İmamoğlu seçimi niçin alacak?..
Daha önce defalarca vurguladık, son 40 yılın belki de en stratejik yerel seçimine gidiyor Türkiye...
Çünkü bu seçim AKP'yi ayakta tutan metropollerin el değiştirmesi halinde, Türkiye'ye 17 yıldır büyük sıkıntılar çektiren bir iktidarın gidiş bileti olacak...
Anketlere çok inanmadığımı daha önce de yazdım...
Çünkü "hırsız" belediye başkanlarıyla kol kola giren anketçiliğin sözde bayraktarlarının rezaletlerine tanık olduğum için, Türkiye'de anket sektörü birilerini yüceltmeye çalışırken kendi kargaşası içerisinde çökmeye başladı...
İşte bu yüzden de toplumun güveninin en çok sarsıldığı sektör haline geldi anketçiler...
Peki; "asıl" manzara nasıl, gidişat nereye, muhalefet gerçekten etkili bir devinim içinde mi, iktidar gerçekten eriyor mu, 31 Mart, AKP'nin gidiş bileti olacak mı, muhalefet partileri büyük kentlerde belediyeleri alabilecek mi?..
Piyasadaki anketleri siz de biliyorsunuz... O yüzden onlara dayanarak bir yorum yapmak istemiyorum... Ancak geziyorum- görüyorum, yurttaşlarla konuşuyorum ve yerinde gözlemler yapıyorum...
İstanbul'un Anadolu Yakası'nda üç gün boyunca, gece geç saatlere kadar uzun bir gezi yaptım, neredeyse tüm ilçeleri dolaştım...
AKP istediği kadar kentin ana bulvarlarını, önemli kara yollarının çevresini flamayla donatsın ve Erdoğan'ın afişleriyle süslesin, muhalefet, özellikle CHP belki de ilk kez sokaklara daha hâkim görünüyor...
Yani, propaganda malzemeleri Üsküdar'ın varoşlarından Pendik'in arka mahallelerine, Kartal'ın merkezinden Maltepe'ye, Tuzla'dan Sancaktepe'ye kadar etkisini göstermiş...
Propaganda malzemeleriyle yaratılmak istenen "algı" bu kez CHP'nin ilçe belediye başkan adaylarının yanı sıra Ekrem İmamoğlu için de oldukça enerji yaratmış...
En az AKP kadar hâkimiyet içerisinde CHP... Şüphesiz bu çalışma seçimin gidişatına ciddi bir katkı sunacak...
Çünkü sorgulamaktan vazgeçen kitleler, gözlemlere ve propagandanın etkisine teslim olduğu için, yaratılan "algı" her zaman görselliğin gücünü kullananların tarafında yoğunlaşıyor...
CHP, İYİ Parti ve atak...
2014 seçimlerinde büyük bir hata yaparak İstanbul'da şaibeli Mustafa Sarıgül'ü büyükşehir adayı yapan CHP, kuşkulu faaliyetleri ve hırçın tavırlarıyla toplumun tepkisini çeken aday yüzünden bir milyon fark yemişti...
Buna dikkat çekmemizin asıl nedeni Sarıgül'ün rantın en büyük merkezlerinden Şişli'yi almak için DSP'ye gitmesi, ancak büyük hayal kırıklığına uğrayacağının öngörüsü değil...
Tam aksine, amacımız Sarıgül'ün hırçın tavırlarına vurgu yaparken, çarşı pazar gezilerinde, televizyon yayınlarında kucaklayıcı ve sakin bir propaganda yürüten Ekrem İmamoğlu'na dikkat çekmek...
Çünkü AKP cenahının tavandan-tabana kadar sert-saldırgan bir politika yürüttüğü, CHP ve İYİ Parti'ye her açıdan taarruz ettiği bir dönemde, toplum zaten sosyo-ekonomik çıkmazlar yüzünden iktidara tepkiliyken, bir de hırçın propagandaya tepki için İmamoğlu'na yöneliyor...
Ekrem İmamoğlu'nun doğa, çevre, insan ve sosyal yaşam üzerinde, projelerle yaptığı propaganda, doğası katledilen, yeşil alanları talan edilen, havası kirletilen ve beton yığını haline getirilen İstanbul'da bir "nefes" olmayı da öngörüyor...
Anketlerin değil, sokağın sesine bakarsanız, İYİ Parti'nin merkez sağdaki kesimleri de kucaklayan desteğini arkasına alan İmamoğlu'nun İstanbul'da ipi göğüsleyeceğine ilişkin ciddi işaretler var...
İşte önceki gün, Anadolu yakasındaki ilçelerin neredeyse tamamında yaptığımız uzun gözlemler de besliyor bu iddiayı...
Yalnızca CHP'lilerle İYİ Partililer'le değil, MHP'liler ve hatta AKP'liler de son aylarda yaşanan sosyo-ekonomik krizden başlayarak ülkenin içerisinde bulunduğu derin çıkmazın AKP'yi erittiğine inanıyorlar...
Zaferin kilidi "sandık"ta...
Evet; toplumda ciddi bir tepki ve öfke var... İşte bu tepki "seçenek" arayan kitleler için, propaganda malzemeleriyle de sokaklara hâkim olan ve daha kucaklayıcı-sakin bir propaganda yürüten Ekrem İmamoğlu'na yarıyor...
Şüphesiz Maltepe, Kartal, Bakırköy ve Ataşehir'de adaylarla bazı meclis listelerine yönelik tepkiler olmasaydı, İstanbul'un ilçelerinde oluşacak enerji Ekrem İmamoğlu'nun ipi göğüslemesini daha kolay hale getirecekti...
CHP ve İYİ Parti örgütleri işte bu dönemde, sokaklardaki propaganda hâkimiyetini medyaya da yoğunlaştırarak, mitingleri ve ev gezilerini artırarak toplumu daha da kucaklamaya çalışmalı...
Kimileri diyecek ki, "parmak boyası özellikle kaldırıldı... Sandık tezgâhlarının neredeyse her seçimde gündeme geldiği Türkiye'de, 31 Mart'a da kuşku bulaşır mı?.."
Evet; "bu endişeler nasıl aşılacak" sorusunun yanıtı bellidir;
Hiç kuşkusuz İstanbul'u alma konusunda ciddi bir atak yapan CHP- İYİ Parti ve İmamoğlu için en büyük tehlike "sandık" hâkimiyetindeki kaygılar olacak!..
Hilelere engel olunmazsa, sandıklara tamamen sahip çıkılmazsa, sandık kurulları boş bırakılırsa, pusula torbaları kapkaççılara kaptırılırsa, hiç kuşkusuz İmamoğlu sahada değil, sandıkta sarsılmış olur!.. Bunun "önlem"i ısrarla alınmalıdır...
Tüm bunlardan çıkan sonucu özetlemek gerekirse; oradan-buradan fırlayan şaibeli sözde (!) anketleri bir tarafa bırakın, yılların deneyimi ile yaptığım gözlemleri söyleyeyim;
CHP'nin İstanbul'da İYİ Parti desteğiyle yürüttüğü seçim çabaları zafer işaretleri veriyor...
Yeter ki ilk kez bu denli büyüyen enerji düşmesin, sandıklar sahipsiz kalmasın...