Hukukçuların hukuksuzluğu
Günün birinde herkese lazım olan hukuk bazen de hukukçuların eliyle hukuksuzlaşıyor. Bu işin tarihi uzantılarına girip uzun uzun yorum yapmaya gerek yok. Gençlik yıllarımızın hezeyanlı günlerinde ağabeylerimiz, ''o yasaları yapanlar önce o yasaları hangi yöntemle deleceğini, etrafından dolaşıp kendi çıkarları için kullanacağını hesaplayarak çalışırlar'' dediklerinde abarttıklarını sanıyorduk. Oysa daha hukuka giriş derslerinde bu gerçek ile karşılaşıp hukukçu olma heyecanını yitirmeye başladık. Aynı gerçeğin vergi mevzuatlarında, yönetmelik ve kararnamelere sirayet ettiğine tanık olunca bir nevi paranoyaya kapıldık. Ne zaman yeni bir yasa çıksa ''acaba neresinden delip kendilerine yontacaklar'' şüphesine kapılıyoruz. Özellikle son 15 yılda hukuk siyasallaşıp iktidarın kontrolüne girince içimizdeki umut kırıntıları da yok olup gidiyor. Silivri'de tüm dünyanın seyrettiği hukuk katliamı, yüksek yargıya yansıyıp, Yargıtay'ın onaylamaları unutulmuş değil. ''Yetmez ama evet''çilerin ihaneti ile, HSYK'nın paralel yapının kontrolüne girmesinin sonuçlarına AKP iktidarı bile isyan etti.
***
Yargı güvenilirliğini sadece sivil alanda değil askeri yargıda da yitirdi. Kumpas davalarında birinci hedef askeri yargının etkili bölümlerindeki savcı ve hâkimler hedef alınıp haksızca tutuklanmıştı. Bu konunun ayrıntılarını "İmamların Öcü'' adlı kitabımda yazdım. Yazdığım için de başım beladan kurtulmuyor. Defalarca dava açıldı. O davalardan birini açan Genelkurmay Adli Müşaviri Albay Muharrem Köse, geçtiğimiz gün Hulusi Akar'ın imzasıyla görevden alınmış.
Köse'nin görevden alınması ile hukuksuzluk sona erecek değil. Askeri Yargıtay da mercek altına alınmalı. Bu konuda yüzlerce dilekçenin olduğunu biliyoruz. Gerçekten bu mücadelede samimi iseler Askeri Yargıtay'daki yapılanmanın ortaya çıkarılması şart. Hukukun kenarından dolaşıp hukuksuzluğu tercih edenlerin arasında ne yazık ki bazı parti yöneticileri de var. Dokunulmazlık zırhının ardına gizlenip teröre destek verenlerden tutun da mali suça bulaşan milletvekilleri de var. Kürsü dokunulmazlığı adı altında terör ve teröristi övenler ,terör örgütünün emirlerini yerine getirenler için bir yaptırım yok.
Hukuksuzluğu hukuk kurallarındaki boşlukla yapmaya kalkışanlardan biri de MHP'nin Balgat'taki yöneticileri. MHP'nin seçilmiş delegelerinin talep ettiği tüzük değişikliği kurultayı için mahkemenin yetkili olmadığını iddia ediyor Balgat'ın avukatları... Avukatların davaları uzatmak, zaman kazanmak için mahkemeden ek süre taleplerine çok tanık olduk. Mazeret bildirmelerini, rapor almalarını da biliyoruz. Ancak savunma hazırlayan avukatların HSYK üyelerinden yardım aldıklarına rastlamamıştık. Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun görev ve yetkileri, yasalara göre sınırlıdır. Söz konusu olan üyelerin adliyelerde görev yapan hâkim, savcı ve avukatlarla olan ilişkileri için yazılı olmasa da ahlaki kurallar mevcut. Oysa Ankara kulislerinde MHP'nin kongre yaptırmamak için sığındığı hukuki savunmanın bir HSYK üyesi tarafından yazıldığı iddiası ciddi... Umarım bu yöndeki haberleri suç duyurusu olarak kabul edecek HSYK, iddiaları araştırarak kamuoyuna bir açıklama yapar...