İktidarın faiz yanılgısı

Merkez Bankası bir hafta vadeli gösterge faizini 0.5 yüzde puan düşürünce, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar, Merkez Bankası Başkanı üstüne açık açık baskı yaptılar. Üstelik bu baskı suçlama düzeyinde oldu. Başkan da “Eğer 3 Şubat’ta açıklanacak olan enflasyon rakamında daha fazla bir düşüş olursa, 4 Şubat’ta Para Kurulu’nu toplayıp, 7.75 olan gösterge faizini düşüreceğini” açıkladı.
Hükümet, faizlerin düşmesini, enflasyonu düşürmek için istiyor. Ancak aynı zamanda seçim öncesi ekonominin canlanmasını da istiyor.
Ekonomi sıcak parayla yürüyor.
2003 yılından beri uygulanmakta olan sıcak para politikası suni bir refah ve rahatlama sağladı. Sıcak para gelmeyince veya azalınca çarklar dönmüyor, cari açık finanse edilemiyor ve bu suni refah düşüyor. Başka bir ifade ile ekonomideki canlanma artık sıcak paraya bağımlı oldu.
Son üç yıldır ekonomideki büyümenin düşmesi ve ortaya çıkan durgunluk seçim öncesi hükümetin paniklemesine yol açtı. Şimdi Hükümet yeniden sıcak para girişi sağlamak için borsanın artmasını istiyor.
Faizler düşünce, eksi reel faiz olunca, para ya borsaya veya dövize gidiyor. Bunun içindir ki borsa endeksinde hızlı yükselme oldu. Bir kısım para da dövize gittiği için kurlar da artıyor. Kur artışı sıcak parayı engeller ve fakat borsa artışı sıcak parayı çeker. Hükümet eksi reel faizi, borsa artsın, sıcak para gelsin diye istiyor.
Ne var ki borsada spekülatif artışlar, ekonomide kırılganlığı artırıyor. Bu defa ciddi yatırım sermayesi gelmiyor.
Enflasyon kronikleşti... Para ve faiz politikası ile çözülmüyor.
2004 yılından beri enflasyon yaklaşık aynı düzeyde devam ediyor. Kurlar baskı altında tutuldu... İthalat ucuzladı, olmadı. Son 5 yıldır, Merkez Bankası Gösterge Faizi, enflasyonun altında kaldı, yani reel faiz eksi oldu... (Aşağıdaki tablo.)Yine olmadı... Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıklamasına göre, son dört yıldır mevduat reel faizi de eksi oldu. Söz gelimi 2014 yılında mevduat brüt reel faizi eksi 2.85 oldu. Ancak yine de enflasyon çözülmedi.

es-006.jpg
Enflasyon için, enerji maliyetleri öne sürülüyordu, petrol fiyatları düştü enflasyon yine de devam ediyor.
Siyasi iktidarın kafasıyla ve anlayışı ile enflasyon çözülmez.. Çünkü:
1. Üretim maliyetlerini kredi faizleri etkiliyor. Kredi reel faizleri de, gösterge faizinin eksi olmasına rağmen, reel faiz olarak yüksek kalıyor.
2. Kronik enflasyon para ve faiz politikası ile çözülmez. Kronik enflasyonun nedeni, düşük kapasite, düşük verimlilik, bürokrasi, piyasada oligopol yapıların ve kartelleşmenin olması ve kamu kaynaklarının etkin kullanılmaması gibi yapısal sorunlardır.
Enflasyonsuz bir ekonomi, istikrarlı bir ekonomidir. Yapılması gereken önce bir istikrar programı hazırlamaktır.
Bu program, dinamik bir yapısal program olmalıdır. Bu programda hedeflerden ikisi önemlidir...
Piyasada oligopol yapıların kırılması, arz-talep dengesinin kurulması açısından önemlidir. Türkiye’de birçok sektörde piyasanın yüzde doksanı birkaç büyük firma tarafından kontrol ediliyor. Tüketiciler rekabetin getireceği avantajlardan yararlanamıyor. Bu şartlar altında çalışan firmalar maliyetleri olduğu gibi fiyatlarına yansıtabiliyorlar. Verimlilik artışına, Ar-Ge’ye, maliyetleri düşürmeye ihtiyaç duymuyorlar.
Devleti yeniden yapılandırmak gerekir. Kamu harcamalarında verimliliği artırmak gerekir.
Bu nedenle ihale yasasındaki istisnaları kaldırmak gerekir.
Devlet doğal tekeller ve altyapı hizmetlerinden doğan fiyat stratejisine yeniden sahip olmalıdır. Bu yolla devletin kısmen fiyatları kontrol etmesi sağlanmalı ve yine devlet sosyal faydası olan mal ve hizmetleri maliyet altı fiyatla satılabilmelidir.

Yazarın Diğer Yazıları