İmralı’da Yeni Anayasa yazılıyor
23 Aralık 2014 akşamı Habertürk’te katıldığım programda İmralı’da Öcalan ile devlet yetkilileri arasında yapılan görüşmelerde Yeni Türkiye’nin Yeni Anayasa sı’nın yazılmakta olduğunu söyledim. O günden buyana bir çok internet sitesinde o akşam televizyonda yaptığım analiz, bu tespit ön plana çıkarılarak verilmeye devam ediliyor. Açıklamamın çarpıcı bir açıklama olduğu diğer bir ifade ile İmralı’da ne yapıldığını çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. Ancak esas çarpıcı ve şaşırtıcı olan bu açıklamanın bu kadar dikkat çekici olması. İnsanlar İmralı’da ne yapıldığını düşünüyorlar ki böyle bir açıklamayı çarpıcı buldular. Oysa 2013’te benim editörlüğünü yaptığım ve Sadi Somuncuoğlu, Ahmet Bican Ercilasun, Özcan Yeniçeri gibi bir çok değerli ismin katkı verdikleri “PKK ile Pazarlık-Öcalan ile Anayasa Yapmak” adlı Kripto Yayınlar tarafından yayınlanan kitabımızda bu durumu gayet açık bir şekilde ortaya koymuştuk.
Öcalan ile İmralı’da PKK’nın terör eylemlerine son vermesi için Yeni Anayasa’nın temel nitelikleri konuşulmaktadır. Bu çerçevede Öcalan ve PKK, Türkiye’nin belirli bir bölümünde siyasal özerklik, Özerk Kürdistan talebinde bulunmaktadırlar. Hükümet ise siyasal özerkliği mümkün olur ise kültürel özerklik alanına itmek istemektedir. Öcalan, kültürel özerkliği yeterli bulmamakta ve PKK’ya kabul ettiremeyeceğini ileri sürmektedir. Öcalan bu noktada haklıdır, çünkü PKK siyasi özerkliği dahi yeterli bulmamakta, federal bir Türkiye’de federe Kürdistan talebinde bulunmaktadır. Ancak PKK bu aşamada, Öcalan’ın da baskısı ile siyasal özerklik adı altında, içi federe devlet yetkileri ile donatılmış bir Özerk Kürdistan’a razı olabilecektir.
Oysa AKP Hükümeti için bu öneri kabul edilebilir görülmemektedir. Hükümet bunu ne Türk Milletine ne AKP milletvekillerinin büyük bölümüne ne de Türk ordusuna kabul ettirebilir. Bundan dolayı Hükümetin kabul edebileceği, çekilebileceği çözüm, yerel yönetimler üzerinden özerklik formülünde görülmektedir. Bu amaçla AKP Hükümeti Avrupa Yerel Yönetimler Özerkli Şartı’na Türkiye’nin koyduğu çekinceleri kaldırarak işe başlamayı hedeflemektedir. Şart’ta özerklik şu şekilde tanımlanmaktadır: “Özerk yerel yönetim kavramı yerel makamların, kanunlarla belirlenen sınırlar çerçevesinde, kamu işlerinin önemli bir bölümünü kendi sorumlulukları altında ve yerel nüfusun çıkarları doğrultusunda düzenleme ve yönetme hakkı ve imkânı anlamını taşır.” Bu tanımlama dahi özünde kamu idaresinin bölünmesinin amaçlandığını göstermektedir.
Uygulamada, PKK ile anlaşma için hazırlanan Büyük Şehir Belediyeleri Yasası kullanılacaktır. Halen valiler devlet tarafından atanırken, PKK’ya valilerin ve kaymakamların seçimle göreve gelmesi önerisi getirilecektir. Böylece, anılan bölgelerin Türkiye ile siyasi ve idari bağları zayıflayacaktır. Eğitim, yer altı kaynakları, vergi, yerel güvenlik, yani polis/jandarma konularında yerel yönetimler geniş yetkiler elde edeceklerdir.
Özetle; halen Öcalan ve PKK ile İmralı’da Yeni Anayasa’ya girecek bu hususlar konuşulmaktadır. Ayrıca Öcalan’ın hangi tarihte serbest kalacağı, PKK liderlerinin Türkiye’ye, diğer bir ifade ile Türkiye Kürdistanı’na döneceği konuşulmaktadır. Yine bu çerçevede; terörle mücadelede PKK’nın canını çok yakan Türk subay ve polislerinin, uluslararası bir mahkemede yargılanmasının çerçevesi tartışılacaktır/tartışılmaktadır.
Eğer İmralı’da bunlar tartışılmıyor diyorsanız, siz söyleyin ne tartışıyorsunuz? Eğer tartıştığınız hususlar millette infial uyandırmayacak şeyler ise Türk Milletinden PKK ile iş birliği yaparak neden gizliyorsunuz?
Konu ile doğrudan ilgisi yok ancak yine de ilgili. 16 yaşında bir çocuk, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a küfrettiği için tutuklandı. Oysa Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir, bütün hükümete kameraların önünde küfretmişti ve hükümetten/yargıdan hiçbir tepki gelmemişti. PKK’lı iseniz istediğinizi yapma özgürlüğünüz var. Öyle bir dönemde geçiyoruz.