İnanmalıyız
NTV'nin Yakın Plan programında birkaç iddiaya takıldım. Gruplar hâlinde görüşülen milletvekillerine yöneltilen nabız yoklamaları ilginçti. Bu konuda ne cevaplar verildiği aşağı yukarı belli. Ak Parti'nin 2017'de "Başkanlığın yetkileri" sorularına verilen cevaplar ortada. Anketten yüzde 86 oranında "tarafsızlık ilkesi" öne çıkmıştı.
Bu kez en önemli iddiayı Mustafa Kartoğlu ortaya koydu. Erdoğan, Ali Babacan'a şunları söylüyor: "Ayrılmayın. Ne yapacaksanız bu çatı altında birlikte yapalım." Babacan bu teklife rağmen ayrılacaklarını bildirip yeni partiyi kuracaklarını söylüyor.
Bunları ben anlatsam inanmayabilirsiniz. Ancak, Mustafa Kartoğlu dillendirmişse inanmak mecburiyetindeyiz. Çünkü Erdoğan'a en yakın isimlerden. Demek ki Cumhurbaşkanı bu kez esip gürleyemiyor!
SUÇLU BULUNDU
Erdoğan, Hak-İş genel kurulunda ekonomide kötü gidişin suçlusunu ilan etti: Merkez Bankası Başkanı. Asıl beceriksizlerden yani yanı başında duranlardan hiç söz etmedi.
Bu konuşmanın ardından Murat Çetinkaya'ya saldırılar başladı. Benim yıllardır yazdığım, Kılıçdaroğlu'nun yeni fark ettiği SETA'cılar öncülüğe soyundular.
Eğer içinizde Yakın Plan'ı seyreden varsa, bu gerçeği fark etmişlerdir.
Doç. Dr. Hasan Basri Yalçın'a göre Merkez Bankası yönetimi de hesap vermek zorunda. Peşinden de bu kuruluşun özel statüsü olmaması gerektiğini savundu. Neticede hırçın bir edayla Erdoğan'ın talimatını aynen uyguladı: "Hep beraber saldıralım."
Yeni katılımcı
Hasan Basri'nin görevi bu. Ancak araştırma şirketi Konsensüs'ün her şeyi Murat Sarı'ya gösterilen tahammülsüzlüğe ne demeli?
Bir taraftan yönetici Seda Öğretir, diğer yandan ötekiler Sarı'nın her lafını ağzına tıkadılar. Anlayacağınız müdahalelerle "tek kale bir maç" izledik.
Cehalet mi?
Bu arada SETA mensubu Yalçın'ın Ak Parti'nin iktidara geldiği ilk dönemde yüzde 34 oy aldığını bilmemesi komikti. Hatta o seçimde Ak Parti'nin başında Erdoğan'ın değil Gül'ün bulunduğunu hatırlamaması daha da ilginçti.
Öğretir, sıra Murat Sarı'da oldu mu "süremiz azaldı" deyip durdu. Top Mustafa Kartoğlu'na geçti mi, hiç lafını kesmedi. Böyle bir yönetim olur mu?
Bu başka Mustafa
Öte yandan Seda Öğretir'in en büyük zaafı isim hafızasının bulunmaması. Murat Sarı'ya "Mustafa Sarı" diyerek başladı. Programı kapatırken de yine Mustafa Sarı dedi.
Esas arızalar
Mustafa Kartoğlu'na göre, Erdoğan'ın Çetinkaya'yı görevden almasıyla dolarda ciddi düşüşler oldu. Bu söylediklerine gerçekten inanıyor mu? Ekonomik kuralları ve belli kalıpları unutmuş galiba.
Eğer bu işleri "beyin yıkama" yani propagandayla düzeltmek mümkün olsa, Almanlar İkinci Dünya Savaşı'nı kazanmıştı. Hele bizdeki minik Goebbels'lerle asla mümkün olmaz.
ÜMMET-CEMAAT
Ak Parti'de hızlanan oy kaybını "ümmeti bölmek" diye niteleyenlere iyi bakmak şart. Ümmet kelimesinin özellikle seçildiği çok net. Burada sözü edilen aslında cemaattir. Ak Parti'deki oluşum da tamamen cemaate dayanmaktadır.
Aynı inanç grubunda başlayan "iç ayaklanma" bazılarının huzurunu kaçırdı. Altını çizerek belirteyim, durum bu hâle geldikten sonra sökük dikiş tutmaz.
Esas yangın
NTV'deki tek kale maçta, iktidarın hataları hâlâ HDP'ye yamanmaya çalışıldı. Akıllarına "mutfaktaki yangın" bal gibi gelmekte. Ancak, bunu telaffuz edemiyorlar. Daha doğrusu işlerine gelmiyor.
Ben yazmaktan sıkıldım, SETA'cılar başta sahibinin sesi tutumlarından vaz geçmiyorlar. Basit bir örnek vereyim. Soğan. BİM'den aktarayım. Yeni mahsul etiketiyle kilosu 3,86 lira. Bir başkası seçmece deyip iki kilosunu 12,60'a sokuşturuyor. Hem de tarlada söküm tamamlanırken.
Mağdurlar
Sıra emekli ve asgari ücretliye gelince zam oranı yüzde 5-6,1'le frenleniyor. Emeklilikte yaşa takılanların ıstırabını duymuyorlar..
İyi bakın
Emeklilerin Bursa'daki mitingini karartmanız mümkün mü? Yaşlı başlı insanların bakışlarından ben bile ürktüm. Sakın yanlış anlaşılmasın ama bir Fransız ata sözünü hatırlatmak istiyorum; "Aç fare duvarı deler."
Bize uyarlarsak bu insanlar "seçim sandığını da parçalar." Buna ne hayali anket şirketleri, ne de SETA gibi kuruluşlar engel olabilir.
Murat Sarı'nın dediği gibi "Ak Parti seçmeni de nasılsa CHP'ye oy vermeye alıştı."