İlle de Ayasofya diyenlerin amacı
Ayasofya'nın camiden müzeye dönüştürülmesine dair 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararının iptali istemini gündemine alan Danıştay bu konudaki kararını 2 Temmuz'da verecek. Meseleyi yakından takip eden Mahmut Teberik bir mühendis. Ayasofya'nın camiden müzeye dönüştürülme konusunu enine boyuna inceleyip araştıranlardan. Tartışma sırasında siyasi partilerin yaklaşımını ve kimlerin neler söylediğini tektek tespit edip ortaya şöyle bir tablo koymuş:
AKP - Tayyip Erdoğan (Cumhurbaşkanı):
* Yan tarafta Sultanahmet Camii'ni doldurmayacaksın, Ayasofya açılsın diyeceksin. Bu oyuna gelmeyelim. Bunların hepsi tezgah. (Mart 2019)
* Danıştayın kararına göre hareket edeceğiz. (Haziran 2020)
MHP - Devlet Bahçeli:
* Ayasofya'dan çan sesi değil, Allahın izniyle ezan sesi yükselecektir (Oysa fetihten bu yana 567 yıldır Ayasofya'dan çan sesi duyan olmadı.)
İYİ Parti - Meral Akşener:
*Sıkıştıkça Ayasofya'yı gündeme getirirler. Samimiler mi diye merak ettik, araştırma önergesi verdik, AKP'nin red, MHP'nin çekimser oylarıyla reddedildi. Bu utanç size yeter. Milletimizin maneviyatı oyuncağınız değil. Önergeyi getiriyorsanız gereğini yapacaksınız.
CHP - Faik Öztrak:
* 18 yıldır iktidardasınız. Bu iş tek adamın kararına bakar. Bunu istismar etmeyin, bunun üzerinden siyaset yapmayın. Açacaksanız açın.
Tarihçi, Eski Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Yusuf Halaçoğlu:
*Ayasofya sahte belgeler ile müzeye dönüştürüldü. 1934 yılı kararnamesindeki Atatürk'ün imzası sahtedir. Vefatından sonra atılmış bir imzadır. Caminin ibadete açılması gerekir.
Gazeteci Murat Bardakçı Halaçoğlu'na soruyor:
*O dönemde Atatürk'ten habersiz böyle bir şey mümkün mü? Atatürk'ün 1 Şubat 1935'te halka açılan Ayasofya Müzesi'ni 7 Şubat 1935 günü ziyaret etmesi de dönemin gazetelerinde yer alıyor.
Ve sağduyunun sesi Prof. İlber Ortaylı:
*Cumhuriyet yönetiminin 1934 yılındaki kararına itaat etmeliyiz. Müze kararına, Cumhuriyet hükümetimiz ve ilk Cumhurbaşkanımız ve Türkiye mareşali başkanlığındaki bir heyet karar vermiştir ve bu böyle olacaktır. Uygunu budur. Burada birtakım törenlere, gösterilere lüzum yoktur. Kaldı ki, bir bölümünde ezan da okunuyor, cuma namazı da kılınıyor. Buna itaat etmek zorundayız, bizim kararımızdır, bizim devletimizin kararıdır. Çocuk oyuncağı değildir. Politika aracı yapılmasını doğru bulmuyorum. Tehlikelidir. Bunu karşılayacacak bir gücünüz olması lazım. Bu varsa bile lüzumlu lüzumsuz, sık sık kullanılmaz. Durumlar değişir, başka çirkin olaylar meydana gelir. Hiç temenni etmiyorum. O zaman iş değişir. Efendi biziz, sahip biziz. Kimse bizi zorlayamaz ama biz de güne uyalım.
Dünyanın bütün metropollerinde müslüman cemaatleri yaşıyor, camilerimiz yapılıyor. Birtakım yerlerde, tarihte bizim olan camiler şimdi yabancıların elindedir. Bunun mukabiline geçtikleri zaman, mukabele-i bilmisil yaptıkları zaman ne yapacağız? Bunu da lütfen hesaba alalım ve ona göre konuşalım.
***
Mahmut Teberik bu tespitlerinin ardından yaptığı değerlendirmede; sıkışan iktidarın gündem değiştirip bir çıkış yolu bulmak istediğine dikkat çekiyor, "İktidar, tabanını koruyup oy kaybını önleme çabasında" deyip son sözünü söylüyor:
"Tarihi yapanlardan Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u fethetmiş, Ayasofya'yı cami yapmış.
Mustafa Kemal Atatürk ise düşman işgalinden İstanbul'u kurtarmış, Ayasofya'ı müze yapmış.
Eee size ne oluyor?"
Günün sözü:
Korku, yaratıcılığın önünde en güçlü engeldir. Edward Young