Hüseyin Movit aramıza döndü...
Köşeyi toparladık derken telefon. Bir bayan sesi. Hem ağlıyor, hem konuşmaya çalışıyor. Anladığım ilk cümlesi "Ben Hüseyin Movit'in eşi Gülten'im" oldu. Anlattıklarından çıkardığım Movit Usta'nın, oturduğu yerde fenalaşıp yere düştüğü. Çocukları hemen ambulans çağırıp, Çapa dahiliyeye götürüyorlar. Oradaki ilk kontrollerden sonra konunun uzmanı bir yere, Florya'daki Medical Park'a naklediliyor.
Bizimki Allah'ın sevgili kulu. Tam bu sırada üst düzey uzmanların katıldığı toplantı var. Hepsi birden acil vaka ile ilgileniyorlar. Emarlar, testler sonunda damarlarında ve tabii ki beyninde hiçbir sorun olmadığı anlaşılıyor. Bu, herkesi rahatlatırken yeniden İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne yatırılıyor. Uzman Dr. Celalettin Küçük denetiminde tedaviye devam ediliyor.
Tanımaya başladı
Oğlu Serkan Movit'in tanımlamasıyla "Babam, telefon gibi şarj etmeye başladı. Bataryası doldukça, tüm devreleri teker teker hizmete giriyor". Bunu biraz açarsam, hafıza kaybından tamamen kurtulmuş vaziyette. Herkesi tanımaya Almanya'dan gelen torununu hatırlamaya başladı.
Daha fazla uzatmadan konulan tanıyı da yazayım; "aşırı şeker düşmesi". Bu meretin fazlası kadar, yokluğu da zarar. Hele diyabet hastası iseniz. Neyse bu duruma da razı olalım. Allah'a binlerce defa şükretmeliyiz. Ona her zaman ihtiyacımız var. Tekrar tekrar geçmiş olsun. Hüseyin Movit herkese lazım. Öncelikle de bana...
***
Adem Kılıççı
Spor dünyamızda önemli sporcular güreş ve boks dallarından çıkmıştır. Sportif başarılarının yanı sıra "efendilikleri" ile ön planda olanlar yine bu gruplardandır.
TRT Spor'daki Orhan Ayhan'la programında şampiyon boksörümüz Adem Kılıççı vardı. Sözünü ettiğim iki özelliği de bünyesinde toplamış gerçek sporcu. Bu defa onun Olimpiyat maçlarını anlatan Orhan Ayhan'la söyleşisi çok hoştu. Baktım Kılıççı da değişen hiçbir şey yok. Vurduğunu deviren yanı bir tarafa saygıda kusursuz.
Size acıklı bir şey söylemeliyim ki, Adem bugünkü şöhretini ringte değil Survivor'da elde etti. Halen de dövüş sporları ile geçinmekte. Demek ki devlete düşen görev, önce sporcusunun karnını doyurmak. Bu önemli faktörü akıldan çıkarmamalıyız.
***
Yerleri dolmazlar
Umur Hazangil'den ilk defa THM dışında mesaj aldım. Önce şaşırdım sonra hoşuma gitti. Sizlerle paylaşmak istedim:
"Saygıdeğer üstadım;
İçimi zemheri soğuğu gibi ayazla kavuran düşüncelerimi -dertlerimi- size aktarmadan yapamadım. Hissiyatımın etkisindeyim. Kelimelerde hodbinlik olursa bağışlayınız. Size sorularım var -gelinim sen anla cinsinden-:
* Orhan Ayhan'a sağlıklı uzun ömürler dilerim. TRT'deki programını özenle ve severek bekliyor, seyrediyorum. Ama aklıma düşen ürpertiyle tedirgin oluyorum; Orhan Ayhan'dan sonra bu hazzı nasıl bulacağız diye...
* Belirli yaştan sonra hatıralarla yaşamaktayız. İlahi kanun böyle. Orhan Ayhan da her programında bize can suyu veriyor. Ama son yudumu yutmadan program bitiyor.
* Öte yandan gündem futbol deniyor, bir saati aşan program yapılıyor. Konuğa saz bile çaldırıyorlar. "Şu transfer oldu", "bu olmadı", "şu mesajı attı", "başkan böyle dedi" gibi daha niceleri yayınlandı. TV'cilik yapıyorlar. Acaba diyorum bu programı yapanlar futbol doğumevinde mi doğdu. Ya da en zahmetsiz iş olduğu için mi "gelsin futbol, gitsin futbol" yapıyorlar. Ömer Üründül'ün programı hariç diğerleri bir metelik etmez. Bu yapımların babalarının çiftliği olmadığını artık öğrenmeliler.
* Futbol özetlerini seslendirenler -iç spikerler- nasıl da bağırıyorlar. Sanki Çarşamba Pazarı'nda hıyar satıyorlar. Bunlar devreye girdiğinde eğer sesi kapatmakta gecikirsem, kesinlikle kulak arızasına uğrayacağım. Durumu birkaç kez dayılarına yazdım. Ört ki ölem, karşılığını aldım. Bağışlayın uzun oldu ama "Söylemek istesem gönüldekini, dilime dolanıp ızdırap olur".
Hazangil'in görüşlerine aynen katılıyorum. Yapabileceğim tek şey var; Orhan Ayhan ve Ömer Üründül'e sağlıklı uzun ömür dilemek.
***
Diğerleri
Prof. Dr. Bingür Sönmez Hocamın ilgilerine teşekkür ediyorum. İletişim adresim olarak Yeniçağ'ı kullanabilir.
...
Osman Eroğlu'na maalesef müspet cevap veremeyeceğim. Falih Rıfkı Atay'ın yaşayan hiçbir yakınını tanımıyorum.
...
Türkiye'de rafting sporunu uluslararası standartlara getiren Fikret Yardımcı'ya sonsuz teşekkürler. Başarılarının devamını diliyorum.
GÜNÜN SÖZÜ
Onursuz yetenek, beş para etmez! Çiçero