İhtiyat, rehavet, tehlike...
Bu memlekette her gün onlarca insan virüsten ölüyor ama ahmak medyanın bir bölümü "verilerde düşüş var" başlığı altında, sanki Corona yok olmuş gibi zavallıca bir propaganda yürütüyor, halkı rehavete sürüklüyor...
Aylardır her gün yüzlerce insanın salgına kurban gittiği bir ülkede, ölü sayısı 4 bini aşmışken, iktidara yaranmak için Coronada kayıp sayısının biraz düşmesinden yola çıkarak siyasi propaganda yapan zavallılığın utanç verici dibe batışıdır bu...
Evet; hükümet 27 Haziran'dan itibaren yaşlılara ve gençlere sokağa çıkma yasağını da kaldıracak...
Görelim bakalım, 3 günde 3.5 milyon kişinin AVM'lere gittiği bir ülkede, yasak tamamen kalktığında Coronanın gidişatı nereye varacak?..
Çünkü AVM'lerden ve berberlerden başlayan tedbirleri gevşetme operasyonu iki hafta sonra tamamen genişleyecek ve Türkiye'de sanki yaşam normale dönmüş gibi, her şey hayatın olağan akışına bırakılacak...
Ancak baştan beri ihtiyatı elden bırakmayan ve uyarılarını sürdüren biri olarak, Corona tedbirlerini gevşetme çabalarının nasıl ters teptiğine ilişkin dünya genelinde medyaya yansıyan haberler beni endişelendirmeye devam ediyor...
Ürküten gidişata dikkat!..
Başta Türkiye olmak üzere, bazı Avrupa ülkelerinde de vaka ve kayıp sayısı biraz azalırken, örneğin salgınla baş edemeyen Amerika'da durum halen tam tersine...
Vaka sayısı bir buçuk milyona yaklaşırken, ölü sayısı 100 bine doğru gidiyor bu ülkede... Uzmanlara göre artık salgının merkez üssü Amerika kıtası...
İşte bu yüzden de salgın Brezilya'yı da mahvetmeye devam ediyor...
Brezilya'da gerçek Coronalı sayısının açıklanan vaka sayısının 15 misli olduğuna dikkat çekiliyor.. 12 bin 400 kişinin öldüğü ülkede, önümüzdeki günlerde vaka sayısının büyük boyutlara ulaşacağı da dün medyaya yansıdı...
Yanıbaşımızdaki Rusya'da yaşanan salgın yıkımı da, Corona ile ilgili tedbirleri gevşetmenin şu ortamda pek akıllıca bir davranış olmadığını bir kez daha kanıtlıyor...
Evet; dünya genelinde vaka sayısı 4 milyonu, ölü sayısı ise 300 bini aşarken, kimileri "Amerika kıtası ve Rusya büyük coğrafyalardır, buralarda sıkıntı normaldir" diyebilir...
Ancak salgın dehşetinin Avrupa'da da halen tehdidini sürdürmesi Türkiye'de önlemleri gevşetmeyi kuşkulu hale getiriyor...
İşte Sağlık Bakanı istediği kadar iyileşenlerin yeni vaka sayısından fazla olduğunu gerekçe göstererek, ölümlerin azaldığını söylese de, son günlerde medyaya yansıyan birkaç olay gidişat konusunda ihtiyatın elden bırakılmamasını kanıtlıyor;
İşte Beşiktaş kulübünde, başkan Çebi'nin de aralarında bulunduğu 9 kişinin testi pozitif çıktı... Erzurumspor'da 10, Kasımpaşa kulübünde de iki futbolcuda virüs saptandı...
İşte Kahramanmaraş- Afşin'de bir mahallede yapılan nişan töreninin ardından 30 kişide Corona virüs tespit edilince, 600 kişinin yaşadığı bölge karantinaya alındı...
Ve işte Kayseri'de, Coronadan korunmak için üfürükçüye giden onlarca kişiye hastalık bulaştı...
Sakın ola, son 2 gün içerisinde görülen bu olayları kimse münferit vakalar saymasın...
Üstelik Türk bilim adamlarının "400 ile 1.5 milyon arasında Coronalı aramızda dolaşıyor" şeklindeki dehşet verici açıklamalarını da kimse gözardı etmesin...
Tüm bunlar ihtiyat- tedbir- tehlike üçgeninde Türkiye'den medyaya yansıyanlar...
Peki, Corona ile ilgili yurtdışında yaşananlara ve ürkütücü açıklamalara ne demeli?..
Tehdit 4 yıl sürecek...
Başta Türkiye olmak üzere, tüm dünya sokağa çıkma yasağı, ölüm korkusu, salgının yayılması, virüsün mutasyon geçirmesi ve salgında ikinci dalga olacağı haberlerinden iyice bunaldı...
Ancak yine başta Türkiye olmak üzere, tüm dünyada vaka ve ölüm sayısının tehlike düzeyinin altına düşmemesi hem bu konuda çaba gösteren bilim dünyasını hem de ihtiyatlı davranmaya çalışanları endişeye sevk ediyor...
Üstelik yaz ayının kendini hissettirmesi ile birlikte iyice gevşetilecek tedbirler acaba neye işaret edecek?..
Baksanıza; Avrupa İlaç Kurumu, Corona aşısının en iyi senaryoyla bir yıl sonra hazır olacağını açıklamış..
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Baş Bilim İnsanı Soumya Swaminathan, Kovid-19'u kontrol altına almanın 4 ila 5 yıl sürebileceğini söylemiş...
O da yetmemiş, DSÖ Acil Durumlar Birimi Başkanı Dr. Mike Ryan da Kovid-19'un HIV virüsü gibi kalıcı hale gelebileceğine işaret etmiş...
Evet; Türkiye'de Corona ile mücadelede sanki önemli aşama kaydedilmiş gibi, AKP'liler kendilerini tüm dünyaya örnek gösterirken, madalyonun diğer yüzünde salgının öyle tedbirleri gevşetmekle, rehavetle ve ihtiyatı elden bırakmakla yok olmayacağı gerçeği, her gün yeni açıklama ve bilgilerle ortaya çıkıyor...
Türkiye'de, AVM'lerden ve berberlerden başlayarak tedbirleri gevşetme çabaları son hızla ilerlerken, biraz ihtiyatlı ve biraz mantıklı düşünen herkesin aklına şu soru da gelmelidir;
Ne yapacağız yani; Dünya Sağlık Örgütü'ne mi inanacağız, yoksa ranta susamış çevrelerin hükümeti baskı altına alarak toplum sağlığını hiçe saymasına mı?.. Canını düşünenler en doğru kararı kendileri versinler...
Baksanıza; Türkiye salgınla ilgili tedbirleri gevşetmeye devam ederken, nişan törenlerinde, üfürükçülerde, futbol takımlarında beklenmedik vakalar ortaya çıkıyor...
Kimbilir bu ülkede medyaya daha neler yansımıyor?..