıştır. Zamanla ekonominin iç dinamikleri yoruluyor. Sektörel dengeler bozuluyor. Tüketici doyma noktasına geliyor ve durgunluk başlıyor. Bu sürece konjonktürel dalgalanmalar deniliyor. Sonra yeni bir akım ve yeni bir canlanma süreci başlıyor.
Mamafih küreselleşme de aynı sona geldi. Finans kesimi balon yaptı. 2008 ve 2009 finansal krizleri yaşandı. Son üç yıldan beri düşük büyüme sürecine girildi. Dünya siyaseti yeni yaklaşımlara, dünya para sistemi değişmeye gebedir.
Bizim gibi tasarruf yaratamayan, cari açık veren ve dış borçla büyüyen ve kırılganlığı yüksek olan ülkelerde ise sıcak para girişi durunca ve dış borçlanma sınırına gelince, işsizlik arttı fakirleşme süreci başladı.
Bize gelince... Bundan sonra da işsizliğin artması kaçınılmaz görünüyor. Zira 2015 ilk çeyreğinde, sanayi üretim endeksine, yatırımlardaki gerilemeye bakarsak büyüme oranının düşük, yüzde 1.2 olması bekleniyor.
Netice olarak eğer müdahale olmazsa bu sürecin sürdürülmesi mümkün değildir.
AKP’nin seçim bildirgesinde işsizliği çözmek için tutarlı ve koordineli bir iktisat politikası yer almıyor. Kaldı ki artık yalnızca ekonomik önlemlerle ve ekonomik planlamayla işsizliğin çözümü de kolay görünmüyor. Söz gelimi 2 milyon Suriyeli işsiz, siyasi iktidarın yoktan var ettiği bir sorundur. Bu işsizlerin bir kısmı kayıt dışı çalışıyor. Yine aynı şekilde Türkiye’de çalışan bir milyon yabancının büyük bir kısmı da kayıt dışı çalışıyor.
AKP’nin programında daha çok kısa dönemde netice alınacak bazı önlemler var. Söz gelimi çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve işsizlik sigortasından daha kolay ve uzun süre yararlanılması gibi seçime dönük hedefler ve bunların nasıl yapılacağı yer alıyor. Uzun dönem için ise yalnızca hedefler ve temenniler vurgulanıyor. Bu hedeflere nasıl ve hangi araçlarla ulaşılacağı yer almıyor.
Söz gelimi, 2023 istihdam hedeflerinde, işsizlik oranı yüzde 5, istihdam oranı yüzde 50, kadınların iş gücüne katılma oranı yüzde 38, tarım dışı sektörde kayıt dışı istihdam oranı yüzde 15 olarak yer alıyor ve fakat bu hedefe giderken hangi politika araçlarının kullanılacağı ve nasıl kullanılacağı görünmüyor.