İç içe üç geçmiş üç kaos çemberi!

Perde arkasını bilmediğimiz garip olaylar yaşanıyor... Tam da “İsrail, ABD’nin İran’a saldırması için çaba sarf ediyor” denildiği bir zamanda, Ürdün'de, Suriye sınırına yakın bir bölgede bulunan ABD üssüne yapılan insansız hava aracı saldırısında 3 ABD askeri hayatını kaybetti. Saldırıda 25 asker de yaralandı.

ABD Başkanı Joe Biden yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Ürdün'ün kuzeydoğusunda Suriye sınırına yakın güçlerimize düzenlenen insansız hava aracı saldırısında 3 ABD askeri öldü, çok sayıda asker de yaralandı. Saldırıyı araştırmaya devam ettiğimizde bunun Irak ve Suriye'de faaliyet gösteren İran destekli radikal gruplar tarafından gerçekleştirildiğini biliyoruz. Sorumluların hepsini cezalandıracağımızdan şüpheniz olmasın ama zamanımızı ve yöntemimizi kendimiz belirleyeceğiz.”

***

Türkiye’de ise “Yapılan operasyonlarla IŞİD’in kiliselere saldırısı önlendi” denildiği bir sırada Sarıyer'de bulunan Santa Maria Kilisesi'ne Pazar ayini sırasında maskeli iki kişi tarafından silahlı saldırı yapıldı.

Saldırıda 52 yaşındaki Tuncer Murat Cihan hayatını kaybederken, silahlı saldırıyı gerçekleştiren şüpheliler yakalandı. Operasyonlarda saldırıyı gerçekleştiren Tacikistan uyruklu A.K. ile Rusya uyruklu D.T. ile birlikte saldırıyla ilgisi olduğu tespit edilen 51 kişi gözaltına alındı.

Öte yandan şüphelilerin olayda kullandığı aracın bir sene önce Polonya’dan Türkiye’ye getirildiği, aracın bu süre içerisinde hiç trafiğe çıkmadığı, olay günü şüpheliler tarafından kullanıldığı belirlendi!

Saldırıyı gerçekleştiren şüphelilerden A.K.’nin silahının tutukluk yapması sonucu, şüphelilerin panik yapıp kaçtığı da ortaya çıktı.

Bu olayda da tuhaflıklar var. IŞİD gibi ABD tarafından kurulduğu Trump tarafından söylenen istihbarat güdümlü bir örgüt, silahı tutukluk yapacak ve paniğe kapılıp kaçacak kadar amatör kişilerle mi çalışmaya başladı? İŞİD, tek tabancayla eylem yapar mı?

***

Strateji uzmanı Nejat Eslen, durumu şöyle görüyor:

-Ürdün’ün Suriye sınırına yakın bir yerde Amerikan askerlerine saldırı kimin işine yarar diye bakmak lâzım. İran neden kendi ülkesine bir ABD saldırısına sebep olabilecek bir saldırıyı yaptırsın? Olayı İran ile bağlantılı bir örgüt üstlenmiş olabilir ama bu, saldırıyı İran’ın yaptırdığını göstermez. Bir istihbarat oyunu olabilir... İsrail, ABD seçimlerinden önce ABD’yi İran’a saldırtmak istiyor. Çünkü Trump seçilirse ABD’nin dış politikası tamamen değişecek. Trump, “Biz Ukrayna’ya 200 milyar dolar harcadık, NATO üyesi Avrupa ülkeleri 20 milyar dolar verdi... ABD saldırıya uğrasa, NATO’nun Avrupalı üyeleri, bize 200 milyar dolar verecek mi? Orta Doğu’da 9 trilyon dolar harcadık, milyonlarca insan öldürdük, elimize ne geçti?” diyor.

-İç içe üç çember düşünün. En büyük dış çemberde ABD’nin küresel liderliğini korumak için uğraştığı ama bu sebeple küresel bir kaosa sebep olduğu ve kendisinin de her geçen gün güç kaybettiği bir dönemdeyiz. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra ortaya çıkan jeopolitik boşluk doldurulamadı. ABD’nin kendi içinde de büyük sorunlar başladı. Teksas eyaleti ile yaşanan sorun gibi...

-İkinci çember de Orta Doğu’daki kaostur. İsrail, ABD’yi Büyük Orta Doğu Projesi ve Arap Baharı ile yönlendirdi ve bölgede kendisi için tehdit oluşturacak Irak, Suriye, Libya, Sudan ve Yemen’i istikrarsızlaştırdı. Mısır da Arap Baharı ile yumuşatıldı. İsrail bu defa, en büyük tehdit olarak gördüğü İran’a doğrudan bir ABD müdahalesi planlıyor; bunun gerekçelerini oluşturmaya çalışıyor.

-Üçüncü çember, Türkiye’deki kaostur. İçeride, müthiş bir kutuplaşma yaşanırken, sığınmacıların kabulü yüzünden, IŞİD’in hücre tipi yapılanmalar ile Türkiye’ye yerleştiği anlaşılıyor... Kiliselere saldırı yapılacağı istihbaratı alınmışken, saldırı yaşanıyor... Saldırı IŞİD eylemlerine de benzemiyor!

-Küresel kaos, bölgesel kaos ve ülkede kaos eş zamanlı olarak yaşanıyor. Bu durumda Atatürk’ün işaret ettiği iç cephe önem kazanıyor. İç cepheyi yeniden güçlü kılmak ne AKP’nin ne de CHP’nin yapabileceği bir şey. Çünkü iç cephenin zayıflamasına bu iki partinin zaafları sebep oluyor... Bu sebeple Atatürk politikalarına dönmekten başka çare yok...

Yazarın Diğer Yazıları