İdam adalettir, ceza değil
En sevmediğim kelimelerden biri de “ceza” dır. Belki içinizden, bir yerde “suç” varsa onun karşılığı “ceza” da olmalıdır, diyorsunuzdur. Bu, “Nerede bir hak varsa orada bir de görev vardır” gibi bir “dengeleme” gayretidir, düşünce tembelliğidir.
Nedir, ceza?
TDK sözlüğünde, “Uygun görülmeyen tepki ve davranışları önlemek için üzüntü, sıkıntı veren uygulama” olarak tanımlanıyor. İyi de, buna “ceza” denmez “tedbir” denir. Sel baskınını önlemek için duvar çekmek, suya ceza mıdır? Hukuk açısından ise aynı sözlükte “ceza”nın tarifi, “Suç işleyen bir kimsenin yaşantısına, özgürlüğüne, mallarına, onuruna karşı devletin koyduğu sınırlama” olarak veriliyor.
Açık söyleyeyim, cezanın bu şekilde tanımlanması da içime sinmedi. İçe sinmek ne kelime, bence tam bir çarpıtma, sen suç işleyeceksin, onun karşılığını görünce bunun adı “ceza” olacak öyle mi? Hayır beyler, suçun karşılığı hukuk hükmüne “ceza” değil “adalet” denir, denmelidir! Eğer “adaletin”ta kendisine “ceza” diyorsanız siz aslında “adaleti cezalandırıyorsunuz” da farkında değilsinizdir.
Hukukçu değilim.. Yukarıdan beri söylediklerim ve bundan sonra söyleyeceklerim tamamen aklım ve vicdanımın sesidir... Evet suçun karşılığına ceza denmesi adaleti katletmektir.
Sen tut 20 yaşındaki birini öldür sonra mahkeme sana elindeki kara kaplı kitaplara bakarak birkaç yıl hapis yatma hükmü versin, bunun adına ceza yattığı yere de cezaevi denilsin, öyle mi? Hayır, bunun adı ceza değil ödüldür ve yattığı yer de şartları ne olursa olsun cezaevi değil olsa olsa tutuk hanedir..
Başına bir şey gelmemiş ki, konuşuyorsun falan demeyin, o işleri epeyce bilirim. Canciğer yakınlarım cana kıydılar hapse girdiler, hâlâ içerde olan var, mevcut kanunlara göre en üst cezaları aldılar. Tamam, “hafifletici sebep” olabilir, olmalıdır, amma “kasten”in karşılığı kesinlikle kendi cinsinden olmalıdır.
Mardin’deki katliamı düşünün..
Bir köyü toptan yok eden o insanlar yargılanacak ve birileri de “ceza” alacaklar amma bu “ceza” birilerinin alacakları şu kadar yıl hapis değil işledikleri cinayet karşılığında idam edilmedikleri için asıl cezalandırılanlar mezardakiler ve yakınları olacak.. Sözü fazla uzatmıyor, Türkiye’nin idamı gündemine alması gerektiğine inanıyorum.
Terörist köy basacak, katliam yapacak, yakalansa bile, birkaç yıl hüküm giyecek, belki af çıkacak, yaptığı yanına kâr kalacak, yattığı yıllar da “ceza” olarak nitelendirilecek, iş mi bu?
Bunca badire içersinde sen idam cezasını kaldırıyorsun onca genişlik içersinde ABD’nin pek çok eyaleti idamı kaldırmıyor, iki de bir elektrikli sandalyelerde infaz gerçekleştiriyor..
Türkiye akıllı da ABD akılsız öyle mi? Düşünün..
Biri geliyor bir işyerine en kuvvetli patlayıcıları koyuyor, onlarca, yüzlerce kişiyi katlediyor, sakat bırakıyor, karşılığı ödül gibi, birkaç yıl devletin koruması altında yedirilip içirilmek..
Düşünüyorum, çözemiyorum..
Diyelim ki çoluk çocuğunuzun rızkı için sabahtan akşama çalışmışsınız, bitâp düşmüşsünüz, üç kuruş kazanmış, onunla kundaktaki çocuğunuza süt, hasta annenize yiyebilsin diye uygun bir şey almış, belediye otobüsü ile evinize dönüyorsunuz..
Ve birileri tutuyor üzerinize içi benzin dolu şişeyi fırlatıyor, sizi ve diğer yolcuları cayır cayır yakıyor... Adalet bu kişiye git demir parmaklıklar arasında birkaç yıl dinlen deyince bu çağ içi amma aynı adalet onlarca masumun canına kıydın, ölüm nasılmış tat da gör dediğinde bu çağdışı oluyor, ben bunu kabul etmiyorum, edemiyorum.
Suçun kendi cinsinden karşılığı olan “adalet” gerçekten “ceza” olarak niteleniyorsa Adalet Bakanlığı’nın adı Ceza Bakanlığı olsun öyleyse, böyle ismiyle müsemma olmuyor çünkü...