Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

‘İmamların Öcü’ korsan düştü...

Bu sütunlardan çok kitap yazdım. Yararlandığım, ufkumu açan, okuyucularımızın mutlaka alıp okuması, yorumlaması gereken kitaplardan bahsettim. Ancak kendi kitaplarımdan hiç bahsedemedim. İnsanın kendisi ile ilgili yazması gerçekten çok zor. Zorunlu olarak bugün iki hafta önce çıkan ve en çok satılanlar arasına giren “İmamların Öcü” adlı kitabımın korsan baskısını görünce dayanamadım. Hırsızlığın, arsızlığın zirve yaptığı dönemde henüz vitrine çıkan kitabın korsanını basmak sadece hırsızlık değil alçaklıktır... Kaldı ki bu kitabın ticari bir getirisi söz konusu değil. Korsan baskının da bir raconu var. Korsanlar bir kitap 50 bin barajını aşınca basıp, pastadan kendilerine düştüğünü iddia ettikleri payı gasp ederek haksız kazanç elde ederler. Oysa İmamların Öcü henüz beşinci baskıda. Yani 10 bin sınırını yeni aştı. Doğrusu aklıma başka şeyler geliyor. Korsancıların bu küçük pastaya göz dikmesini sağlayanlar bir yerlerden talimat almış olabilir.

Bir yazar için en zor şey, yıllarca emek verdiği eserin gasp edilmesidir. Ankara’da Olgunlar Sokak, sahafların bir arada olduğu mekandır. Haftada en az bir-iki defa dişe dokunur bir kitap bulma umuduyla giderim. Esnafın bir kısmını tanırım. Okul kitaplarının yanında ikinci el de satılır. Kitabımın korsan baskısını elime aldığımda tuhaf duygular yaşadım. “Bu kitabın yazarını tanıyor musunuz?” diye sorduğumda arsızca sırıtan korsan “Biz sadece satarız” cevabını verirken, üçten fazla alırsam indirim yapacağını ekledi. Kimliğimi çıkarıp o kitabın yazarı olduğumu belirtirken ben utandım ama korsan arsızca “Kafana takma abi senin reklamını yapıyoruz” diyerek yüzsüzlüğünü pişkinlikle perçinledi. Korsan kitapların satıldığı her yerde polis de var. Çoğu “Bizim görev alanımızda değil” sözleri ile suça göz yumuyor. Telefon ihbarlarına “Savcılığa dilekçe verin” cevabı veriliyor. Savcılık dilekçesi işleme konup soruşturma açılana kadar kurbağanın gözü patlar. Korsancı parayı havuduyla götürür. Oysa kitaptan para kazanamaz yazarı... Üzeri fiyatında yüzde 10-15 vergisi, algısı derken el elde, baş başta. Yıllarca göz nuru döküp, cebinden harcadığı masrafları kimse görmez. Kitap yazar için prestijdir. Çocuklarına, okuyucularına bırakacağı mirastır. Eşine, dostuna imzalayıp sunduğu hediyedir. Yazarın kendi kütüphanesinde en fazla iki-üç tanesi kalır hepsi o kadar. Bugüne kadar yazdığım kitaplardan doğru düzgün telif ücreti almadım. İmamların Öcü adlı eserimi basan Kırmızı Kedi Yayınevi bu konuda sektörün yüz akıdır. Nitekim Türkiye Yayıncılar Birliği bu yıl “Düşünce ve İfade Özgürlüğü” ödülünü geçtiğimiz gün Kırmızı Kedi Yayınevi’ne verdi. Törende konuşan değerli dostum Haluk Hepkon “Çoğunluğun sindiği, sinmeyenlere nefret ve kuşkuyla bakıldığı bu dönemde, elbette başka yayınevleri de zorbalığa karşı tavır aldılar. Bu ödülü Gezi’de yitirdiğimiz gençlerimiz ile KuddusiOkkır, Ali Tatar, Murat Özenalp gibi bu karanlık tertiplerde hayatını yitiren ve ne yazık ki daha az zikredilen tüm kumpas kurbanları adına alıyorum” dedi.

“İmamların Öcü”nde Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki paralel yapıyı inceledim. Yaşadığım, tanık olduğum olayları irdeledim. Kumpasın boyutunu sergilemeye gayret ederken “bu daha girizgah” sözleri ile bundan sonrada yazacağımı ifade ettim. Bildiklerimin, öğrendiklerimin bir bölümü var bu eserde. İtibar infazı yapmak için pusuda bekleyenlere, korsanlara rağmen yazmaya devam edeceğim. Tavsiye ederim, okursanız eleştirilerinizi bekliyorum.

Yazarın Diğer Yazıları