İki ucu keskin bıçak!..

Sosyal medyada duyarlı bir kitle haftalardır Merkez Bankası meselesini sorguluyor...

"128 milyar dolar nerede" afişini asanlara soruşturma açılsa da, bu konudaki milyonlarca paylaşım ne yazık ki yanıt bulamıyor...

Bir tarafta Kanal İstanbul, diğer yanda Montrö tartışmaları ve bu konulardaki görüşlerini açıkladıkları için gözaltına alınan amirallerle ilgili gerginlikler de sadece "duyarlı kesimler"in üzerinde durduğu meseleler haline gelmiş...

Yukarıdaki olaylar Türkiye'nin güvenli-huzurlu-istikrarlı bir ülke olmasını isteyen "duyarlı toplum" kesimlerinin gündemde tutmaya çalıştığı meseleler olsa da, bu duyarlılığın tam karşısında, "asıl dertleri" geçinebilmek-yaşayabilmek olan devasa bir kitlenin tuhaf suskunluğu var...

Türkiye gibi, sürekli değişen gündemlerin karmaşasında boğulan bir ülkede, en yaşamsal konular bile, işte en çok da "duyarsız kitleler" yüzünden kim vurduya gidiyor!..

Ancak toplumun "duyarsız" kesimlerinin Kanal İstanbul, Montrö, amiraller ve özellikle "128 milyar dolar nerede" sorularına yanıt aramaktan uzak durmasının kendilerince haklı gerekçesi olduğunu bir kez daha vurgulamak gerekiyor...

Çünkü varlıkla yokluğun arasındaki tutarsızlığın devasa bir uçuruma dönüştüğü bir ülkede, Türk toplumundan en az yüzde 50'si işsizlik-pahalılık-geçim sıkıntısı üçgeninde ayakta kalmaya çalışıyor, yüzde 30'u kendi yağında kavruluyor, geriye kalan yüzde 20'si ise rantiyeciliğin zirve yaptığı son 20 yılda, siyaset-ticaret-vurgun tezgahında gününü gün ediyor, ülke sorunlarına sırtını çeviriyor ve elde ettikleri kuşkulu zenginliğin keyfini çıkartıyor...

Yani bu üçüncü maddedekiler de duyarsızlık ve sorumsuzlukta başı çekiyor...

Kitleler, kaygılar, çıkmazlar!..

Toplumun duyarlı küçük bir kesimi ülke sorunları için kendini heba ederken, ağırlıklı bir bölümü ise bazen "takım tutar gibi parti tutmanın" ezikliği ile sessiz kalıyor, diğer yandan da geçinme gayretine düşerken, ülkenin içinde boğulduğu asıl çıkmazlara yoğunlaşamıyor...

İşte AKP'yi ayakta tutan o, "yoksullaştır-köleleştir" hedefindekilerin, genelde kırsalda ya da kentlerde yoksul-muhafazakâr kitleler olması, diğer yandan hayat pahalılığının aynı kitleleri ezmesi arasındaki derin uçurum büyüse de, ülkenin büyük bölümü son bir yılda (bir tarafı salgın-bir tarafı zam) biçimindeki keskin bıçağın darbeleriyle sarsılıyor...

Milyonlarca insan Korona nedeniyle can derdine düşmüşken; toplum, önlemler-aşı sıkıntısı ve tehdidi artan salgın nedeniyle kaygı çıkmazında boğuşurken, diğer yandan da sadece yaşamak için (daha doğrusu beslenmek) çırpınanların asıl derdi, ne yazık memleket meseleleri değil!..

Çünkü bu ülkede Koronanın etkili olmaya başladığı geçen yılın başlarından itibaren; bazen döviz artışı ve bazen de üretim sıkıntısını bahane eden piyasa sahtekârlarının uyguladığı fahiş fiyat politikası milyonlarca insanı adeta açlığa sürüklemeye başladı...

Ve AKP iktidarı, gıdadan temizlik ürünlerine kadar yüzlerce ürüne yüzde 50 ile 400 arasında fahiş zamlar yapan (çoğu yandaş) piyasa vurguncularına aylarca müdahale etmedi...

İnsanların en çok ihtiyaç duyduğu gıda maddeleri piyasa teröristlerinin mide bulandırıcı vurgunculuğu nedeniyle satın alınamaz hale gelirken; bu köşede defalarca vurgulandığı gibi, devletin denetim yetersizliği ve ilgisizliği yüzünden neredeyse yumurtadan makarnaya, kolonyadan ayçiçek yağına kadar onlarca ürün karaborsaya da düştü...

Ve ancak elektronik aletlerle kıyafetlere takılan "alarm"lar artık ayçiçeğinden diş fırçasına, çerezden diş macununa, peynirden tıraş bıçağına, hatta bebek mamalarına kadar onlarca ürünün üzerinde kazıkçılığın ve esaretin kelepçesine dönüştü!..

Neredesin ey devlet?..

Marketlerde yumurta ve ayçiçek yağı bile bulamayacak hâle gelen milyonlarca insanın öfkesi artınca, devlet yılbaşında bir zahmet (göstermelik olarak) harekete geçti ve denetimlerin yoğunlaştırılacağını açıkladı!!!

Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan da, CİMER'e yağdırılan milyonlarca şikâyetin ardından, piyasadaki denetimlerin artırılacağını öne sürdü...

21 Ocak 2021'de medyaya yansıyan haberlere bakılırsa,

Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu, fahiş fiyat artışı yaptığı değerlendirilen 375 firmaya toplam 11 milyon 885 bin lira idari para cezası uygulamış!!!

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, 2 Şubat 2021'de yaptığı açıklamada ise 2020 yılında 495 firmaya 15 milyon 500 bin lira, Reklam Kurulu'nca da 303 firmaya 13 milyon 300 bin lira olmak üzere, toplam 28 milyon 800 bin lira ceza kesildiğini söylemiş... Pekcan, "4 bin 290 firmanın 46 bin 768 ürününü denetledik. Bu 4 bin 290 firmanın 226'sında ve 46 bin 768 ürününün 1094'ünde fahiş fiyat olduğunu tespit ettik" demişti...

Pekcan'ın piyasa denetimi ile ilgili son açıklamasının tarihi ise 26 Mart 2021... Şöyle demişti Pekcan; "28 Şubat-25 Mart döneminde maske, kolonya, gıda gibi ürünlerinin fiyatlarıyla ilgili 6 bin 448 firma ve 13 bin 280 ürünü denetledik. 189 firmaya 9 milyon 147 bin lira para cezası verilmesi kararlaştırıldı."

Ramazan vurguncuları piyasada!..

Ticaret Bakanı cezalardan (!!!) söz ediyor ama piyasa teröristleri devleti de dinlemiyor, göstermelik denetimi de, halkın artan isyanını da...

Çünkü Koronanın etkisini artırdığı son günlerde, marketlerde de fiyat anarşisi artarken, toplumu kazıklayan sahtekârların yeni bahanesi de Ramazan ayı...

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, "Ramazan öncesinde üretici ve market fiyat farkı 8 kata kadar ulaşmıştır. Bir önceki ay üretici market fiyat farkı yaklaşık 5 kata çıkmıştı. Üreticilerimiz ürününü düşük fiyata satarken, tüketicilerimiz pahalıya almaktadır" diyerek denetimsizliğe ve zam anarşisine dikkat çekmiş...

Evet; yazının başında vurguladığımız gibi, toplumun küçük bir kesimi Kanal İstanbul, Montrö, amiraller ve "128 milyar dolar nerede" sorularıyla uğraşırken, milyonlarca insan ise yaşama-geçinme çabasında, bir yandan ülkenin en kritik sorunlarını göremiyor, diğer yandan da, sofrasından ekmek çalanlara karşı bile sessizliğini koruyor!..

Ne yazık ki; tuhaf mı tuhaf bir gidişat, iki ucu keskin bir bıçak gibi, hem ülkeyi, hem de bizzat (çaresizliğe teslim olmuş) bir ulusu vurmaya devam ediyor!..

Yazarın Diğer Yazıları