İki Mavi Göl Gözlerin ve Rumeli'den Geliyorum
Balkan coğrafyasının yakından tanıdığı bir şair-yazardır Osman Baymak. Gıyaben tanışırdık, 2010 yılında Kocaeli Kitap Fuarında karşılaştık, bir kucak kitap imzalayıp verdi. Onları gözüm gibi saklarım, arada bir açar bakarım. Geçen gün bu dostumun 2010 yılında büyük emeklerle kitap haline getirdiği "Bulgaristan Türk Şiiri Antolojisi" (Bay Yayınları-Kosova) adlı 600 sayfalık dev yapıtını açtım, yeniden okumaya başladım. 100 şair var içinde bu antolojinin. Gözüm bir şiire takıldı birden. Şiirin adı "İki Mavi Göl Gözlerin", şairi Halime Yıldız.
Halime Yıldız kim önce kısaca onu anlatayım, sonra da o şiiri sunayım. Bulgaristan'ın Şumnu kentinde doğmuş, on bir yaşında ailesi ile birlikte Türkiye'ye göç etmiş. Kendi deyişiyle "1978 yılında gül kokusundan iğde kokusuna bir göç serüveni yaşamış, gözlerine bulaşan Rumeli'yi hiç yıkamamış". Marmara Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirmiş. Şiir, deneme ve gezi yazıları yazmış; iki şiir, bir deneme, bir de çocuk kitabı var (2010 yılı itibariyle).
Evet şiiri sunalım artık:
tebdil-i kıyafet bir özlem
dize diker terzide
iki mavi göl gözlerin
akdeniz'in düğmelerini çözüp
telaşlı bir şiirle öpüyorum
öle öle çekiliyorum aşktan
durgun ve hırçın
iki mavi göl gözlerin
dantel kıyılı kentlerin söküğüyüm
kaçak bir ilmek kadar uykusuz
sarmaşıklar
mil çekiyor karanlığa
hadi gel kibritle oynayalım
birbiriyle sevişen
iki mavi göl gözlerin
***
Rumeli'den geliyorum
Bir mübadil çocuğu olan emekli general Hüseyin Sezgin, özyaşam öyküsünü kaleme almış, Yayın B tarafından 488 sayfalık kitap halinde yayımlanmış. Kitabın adı: "Rumeli'den Geliyorum/Nereden Nereye".
Hüseyin Sezgin Paşa'nın ailesi bugün bir kısmı Yunanistan topraklarında kalan Osmanlı Makedonyası'ndan. Iskıranova adlı köyden. Balkan coğrafyası hakkında bilgi veriyor yazar. Bu coğrafyadaki etnik ve devrimsel kaynamaları, komitacılık hareketlerini anlatıyor. Balkan Savaşlarının neden ve sonuçlarını, açtığı yaraları irdeliyor. Sonra I. Dünya Savaşı, Balkanlar bu savaşa kayıtsız kalamıyor elbette, hele Çanakkale'de evlad-ı fatihan'dan nice yiğit can veriyor.
Kurtuluş Savaşımız sırasında ise bir kulakları hep Anadolu'da. Sakarya Zaferi onları umutlandırıyor ve mutlandırıyor.
Ve sonra mübadele, yazarın deyimiyle "yeni vatan yolculuğu ve zorluklar"... Ailesi, Kavala'ya benzettikleri Samsun'a getiriliyor, Çandır adlı köye yerleştiriliyor. Hüseyin Paşa, Rumeli göçmenlerinin huyunu, suyunu, çevre ile uyum çabalarını da anlatıyor. Özellikle tütün tarımı ile uğraşıyorlar bu göçmenler. Kitapta Yunanistan'la imzalanan "Mübadele Protokolu"nun tam metni de var.
Sonra kendinden söz ediyor yazar, okuma cehdi, Kuleli Askeri Lisesi sınavlarını kazanma serüveni. Ve askerlik yaşamı anılarını bir tamam anlatıyor, bu anılarda 1950-1985 dönemini kapsayan 35 yıllık dönemde Türkiye'nin yaşadıkları da var.