Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

İmamların Firarı...

Bir dönem Başbakan Erdoğan’ın zırhlı makam aracını tahsis edip “kahraman!” ilan ettiği Zekeriya Öz’ün firarı konuşuluyor. Yaptığı hukuksuzluklarla ölümlerin, ülkenin kaosa sürüklenmesinin müsebbibi Zekeriya Öz’ün kaçacağı belliydi zaten. Üstelik sığındığı ülke Ermenistan... Savcılar giderken yanlarına kendilerini göklere çıkarıp Türk ordusunda tasfiyeyi birlikte gerçekleştirdikleri gazeteci kimliği taşıyanları almayı unutmuş. Halı sahada futbol oynayıp, kar topu oynarken fotoğraflarını servis edecek eleman sıkıntısı çekecek zavallılar...

Tutuklama gerekçesinde “ajanlık” yaptıkları iddiası bulunan savcıların ya da paralel yapının imamlarının firarı hiç de yeni değil. Bu organize iş daha geçtiğimiz hafta Kayseri’de 8 Ağustos günü Erkilet Havalimanı’nda bir kez daha gerçekleşmişti. Askeri okullara giriş sınav sorularının çalınıp, dağıtılması ile ilgili soruşturma Kayseri’de sürüyor. Firarı Kayseri İmamı Sıtkı Baş’a devletin gizli belge ve bilgilerini götürdükleri iddiası ile göz altına alına H.K., A.E ve H.G. havaalanında göz altına alındı. Telefon, bilgisayar ve eşyalarına el kondu. Uçak biletleri yüzünden serbest bırakılıp Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’e uçmaları sağlandı.

Kayseri’de bu firar da hiç yeni değil. 5 Mart 2009 tarihinde başlatılan ilk ajanlık operasyonunu “hipnoz” diye sulandırmışlardı. Askeri Savcı Zeki Üçok başkanlığında yürütülen soruşturmada üç astsubay göz altına alınmış. Ali Balta isimli astsubay el yazılı itirafında cemaat imamlarından aldığı talimat ile görev yaptığı birlikteki bilgisayarlardan flaş belleğe belgeler yükleyip, teslim ettiğini, sahte evrakla, sahte emirler yayınlandığı tespit edilmişti. Konu ile ilgili detayları 26 Mayıs 2015’te Kırmızı Kedi Yayınevi’nden çıkan “İmamların Öcü” adlı kitabımda ayrıntıları ile yazdım. Bu operasyonu yapanların hepsi Balyoz ve Askeri Casusluk davalarında cezalandırıldı. Astsubayların itirafı ile kod adları ve isimleri belirlenenler kaçtılar. İpin ucunun bulunduğu ilk ciddi operasyonda “Yusuf” kod adlı Eczacı E.Y.Ş, “Yıldırım” kod adlı mütercem A.D. “Erdinç” kod adlı E.Ş. “Bünyamin” kod adlı Melikgazi Belediyesinde mühendis olan Y.E. ve “Tarık” kod adıyla bilindiği halde henüz gerçek kimliği tespit edilemeyenler gece yarısı ev ve iş yerlerindeki bilgisayar ve fotoğrafları bile söküp, yurdu terk ettiler. O dönemin koşullarında gücü elinde bulunduran örgüt Kayseri Emniyet Müdürlüğü’nden Ankara’ya tayini çıkan Orhan Özdemir’i de ihaleye fesat sokmaktan tutuklatıp, itibar infazına uğratarak cezalandırmışlardı. Detaylar için “İmamların Öcü” adlı kitabımı yeniden tavsiye ediyorum. O astsubaylar yine malum yapının yargı ayağı ile beraat edip göreve döndüler. Soruşturmada ismi geçen Tuğgeneral Ali Aydın, Tümgeneral Rıdvan Ulugüler, Albay Cemal Temizöz, Hakim Albay Zeki Üçok, Hakim Albay Mehmet Erdem, Hakim Albay Bülent Günçal yıllarca hapis yattı. Tayyip Erdoğan’ın “inlerine gireceğiz” diye haykırmalarının samimi olmadığını defalarca yazdım. Türk ordusuna sızan yapının ortaya çıkarılması için soruşturma yapıldığı iddialarına gelince. “Bu işin belgesi olmaz” kolaycılığına kaçmaktansa Kayseri dosyasının yeniden açılması şarttır. Üzerine bir de askeri liseler sınavlarının çalınan soruları bindi ki çorap söküğü gibi arkası getirilebilir. Ama tık yok... Firarlara göz yumulduğu gibi bu işlerin küllenmesi için elden gelen her şey yapılıyor. Zekeriya Öz konusunun detaylarını ise yarına bırakalım. Öz’e çanak tutanların maskesini indirelim.

Yazarın Diğer Yazıları