Hristo-fiyasko ve EOKA'cı katillerin 'Adaletli çözümü'...
Adayı kan gölüne çeviren EOKA terör örgütü mensuplarının, daha doğrusu yüzlerce masum insanımızı gözlerini kırpmadan hunharca öldüren Rum katillerin kurduğu “1955-59 EOKA Mücadelecileri Derneği”nin, Kıbrıs sorununun çözümünün karşılıklı kabul edilebilir ve işlevsel olabilmesi için ‘adalete’ dayanması gerektiğini belirttiği kaydedildi.
Rum tarafında yayınlanan Fileleftheros gazetesinin haberine göre, “1955-59 EOKA Mücadelecileri Derneği”nin çözümün ’adaletli’olması için; kimseye ve hiçbir tarafa adaletsiz davranılmaması, BM kararlarına, AB yasalarına, temel politikaya ve insan haklarına saygı duyulması ve bunların uygulanması gerektiğini ifade ettiklerini yazdı.
Gazete, derneğin ayrıca, “yerleşiklerin gitmesi, işgal ordusunun geri çekilmesi, garantiler ve müdahaleci hakların iptal edilmesi, göçmenlerin evlerine ve mülklerine geri dönmesi, kayıpların akıbetlerine netlik kazandırılması ve devletin Avrupai varlığının korunması gerektiğinin anlaşılır olması gerektiği” görüşünü öne sürdü. Bunların ‘adalet’ dediği ve çözümde olmazsa olmaz dedikleri işte bu saçmalıklardır. Rum fanatizmi adada Türk’e hayat tanımamaktadır.
Bütün dünyaya barış meleği ve Kıbrıs sorununu çözecek lider diye yutturulan Dimitris Hristo-fiyasko, bu köşeyi devamlı okuyanların bildiği üzere, EOKA’cı katil teröristlerin savunduklarını destekleyen-öngören siyaset yürütmektedir. Hristo-fiyasko’nun EOKA ve Kilise’nin desteklemediği bir siyaseti izlemesi zaten beklenmemelidir. EOKA’cılar ve papazlar adayı Yunan adası yapmaktan başka bir şey düşünmemektedir. Hristo-fiyasko da kendisinden önceki Rum liderler gibi Enosis ve Megali İdea ülküsünün izinden gitmek zorundadır. Aksini beklemek safdillikten başka bir şey değildir.
Hristo-fiyasko geçtiğimiz hafta yaptığı çeşitli açıklamalarda EOKA’cı katillerle aynı düşüncede olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.
Rum tarafında yayınlanan Haravgive diğer gazetelere yansıyan habere göre Hristo-fiyasko, Çin Halk Cumhuriyeti’nin yeni Güney Kıbrıs Büyükelçisi Li Guobang’ın güven mektubunu kabulünde yaptığı konuşmada, karşılıklı kabul edilebilir ve uluslararası hukuk ile AB ilkelerine dayanan bir çözüm için, gerekli siyasi irade ve esnekliği göstererek mücadele etmekte olduğunu savunmuştur.
Kıbrıs Türk tarafının ise müzakerelerde BM kararları, AB ilkeleri ve iki tarafın üzerinde anlaşmış oldukları temele aykırı öneriler sunduğunu iddia eden Hristo-fiyasko, Kıbrıs Türk tarafının tutumunu düzelterek daha mantıklı öneriler sunmasını diledi. Hristo-fiyasko, mevcut zorluklara karşın temkinli iyimserliğe de sahip olduğunu ve müzakerelere devam edeceğini belirtti ve ilkelere dayanmayan bir çözümün, oldu bittilerin, hakemlik ve takvimlerin de kendileri tarafından kabul görmeyeceğini vurguladı. Anavatan Türkiye’nin AB sürecine de değinen Hristo-fiyasko, sözde “uzlaşmaz, kışkırtıcı ve yükümlülüklerini yerine getirmeyi reddeden tutumunun devam etmesi durumunda, AB sürecinin etkilenmeden devam edemeyeceğini” de savunarak saldırganlığını ve Türk düşmanlığını sürdürdü.
EOKA’cı katillerle aynı düşünceleri paylaşan Hristo-fiyasko ile veya herhangi bir Rum liderle, Kıbrıs sorununa anlaşma ile sonuçlanabilecek bir çözüm bulunması mümkün değildir. Bizi yönetenlerin, artık sorunun ancak ada gerçeklerine göre, yani Kıbrıs Türkü’nün ayrı bir halk olarak adadaki varlığının ve kurduğumuz devletimiz KKTC’nin tanınması ile olacağını anlamaları lazımdır. İşte savunmamız gereken ‘Adaletli Çözüm’ budur. Gerisi palavradır ve Rum’a teslim olmaktır.