Hukuk ve milli haysiyet adamı Kemal Kerinçsiz
Avukat Kemal Kerinçsiz 2000’li yılların başından bu yana Türk kamuoyunun tanıdığı, milli aydınların sevip saydığı, düşman psikolojik savaş mekanizmasının nefret ettiği, düşman psikolojik harbinin etkisi ile kafası dumanlanmış olanların ise yanlış tanıdığı bir isimdir. Ne yazık ki kendisi ile bir kez kalabalık bir yemekte bir araya gelmekten ve bir kez telefon ile görüşmekten öte bir tanışıklığım olmadı. Ancak vermiş olduğu milli-hukuki mücadeleyi takdir ve sevgi ile izledim. Hiç şüphesiz Kemal Kerinçsiz, Türk milliyetçiliğinin, ülkücü hareketin, demokratik-hukuk devleti mücadelesinin önde gelen isimlerinin başında gelmektedir. Bugün bir terör örgütü yöneticisi olmaktan ÖMÜR BOYU HAPSE mahkum olmasına rağmen, hayatı boyunca hukukun dışına çıkmamış, hukuku hukuk içinde kalarak savunmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerine yönelik keşif taarruzlarının yapıldığı 2000’li yılların ilk döneminde Kemal Kerinçsiz ve bir grup hukukçu arkadaşı birlikte, Türk Milletine, Türk Milletinin hukukuna, Türk Milletinin saygınlığına, Türk Milletinin tarihine karşı yapılan saldırılara hukuk yolu ile cevap vermişlerdir. Türk Milletine, milli ve üniter devlet yapısına karşı savaş açmış olan psikolojik savaş elemanları, Kemal Kerinçsiz ve hukukçu arkadaşlarının beklemedikleri, yaratıcı, hukuka dayanan, şiddetten uzak, demokratik hukuk mücadelesi karşısında büyük bir şaşkınlığa uğramışlardır. Kerinçsiz’in iptal ettirdiği Boğaziçi Üniversitesi’ndeki Ermeni kongresinden sonra kongreyi düzenleyenlerden birisi “kongre amacına ulaştı” diyerek, aslında “bilimsel” bir kongre yapılmadan nasıl amacına ulaşır diye kamuoyunu düşündürmüş, Kerinçsiz’in ne kadar haklı olduğunu göstermiştir. Bu şaşkınlık kısa zamanda Kemal Kerinçsiz’e karşı müthiş bir korku ve kızgınlığa dönüşmüştür. Türk Milletini hedefleyen psikolojik savaş mekanizması, bu sefer oklarını Kemal Kerinçsiz’e döndürmüştür. Kemal Kerinçsiz ise hukuktan başka hiç kimseden destek almadan mücadelesini sürdürmüş, Başbakan Erdoğan’a karşı da dava açarak mahkum ettirmeyi başarmıştır.
Sonunda Avukat, MHP İstanbul il yöneticisi, Bengütürk Televizyonunun ön aşaması olan radyonun kurucu ortağı Kemal Kerinçsiz Ocak 2008’de Ümraniye cadı kazanının içine çekilmiş ve tutuklanmıştır. Kemal Kerinçsiz’in Türkiye Cumhuriyetinin milli ve üniter yapısına karşı topyekûn bir psikolojik savaş başlatılmasının arifesinde “devre dışı” bırakılması, psikolojik savaşın stratejik bir hamlesi olmuştur. Böylece Kerinçsiz’in hukuk yolu ile verdiği demokratik-hukuk devleti mücadelesini 2007 sonrasındaki Türkiye’de yaşama geçirmesi engellenmiştir.
Öte yandan Kemal Kerinçsiz, 2007’den bu yana Silivri’de kırılmadan, ezilmeden, ileride hukuk tarihine geçecek, usul hukuku kitaplarında yer alacak bir hukuk mücadelesi vermektedir. Kerinçsiz’in Silivri’de yapmış olduğu savunmaları dinleyen hukukçular, kendisinin usul hukuku konusunda bir deha olduğu konusunda birleşmektedirler. Kerinçsiz bu mücadelesinde ne yazık ki büyük ölçüde yalnızdır. Yanında kendisi gibi avukat olan muhterem eşi hanımefendiden ve hemşehrisi olan MHP eski Edirne il başkanı ve avukatı Tolga Akalın’dan başka pek kimse olmamıştır. Bu yalnızlık içinde dahi Kemal Kerinçsiz, zerre taviz vermemiş, baş eğmemiş, teslim olmamış, hukuk mücadelesini binlerce sayfaya varan savunma metinleri ile sürdürmeye devam etmiştir.
Şimdi bazı gazetelerde elleri kolları bağlı olan bu hukuk adamına yönelik yeni ve dolaylı bir saldırı dalgası başlatılmıştır. Bu dalga iktidar yanlısı bazı avukatların şikayet dilekçeleri vermelerini “Kerinçsizleşme” olarak nitelendirme şeklinde kendisini ortaya koymaktadır. Birkaç gün önce Arslan Tekin’in dediği gibi “Kerinçsizleşme” şeref yaftasıdır. Ancak bu kavramı kullananlar, guguk adamları ile haysiyet abidesi bir hukuk adamını karıştırmışlar.
Yargıtay’daki dava yaklaşırken Kemal Kerinçsiz’in artık 200 sayfalık bir kitapla kendisini, mücadelesini ve davayı herkesin anlayabileceği bir basitlikle ortaya koymasının zamanı gelmiştir. Dilerim Kemal Kerinçsiz’in yazacağı böyle bir kitabı en kısa zamanda okuruz.