Hukuk devleti ve kuvvetler ayrılığı
Hukuk devletinin en basit ve açık tanımı kendi koyduğu hukuka bağlı kalarak onu uygulayan devlet demektir. Böylece yönetenler ve yöneticiler hangi hukuki çerçevede hareket edeceklerini, etmezler ise sonuçlarının ne olacağını bilirler. Hukuk devletinin olmadığı yerde polis devleti vardır. Devlet, yöneticiler kendi koyduğu hukuk ile bile kendisini bağlı saymaz. Hukukun yerini yöneticinin o ana bağlı keyfi ihtiyaç ve uygulamaları alır. 17 Aralık 2013’ten buyana Türkiye, hukuk devletinin askıya alındığı bir süreçten geçmektedir.
Kuvvetler ayrılığı ile yasama, yani TBMM, yargı yani en küçük ilçedeki mahkemeden Anayasa Mahkemesi’ne kadar bütün yargı sistemi ve yürütme en küçük ilçedeki en kıdemsiz memurdan başlayıp Başbakan’a kadar uzanan zincirdeki yürütme gücünün birbirlerinden ayrı olması halidir. Kuvvetler ayrılığı olmadan demokrasinin olması mümkün değildir. Gerçi kuvvetler ayrılığı olmadan seçimler olabilir ancak bundan demokrasi değil, en büyük azınlığın diktatörlüğü çıkar. Türkiye, 17 Aralık 2013 sonrasında kuvvetler ayrılığının da tasfiye edildiği, yargı ve yasamanın yürütmenin güdümüne sokulmaya çalışıldığı bir ülkeye dönüşmektedir.
Türkiye’deki bu gelişme dış dünyada da yakından izlenmektedir. Nitekim, Başbakan Erdoğan’ın son Avrupa Birliği ziyaretinden sonra o ziyaretin ikinci adımı olarak gerçekleşen Almanya ziyaretinde Alman Hükümetinin ve basınının üzerinde durduğu iki kavram, hukuk devleti ve kuvvetler ayrılığı ilkeleri olmuştur. Demokrasinin ilerlemesi, geliştirilmesi değil, demokrasinin olmaz ise olmazı olan iki kavramın/esasın tasfiyesini yaşamaktadır Türkiye.
Hukuk devleti ve kuvvetler ayrılığı ilkeleri tasfiye edilirken, bir yandan da polis devletlerindeki sansür uygulaması yaygınlaşmaktadır. Türk milletinin rüşvet ve yolsuzlukların detaylarını öğrenmesini engellemek amacı ile getirilen yayın yasağı, büyük bir perde indirmiştir. Rüşvet ve yolsuzluklar ile ilgili millet ancak, TBMM’de konuşulanlardan ve verilen soru önergelerinden bilgi sahibi olabilmektedir. CHP’li Umut Oran’ın konu ile ilgili soru önergesine TİB sansür koymaya çalışmıştır. Bu haddini bilmez bir TBMM’ye müdahaleden başka bir şey değildir ve yürütmenin yargı gibi yasamaya saldırısıdır. Öte yandan Adalet Bakanı hariç diğer üç bakan hakkında hazırlanan yolsuzluk ile ilgili fezlekelerin Adalet Bakanlığı tarafından savcılara iadesi de TBMM’nin hakkının gaspıdır.
Adalet Bakanlığı’nın görevi savcılardan gelen fezlekeyi denetlemek değil, postacılık yaparak TBMM’ye iletmektir. Adalet Bakanlığı bu fezlekeleri savcılara geri yollayacak durumda değildir. Bunu ancak TBMM yapabilir. Adalet Bakanlığı bu eylemi ile yasamanın hakkını gasp etmiştir. Meselenin diğer önemli yanı iade edilen fezlekeler, fezlekeleri yazan savcılara değil, bu makamlara yeni atanan savcılara gidecektir. Bu savcıların iddianameleri yeniden yazma hakkı olduğu gibi fezlekeleri de değiştirme ve iptal etme hakları vardır. Adalet Bakanlığı’nın amacı da böyle bir durum oluşturmaktır. 17 Aralık sonrasında AKP Hükümetinin yargıya yaptığı darbeyi şimdi TBMM’ye yaptığı darbe izlemiştir. Türkiye artık hukuk devleti, kuvvetler ayrılığı ve demokrasinin kağıt üzerinde olduğu, Hükümetin anayasayı askıya aldığı bir süreçten geçmektedir.
Not: Rahmetli Muzaffer Özdağ anısına 11 seneden buyana düzenlemekte olduğumuz Türk Strateji Günü’nün 12’ncisini bu sene düzenleyeceğiz. Muzaffer Özdağ, hayatının büyük bir bölümünü Türk Milliyetçiliği ve Türk Milliyetçiliğinin jeopolitik ve stratejik esaslara oturtulması mücadelesi ile geçirmiştir. Bundan dolayı onu anmanın en iyi yolunun her sene kutlanacak bir Türk Strateji Günü olduğu noktasından hareket ederek bu panelleri düzenliyoruz. Bundan önce düzenlenen Türk Strateji Günlerini okumak veya izlemek isterseniz, www.21yyte.orgdan Faaliyetler bölümünden Türk Strateji Günü başlığına gitmeniz yetecektir. Bu sene bize katılmak isterseniz, 8 Şubat 2014 Cuma Günü saat 14.00-16.30 arasında Ankara’da Dedeman Oteli’nde yapılacak “Yükselen Asya ve Türk Dünyası” konulu panele katılabilirsiniz. Prof. Dr. İskender Öksüz’ün yöneteceği panele, konusunda uzman hocalarımız katılacak.