IKBY, Kuzey Irak olarak mı anılacak?
Irak'ın Kuzeyinde KYB'ye bağlı olan Süleymaniye kenti başta olmak üzere Kifri, Köysancak, Kaladize, Kalar, Halepçe ve Çamcemal gibi bölgelerde protestolar yüzünden çalkantılar yaşanmaktadır.
IKBY genelinde memur maaşlarının aylardır ödenmemesi ve kamu kurumlarındaki yolsuzlukları protesto etmek için 1 haftadan fazladır gösteriler devam etmektedir. İlk etapta Süleymaniye'deki eğitim binası önünde öğretmenlerin toplanmasıyla başlayan eylem kısa süre içinde diğer kamu memurlarıyla vatandaşların katılmaları sonucu kitlesel gösterilere dönüştü.
Gösteriler sırasında bölgede bulunan tüm siyasi parti binaları ateşe verildi ve tabloları yakılarak binalardan indirildi.
Bilindiği gibi hem KDP hem de KYB olmak üzere iki ana kurucusu Bağdat'ın bütçeden %17'lik haklarının ödenmemesini bahane ederek memur maaşlarını ya gecikmeli ya da uzun aylar süren gecikmeler sonunda ödenmektedir.
Gösterilerde hem IKBY ile ilgili "Artık yeter!" ve " Yolsuzluklara son!" pankartlarının yanı sıra Irak Merkezi Hükümet karşıtı sloganlar da atılmıştır. Barzani'nin referandum sürecine tamamen hayır diyen IKBY yönetimindeki Yeni Nesil Hareketi'nin sloganları arasında "Mevcut Kürt yönetimi düşene kadar eylemlere devam edeceğiz" sloganı da yer almıştır. Diğer bir gelişmeyse Goran ve İslami cemaat IKBY'den ayrıldıklarını açıkladılar.
Irak Başbakanı Haydar El İbadi ise ülkenin kuzeyindeki göstericilere IKBY yönetimi tarafından zarar verilmesi halinde müdahalede bulunacaklarını açıkladı. İbadi açıklamasında kuzeydeki gösteriler Kürdistan Bölgesel Yönetiminin yanlış siyasi ve ekonomik uygulamalarından kaynaklandığını belirtti.
İbadi sivillerin gösteri iradelerinin ellerinden alınmasını kabul etmediğini kaydederek göstericilere kamu kurumlarına zarar vermeme çağrısında bulundu.
Öte yandan Suudi Arabistan merkezli El Vatan gazetesinin yayınladığı habere göre, 1991 yılında BM tarafından Kuzey Irak'ta özerk yönetim hakkının tanınması sürecinde Kürt bölgesi ile diğer vilayetler (bugünkü adıyla İhtilaflı Bölgeler dahil) arasında mavi hat çizildiğini gösteren haritanın Hoşyer Zebari döneminde Dışişleri Bakanlığından yok edildiği ya da kaybolduğu bildirilmektedir.
Aynı kaynağa göre Irak Hükümeti sözü edilen bu haritayı BM'nin Irak'taki temsilciğinden elde etmesiyle egemenlik ve kontrol altına alınan ihtilaflı bölgeler dışındaki Şeyhan, Başika ve Fişhabur bölgelerinde de kontrolü sağlayacaktır.
Asharq Al-Awsat gazetesinde yayınlanan diğer bir habere göre Ortadoğu ajanslarından biri olan Algad Press Irak'ın sözü edilen haritanın bir kopyasını BM'den temin ettiği bildirilmektedir.
Nitekim İbadi'nin IKBY'nin Türkiye ve Suriye'ye olan sınır kapılarıyla havaalanlarını kontrolü altına alma girişimlerinin gerçekleşmesi halinde bölgenin geleceği üzerinde farklı yorumların yapılmasına neden olmaktadır. Bunlara istinaden bazı gözlemcilere göre IKBY'nin köklü bir değişimle karşı karşıya olduğu hatta IKBY'nin adının da değiştirilmesi ileri sürülmektedir.
Türkmenlere gelince, Türkmen siyasi temsilcilerinin bağımsızlık referandumuna karşı yaptıkları sert tutum ve davranışları neticesinde Irak Millet Meclisi'nin 30 Eylül tarihinde almış olduğu kararlara istinaden Bağdat Yönetimi'nin 16 Ekim'de başlattığı askeri operasyon sonucunda Kerkük başta olmak üzere tüm ihtilaflı bölgelerin Merkezi Hükümet ve askerinin kontrolü altına alınması Türkmenleri hayli sevindirmiştir. Ancak Türkmeneli bölgesindeki ITC binalarına saldırılar devam etmekte ve Türkmenlerin mal ve can güvenliği tehdit altındadır.
Türkmenlerin Irak toprak bütünlüğü konusunda bu kadar özverili ve fedakar çalışmalarına rağmen Bağdat Yönetimi'nin iki gün önce yaptığı üçlü başkanlık toplantısında Türkmenler dışında Sünni ve Şii Araplar ile Kürt temsilcileri davet edilmiştir. Türkmenlerin ise bu siyasi denklem dışında tutulması ise düşündürücüdür.
Konuyla ilgili olarak ITC Başkanı Erşad Salihi ve Türkmen milletvekili Mimaroğlu'nun Türkmenlerin toplantıyı protesto ettiklerine dair basına yapmış oldukları cesur açıklamalarından dolayı kendilerini kutlarım.
Gerçekten Irak'ın toprak bütünlüğü Türkmenlerin tutumuna bağlıdır. Bu mesaj hem Ankara hem de Bağdat tarafından dikkatle takip edilmelidir.