İlk düğmeyi yanlış iliklemek!
Ben malı çalınana değil hep hırsıza acımışımdır.
Eksilen mal yerine konur.
Sonra konulmasa ne olur? Hayat bir şekilde devam eder. Lakin yenilen hakkın faturası çok ağırdır.
Polis Meslek Yüksek Okulları sınav sorularının önceden birilerine verildiğine dair iddialar Meclis gündemine taşınınca içim yine cız etti. Sınavı hazırlayan ÖSYM’nin de bu konuda endişeleri olduğu basına yansımıştı.
Şayet iddialar doğru ise... Yani birileri soruları çalarak ailesinden, cemaatinden, tarikatından, partisinden, eşi-dostundan birilerine ulaştırdıysa o çocuklar da çalınmış sorulara verdikleri cevaplarla polis olacaklarsa, ben yine hakkı yenenlere değil, aynı sınıfta, aynı sırada, aynı sorulara cevap verebilmek için yalnızca Allah’a ve bilgisine sığınmış olan ve az önce kendisine başarılar dileyen arkadaşının hakkını yiyen o çocuğa acırım..
Onlara hırsızlığı bir beceri, başarı imiş gibi takdim eden, uyanıklıkmış, sistemden intikam böyle alınırmış, vatanı, dini, partiyi, cemaati, tarikatı kurtarmak için her şey işte böyle mübahmış gibi algılatan büyüklerine, çocuklarımıza ömür boyu haram yemenin ilk adımını attıran abdestli namazlı, zikirli, evratlı, Umreli-Haclı babalarına, öğretmenlerine, ağabeylerine, önderlerine acırım... Şayet iddialar doğru ise, soruları çalanlara, derim ki, bu dünyada çalınamayacak şey olmaz, sorular da çalınır, esas olan ise, soruların önceden bilindiği amma cevapların çalınamadığı Huzuru İlahidir.
Bütün okullar milletin okuludur.
O okulların temelinden çatısına, o okulların aydınlatma ve ısıtma giderlerinden yemeklerine, araç gereçlerine, o okulların öğretmen maaşından hizmetli ücretlerine kadar her mal ve hizmette birileri soruları çaldığı için sınavı kazanamayan “öteki” öğrencilerin anne babalarının da vergileri vardır. Çalıntı sorularla sınav kazanacak öğrenciler devletin bütçesinden maaş alacaklar, öyle değil mi?.
Devletin bütçesini ise yalnızca soru çalanların yakınlarından kesilen vergiler oluşturmaz, hakkı yenen öğrenci yakınlarının vergileri de o bütçeye konur. Hatta hakkı yendiği için başka meslek seçmek durumunda kalacak “öteki” öğrenciler hayatları boyunca başka alanlarda çalışacak, üretecek, vergi verecek, o vergiler de kendilerini haksız bir rekabet sonucu o elbise ve o meslekten men etmiş kişilerin maaşına katkı sağlayacak... Ve bir gün yalan dünya son bulacak, boynuzsuz koyunun boynuzlu koyundan hakkını alacağı o an gelecek! Değer mi?
Ben bu iddialara inanmak istemiyorum, inşallah doğru değildir diyorum. Şayet doğru ise..
Ve birileri bütün bu işler için “Mahzuru yok, yapın” dedi ise, birileri de bu ruhsata dayanarak bunu yapıyor iseler, kendilerine şu soruyu sorsunlar:
Hz. Muhammed (s.a.v) olsa aynısını yapar mıydı?
Hz. Ömer (r.a.) yapar mıydı?
Bugün birileri çıkıyor, biz ashabı ve tabiini değil Kur’an’ı esas alırız, hadislerin çoğu uydurmadır, bizi bağlamaz, diyerek, İslâm’ı, hadislerin sahibi ve ravilerinden çok daha iyi bilip yaşadıklarını ima eden söz ve davranışlar sergiliyor, ibretle izliyoruz.
Böyle bir iddiada bulunmayan ve her türlü mükemmelliğin Allah Resulü ve ashabının zamanında yaşandığını sözleri ile kabul edenlerin, davranışları ile, O’nun ve arkadaşlarının asla yapmayacak oldukları şeyleri İslâm adına yapmaları da, bir bakıma, “Biz bu dini gerçek sahiplerinden daha iyi biliriz” iddiası değil midir?
Söyleyecek çok şey var amma bu kadarı yeter sanırım. Tekrar söylüyorum, ben, bu soruların çalındığına inanmıyorum.
Peki, inanmadığım halde bunca sözü niye söyledim..
Birincisi, benim inanıp inanmamamın bir önemi yok, insanın olduğu yerde her şey olabilir.
İkincisi ise, biz, kardeş olarak böyle bir fiilin doğurabileceği sonuçları şimdiden söyleyelim de, ileride bu tür durumlar olmasın..
Ayrıca.. Şayet soruların önceden birilerine verildiği tespit edilemez amma öğrenci yakınları iddia edilenlerin doğru olduğunu “içerden” öğrenirlerse, sınavı kazanmış olsalar da, çocuklarını okula göndermesinler diyedir...
Çünkü...
İlk düğme yanlış iliklenmiştir..
Ömür boyu alacakları maaşın haram olma ihtimali oldukça yüksektir..
Lokma haramsa dünya da ahiret de haraptır...
Hangi anne baba bunu ister!