İçerden kurulan komplo!
Beyni yıkanmış, eline silah tutuşturulmuş, ölmek ve öldürmek için dağa çıkarılmış bir çeteye karşı ne yapmak gerekir? DTP’ye kalırsa “Siyasi çözüm”, “halkların kardeşliği” ve “barış” çerçevesinde bu terör artıklarını muhatap olarak alıp, onların masum istekleri (!) doğrultusunda bir çözüme varmak gerekir. Devlete karşı ayaklanmış ve ülkeyi bölmeyi amaç edinmiş bunun için de insanları katletmiş eli silahlı ve kanlı katillerle Türkiye’nin oturup pazarlık etmesi bekleniyor. Kuzu postuna bürünmüş birileri “insanlar ölmesin, anneler ağlamasın, acılar dinsin” gibi insani söylemlerle gerçek bölücü niyetlerini maskelemektedir. Bu söylem sahipleri gerçekte teröristleri insanları öldürmek, pusu kurmak ve mayın döşemek için beynini yıkayarak onları dağa çıkaranlardır!
DTP’liler dağdaki teröristleri insan öldüremez hale getiren her harekete karşı çıkıyorlar. Teröriste “terörist” diyemeyenler TSK’nın bu katil sürüsünü dağdan indirmeye karşı yaptığı her operasyona şiddetle karşı çıkıyorlar. DTP 1 Eylül Dünya Barış günü nedeniyle yayınladığı mesajda, “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Şırnak’ın Uludere ilçesi kırsalında yaptığı operasyonda kimyasal silah” kullandığı iddiasında bulunmuştur.
Bu tam anlamıyla bir provokasyondur. Daha önce İmralı’da yatan zatın “zehirlendiği” iddialarını da DTP’liler ortaya atmıştı. DTP, barış ve kardeşlik adı altında TSK ve Türkiye’ye karşı komplo kurmayı kendisine misyon edinmiş durumdadır.
DTP’nin TSK’ya karşı ortaya attığı mesnetsiz iddia ve yalanlar teröristlere verilmiş “hadi durmayın, pusu kurmaya, öldürmeye devam ediniz, arkanızdayız” mesajıdır. DTP açıkca teröristlere moral takviyesi yapmaktadır. DTP her anlamda fırsatları ajitasyona çevirmekte ve dağdaki eli kanlı tosuncukların eylemlerini “Kürt sorunu” olarak nitelemektedir. DTP teröristlerin -ki PKK’ya terörist örgüt dememektedirler- eylemlerini değil onları önlemek için askerin yaptığı güvenlik sağlama operasyonlarını eleştirmektedir. DTP yayınladığı bildiride şöyle demektedir: “1 Eylül Dünya Barış Günü arifesinde ülkemizin bir bölümünde şiddetli imha operasyonları yapılmakta, barışın yolunu döşemek için geliştirdiğimiz tüm çabalarımız askeri operasyonlarla tahrip edilmektedir. Bu göstermektedir ki Kürt sorununun demokratik çözüm yöntemleri tamamen reddedilmekte, askeri yöntemlerle inkâr ve imhada ısrar edilmektedir.” Mayın döşeyen, pusu kuran, pusuya yatan, vatan evlatlarını katleden kahpe saldırıları yok etmek için asker operasyon yapıyor. Yani TSK, eli kanlı faşist teröristlere karşı vatandaşın can güvenliği sağlamak için “şiddetli imha operasyonu” yapıyor. Bundan DTP niye gocunuyor ki? “Kürt sorununa demokratik çözüm”, PKK teröristlerine karşı operasyon yapmamak ve devletin eli kanlı ve silahlı teröristleri Kandil Dağındaki gibi serbest bırakmakla mı bulunacaktır? DTP denilen siyasi organizasyon gerçekte ne diyor? Eline silah alarak dağa çıkmış olan teröristle başka türlü bir mücadele şekli biliyorsa söylemesi gerekmez mi? DTP bu katiller sürüsünü dağdan indirmek ve “demokratik” bir biçimde silahsızlandırmak için bildiği bir yöntem varsa derhal açıklaması gerekmez mi? Çok açıktır ki DTP’nin var oluş nedeniyle PKK arasında her şeyden önce ideolojik bir paralellik vardır. Siyasi ya da silahlı olarak DTP, PKK ile aynı hedefi paylaşmaktadır. DTP’nin iddia, itham ve jargonu; PKK’nınkiyle aynıdır. DTP şiddete ve teröre karşı çıkmamakta ona karşı alınan tedbirleri de eleştirmektedir. DTP, “Kürt sorunu” dediği olgunun demokratik çözümünü; devletin teröristlerin bölücülük taleplerini yerine getirmesinden ibaret olarak görmektedir. Türkiye’nin çocukları dağlarda ölmemelidir. Bunun yolu da öncelikle siyasi odakların teröristleri dağa çıkaran, onları öven, meşrulaştıran ve cesaretlendiren iddia ve ithamlara son vermelerinden geçmektedir. Cahil, çaresiz ve yoksul çocukları dağa çıkaranlar ve onları bu yönde ikna edenler onların gerçek katilleridir. Emperyalizmin hedefleri uğruna ülkenin evlatlarını ülkeye ve halkına düşman haline getirenler Türkiye’nin düşmanıdırlar. TSK’nın “kimyasal silah kullandığı” iddiası Türkiye’ye karşı içerden kurulmuş bir komplodur. DTP eğer Saddam örneğini hatırlayarak böyle bir iddiada bulunuyorsa birkaç kez yanılıyor demektir. DTP aklını başına almalıdır. Yanlış hesap yapmamalıdır!