İktidar dediklerinin tam tersini yaptı (2)
Dün bu köşede, siyasi iktidarın; Sayıştay denetimi, enerji fiyatları, israfı önleme ve ihale mevzuatını iyileştirme konusunda, söylediklerinin yüz seksen derece tersini yaptığını yazmıştım. Elbette iktidarın yaptıklarını hem veriler net olarak gösteriyor, hem de zaten hepimiz yaşıyoruz.
5. AKP''nin iddialı olduğu bir alan da hukukun üstünlüğü idi. Açıklanan önlemler içinde ''''Türkiye acilen hukuk devleti zeminine oturacaktır. Bunun için her türlü yasal düzenlemeler yapılacak olup, uygulamalar da sıkı sıkıya takip edilecektir.'''' deniliyordu.
Bugün geldiğimiz yerde; Hukukun üstünlüğünde Türkiye, dünyanın en çok kan kaybeden ülkesi oldu, yargı siyasi vesayet altına sokuldu, adalete güven kayboldu.
Türkiye''de önce OHAL, sonra Türkiye''ye özgü başkanlık sistemi ile Hukukun üstünlüğü geriledi. Hatta Dünya Adalet Projesi (World Justice Project) 2020 endeksine bakarsak, Türkiye''de hukukun üstünlüğü tamamıyla ortadan kalktı.
Bu endekslerde Türkiye, 2020 yılında hukukta Somali, Güney Sudan, Suriye, Venezuela, Yemen gibi ülkeler arasında yer aldı. Vatandaş olarak dünyanın Türkiye''yi bu ülkeler arasında görmesi benim kanıma dokunuyor.
Avrupa Parlamentosu (AP) aldığı bir karar ile Türkiye''yi kınadı. Özetle Türkiye''de;
* Siyasi partilerin haklarını kullanma ve demokratik rollerini gerçekleştirme kapasitelerinin kısıtlandığı savunuldu.
* İnsan hakları dramatik durumda olduğu belirtildi.
* Demokrasi ve hukuk devletinde çökme yaşandığı vurgulandı.
Aşağıdaki tablo, Dünya Adalet Projesi''nin Türkiye tablosudur. Hükümetin parlamento tarafından denetlenmesi ve frenlenmesinde bölge ülkeleri içinde en son sırada, fert başına gelir düzeyi benzer ülkeler içinde sondan ikinci ve dünyada 128 ülke içinde 124. sırada yer alıyor. Bu anket Türkiye''de otokrasinin nerelere tırmandığını gösteriyor.
Türkiye, temel haklarda 128 ülke içinde 123. sırada yer aldı.
Ergenekon davaları, kaçakçılara aracılık eden AKP''lilerin açıklanması, Sedat Peker kasetleri, Baran Korkmaz''ın yurt dışına çıkışındaki kararlar, kamuoyunda tartışılıyor.
6. Acil eylem planında; ''''kurulacak 58. hükümetimizin en öncelikli meselesi işsizliğe çözüm bulmak olacaktır'''' denildi.
AKP''den önce 2000 yılında işsizlik oranı yüzde 6,5 idi. 2001 krizinde yüzde 8,4 oldu. AKP iktidarında ortalama yüzde 12''ye yükseldi.
2003 yılında Türkiye nüfusu 66,4 milyondu. İstihdam edilenlerin sayısı da 21 milyondu. 2021 yılında nüfus 84 milyon oldu. İstihdam edilenler sayısı 29 milyon oldu. Yani nüfus 17,6 milyon arttı. İstihdam edilenler 8 milyon arttı. AKP 19 yılda 9,6 milyon işsiz yarattı.
7. AKP kuruluşunda "3Y" (yolsuzluk-yoksulluk ve yasaklarla mücadele) parolasını kullandı. Oy topladı. Ama aynı halk gerçeği gördü ve bugün aldatıldığını anladı.
Metropoll Araştırma''nın Haziran 2021 tarihli Mayıs Araştırma Anketi''ne göre;
* Dört kişiden üç kişi (yüzde 73,3) Türkiye''de yolsuzluğun arttığını düşünüyor. (Artmadı diyenlerin oranı yüzde 22,1 de kalıyor.)
* AKP''ye oy veren seçmenlerin yarısı yolsuzluğun arttığını düşünüyor.
* Cumhur İttifakı MHP''ye oy verenlerin yüzde 71,9''u yolsuzluğun arttığını düşünüyor.
Avrupa Birliği ve OECD raporlarında, yolsuzluğun yaygınlaştığı ve önlem alınmadığı vurgulandı.
Toplum artık yaşadı ve gördü. AKP''nin algı yaratacak alanı kalmadı.