İbn-i Haldun'a bile pes dedirtecek kıyaklar
Sibel Ünli… Ölümü ve ölüm sebepleri her insanın yüreğini sızlattı.
İşte bu ölümler olmasın, ürettiklerimizi daha adil bir şekilde paylaşalım, refahımız artsın diye Don Kişot'luk yapmaya çalışıyorum.
Devamlı kamu kaynaklarının nerelere ve kimlere harcandığını anlatmaya çalışıyorum.
Tam da bu noktada verdiğim mücadele, Sibel Ünli ile birlikte anlam kazanmış oluyor.
Çocuğuna pantolon alamadığı için intihar eden baba, borçlar nedeniyle siyanür içip intihar eden kardeşler ve şimdi Sibel…
Maalesef biz üzülürken yandaş yapılar, oluşturdukları rant düzeni ile birlikte heybelerini ve yandaşlarının ceplerini dolduruyor.
Bugünkü yazımda bunlara yönelik kahredici örnekler vereceğim…
Hani biz itibarlı devletiz ya onu göreceksiniz.
Oysa…
İtibarlı devlet olmak, öğrencisini ücretsiz okutmak, doyurmak ve yaşatmak ile olur. Sarayla şatafatlı hayatlarla değil.
İtibarlı olmak, okumak için köyünden, ilçesinden, ilinden gelen tüm gençleri dinci vakıflara ait yurtlara, dinci üniversitelerin sadaka gibi verdiği burslara muhtaç bırakmamaktır. Değil mi?
Gelin görün ki…
Gençler okullarını bitirdikten sonra iş bulamıyor, ataması yapılmıyor. İş bulanlarda eğitim aldıkları bölümler ile hiç alakası olmayan işler yapmak zorunda kalıyor. Üzerine bir de okurken aç kalmamak için aldıkları 30-40 bin TL gibi bir kredi borcu ile karşı karşıya kalıyorlar.
Yandaş müteahhitlerin vergi borçlarını sıfırlayan, batmaktan kurtarmak için yüz milyonlarca dolar para hazırlama konusunda gayet mütevazi ve şefkatli olan iktidar, ne yazık ki söz konusu gençler olunca e-haciz uygulayarak alacağına şahin kesiliyor.
Bakın size sadece bir örnek vereceğim ve gerisini zaten tahmin edeceksiniz.
AKP'nin "kadın kolları" olarak çalışan TÜRGEV'e ait İbn-i Haldun Üniversitesini bilirsiniz. Devletin tüm olanaklarından sınırsız yararlanıyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çocuklarının da yönetim kademelerinde bulunduğu bu vakıf, her ilde ilçede bedava yurtlara sahip. Üzerine yurtta kalan her çocuk için devletten para alıyorlar. Yetmiyor belediyelerden ihale alan müteahhitler bu vakıflara bağışlar yağdırıyor. Yetmiyor, belediyeler devreye giriyor.
İstanbul Üniversitesi gibi devlet üniversiteleri tasarruf için çocukların yediği bir öğün yemeği kesmek zorunda kalırken, bu iktidar yandaşı vakıfların üniversitelerine her imkân sınırsızca sunuluyor.
Mesela…
31 Mart seçimleri bittikten sonra Başakşehir Belediye Meclisi, 10 Mayıs günü toplandı. Gündem konuları arasında İbn-i Haldun Üniversitesi ile Belediye arasında bir iş birliği ve eğitim protokolü imzalanması için Belediye Başkanı Yasin Kartoğlu'na yetki verilmesi konusu vardı.
Daha öncesinde bu konuyla ilgili bir komisyon kuruldu ve 9 Mayıs 2019 günü Yasin Kartoğlu'na yetki verilmesi Halil Kalkan'ın muhalefetine rağmen oy çokluğu ile uygun görüldü.
Peki, protokol neyi kapsıyor?
Madde 6'da bulunan belediye yükümlülükleri bölümü ve 6.1 maddesine göre Başakşehir Mahallesi, Cemiyet Sokak Hayrettin Atmaca Cami altı dükkanları no: 5/1 proje kapsamında üniversiteye ücretsiz tahsil edilecek,
6.2 maddeye göre, ücretsiz tahsil edilecek olan yerin tüm düzenlemesi ve tefrişat işleri belediye tarafından karşılanacak.
6.3 maddeye göre de, üniversitenin yürüteceği etkinlikler ve proje faaliyetleri için yıllık 600 bin TL belediye bütçesinden harcanacak…
Peki, üniversite bunun karşılığında ne yapacak?
Üniversitenin klinik psikoloji öğretim üyeleri ve bu alanda yüksek lisans yapan öğrencileri tarafından 3-70 yaş aralığındaki ilçe sakinlerine ihtiyaca göre bireysel, çift terapisi, aile terapisi ve grup terapisi olarak psiko-sosyal destek ve psikoterapi hizmeti verecek!
Verilecek olan hizmet ücretsiz değil. Ücreti de hizmet saatlerini de üniversite belirleyecek.
Daha önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi ihalesi şartnamesinde, ihaleyi alan Kültür A.Ş.'nin İbn-i Haldun Üniversitesi Rektörü Recep Şentürk'ün Malcom X kitabından 11 bin adet almasını şart koştuğunu da tekrar hatırlatayım…
İşte bu adaletsizliktir.
Belediyenin harcadığı para bizim vergilerimiz, bizim çocuklarımızın geleceği. Keyfe keder dağıtamazsınız…
Sibel'in, Sibel gibi zar zor okuyan gençlerin ahı sizin yakanızı bırakmaz.
Elbet bir gün bu "ah" sizi bulacak…
Ne demişti İbn-i Haldun:
"Devlet doğal olarak iktidardakileri zengin ve gösterişli yaşam sürmeye sürükler. İktidarda yaşam olanakları çoğalır, yaşam koşulları değişir. Egemenlerin dağıttıkları ücret ve ödüllere ilişkin giderleri artar. Zamanla gelirler, giderleri karşılayamaz olur."
Türkiye'nin özeti.