İmamoğlu'na insafsız saldırı ve panik!!!
Tahammülsüzlüğün bu kadarına da pes doğrusu...
İkiyüzlülüğün, zıvanadan çıkmanın ve kendini terk etmişcesine pervasız hale gelmenin manzarasına bakmak istiyorsanız, yandaş medyanın 31 Mart sonrası da çamur akan sayfalarına göz atmanız yeterli...
Muhalefet, göreve yeni gelen hükümetlere bile 100 gün hoşgörülü davranırken, Ekrem İmamoğlu, mazbata almaya giderkenki görüntülerinden yemek tercihine ve yayınladığı genelgelere kadar ilk günden itibaren taarruz altında...
Bu saldırıların ve zavallıca yayınların neye ve kime hizmet ettiğini, hangi "korku"nun bertaraf edilmesine gerekçe olduğunu herkes biliyor aslında...
Demezler mi; "bir durun hele, adam koltuğuna iyice otursun, çevresini görsün, tanısın" değil mi?..
Medya, yandaşlık çukurunda debelenmeye devam ederken siyasetin aldığı yenilginin zülfiyare dokunduğunun da farkında olmalı ki, durmuyor... "Çamur at, izi kalsın" zırvalığı da bu yüzden işte...
Dünkü Star gazetesi de "İmamoğlu'ndan İBB'ye kozmik oda operasyonu" şeklinde komik bir başlık atmış ve CHP'li başkanın İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ndeki (İBB) bilgisayar "veritabanı"nın kopyalanması ile ilgili talimatını hedef almıştı...
Şuna bakar mısınız; İBB de 25 yılda neler olmuş, AKP iktidarı döneminde o bilgisayarlardan neler çıkmış, neler yazılmış, hangi ihaleler verilmiş, nereler- kimlere peşkeş çekilmiş öğrenmek için ve de ileride yaşanacak tartışmaların önünü alabilmek için "müfettiş" gözetemindeki belge kopyalamasına bile tahammül edemiyor AKP medyası...
Kamuoyuna açıklama yapmak için her başkanın ve her bürokratın alması gereken önlemler bile yandaşlar arasında panik yaratıyorsa, ihaleci "rantiye" ve beslemelerinin korkusu çok büyük olmalı!!!
GÖKÇEK, ANKARA, "KOZMİK ODA!.."
İmamoğlu'na 3 gün bile tahammül edemeyen yandaş medya ikiyüzlülükte sınır tanımıyor da, bu saldırılar neyi örtmeye çalışıyor acaba?..
Evet; madem konu "kozmik oda" tartışmasına geldi, o halde uzun yıllar AKP'nin yönettiği Ankara Büyükşehir Belediyesi'ndeki skandala değinelim...
Daha 5 gün önce Mansur Yavaş'ı makamında ziyaret eden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, "Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin 12. katında bir oda var, Mansur Yavaş halen odaya giremedi!.. Çünkü kapısında göz retinası taramalı güvenlik önlemleri" var demedi mi?..
Mansur Yavaş o kapıyı kırıp içeri girdi mi, ya da Melih Gökçek'in yönettiği bir belediyenin 12. katındaki gizli odada neler çıktı, hangi izlere rastlandı henüz açıklanmadı...
Ancak bu vahim olayın kendisi, hizmet ettiği şaibe ve kuşkudan daha beter bir endişe yaratıyor... Başkentin göbeğinde bir belediye binasında "kozmik oda"nın ne işi var?..
Merkez Bankası'nın kasası mı ya da Silivri'de olduğu gibi yüksek güvenlikli bir cezaevi hücresi mi orası?..
Hadi dünden beri "devletin mahrem bilgileri kopyalanıyor" diye İmamoğlu'na saldıran Melih Gökçek bu oda ile ilgili susuyor da, yandaş medya neden Ankara'daki skandalı sorgulamıyor acaba?..
Yandaş tetikçiler İmamoğlu'nun bürokratik önlemlerini yalan haberlerle hedef alırken aslında CHP'li tüm belediye başkanlarına da gözdağı vermeye, "fazla deşmeyin" demeye çalışıyorlar?.. Yemezler... Milletin her kuruşunun hesabını sormalı CHP'li başkanlar… Korkmadan, yılmadan...
Çünkü Ankara'daki benzer "oda"larda ya da "bilgisayar veri tabanları"nda ayyuka çıkacak belgeler- ilişkiler Yavaş'a ve İmamoğlu'na saldıranları korkutacak nitelikte olmalı?.. Bu korkunun ve telaşın başka açıklaması olamaz çünkü…
İBB, YOLSUZLUK, AFİŞ!..
Ankara'daki "kozmik oda" tartışmalarının ve İBB deki "bilgisayar veritabanı" çalışmalarının nelere yol açabileceğini, neleri ortaya saçacağını bekleyelim görelim...
Gelelim asıl meseleye, yani kamuoyunda büyük tepki çeken olaya ve İmamoğlu'nun buna karşı nasıl bir önlem alacağına?..
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin, aralarında Ensar Vakfı'nın da bulunduğu AKP yandaşı dernek ve vakıflara milyonlarca lira para aktardığı, son dönemde ise bu yardımların büyük boyutlara ulaştığını gösteren bilgi ve belgeler gazetelere ve sosyal medyaya yansıdı...
Toplum vicdanını yaralayan bu olayların yanı sıra İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde 25 yılda neler yaşandı, nereler yağmalandı, kimler nemalandı soruları da acil yanıt beklerken İmamoğlu'na bir önerimiz var;
Bu günlerde; Anadolu'nun çeşitli kentlerinde, belediye başkanları devraldıkları borçları devasa pankartlarla belediye binalarını asıyorlar ya, İmamoğlu da böyle bir yöntem uygulamalı...
Yani CHP'li başkan da, son 25 yılda, en önemlisi de AKP'nin iktidara geldiği 2002 tarihinden bu yana İstanbul Belediyesi'nden yandaşlara ne kadar para aktarılmış hepsini belgeleri ile afişe etmeli...
Sadece dernek ve vakıflara yönelik yardımları kapsamamalı bu afişe çalışması, kuşku çeken- tepki gören diğer hesaplarla ilgili verileri de en kısa sürede deşifre etmeli, halka açıklamalı İmamoğlu...
Bütün kesimleri kucaklayarak göreve gelen İmamoğlu bu şekilde hem belediye kaynaklarının yandaşlara nasıl peşkeş çekildiğini gözler önüne serecek, hem de belediyeye nasıl sahip çıkıldığını gösterecek...
Üstelik bu yöntem hem Milli Görüş zihniyetinin 25 yıldır yönettiği İBB'de neler yaşandığını gösterecek hem de halka güven ve umut vermiş olacak...
Ve bugünlerde "kozmik oda" ve "veritabanı kopyalaması" tartışmaları nedeniyle CHP'li başkanlara saldıranlar da ağızlarının payını alacak...