Hrisostomos’a din adamı demeye bin şahit lazım
Azılı Türk düşmanı EOKA’cı Papaz II.Hrisostomos daha bundan bir hafta önce KKTC’nin Karpaz burnunda yıkılmak üzere olan Rumların kutsal Apostolos Andreas manastırı konusunda, “Türkler onaracaksa yıkılsın gitsin” demişti. Önceki gün aynı papaz, bu kez paranın kokusunu almış olacak ki, Kıbrıs etrafında çıkarmaya çalıştıkları doğalgazın Türkiye üzerinden borularla Avrupa piyasasına ulaşmasına destek verdiğini açıkladı. Rum radyosunun haberine göre, Başpiskopos Hrisostomos, “Çıkarılacak doğalgazın borularla Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşması bizim kazancımız olacaksa varsın Türkiye’ye gitsin” demiştir.
Hrisostomos’un defalarca Anavatan Türkiye’ye saldırma küstahlığını gösterdiğine şahit olduk. Bu kendini bilmez papazın Kıbrıs Rum kilisesinin başında bulunması büyük bir talihsizliktir.
Fanatik bir Türk düşmanı olan bu sözde din adamı dini ayinlerde verdiği tüm vaazlarda ve basına verdiği demeçlerde, Enosis ve Ada’nın Yunanlılaştırılması için Türklere savaş açılmasını, adada yaşayan Türklerin kovulmasını ve kalanların da hristiyanlaştırılmalarını istemektedir. Kilisenin gelirleriyle Elam gibi, Hrisi Avgi gibi terör örgütlerini beslemektedir.
Bu kendini bilmez papaz ruhani işleri dışında her konuda görüş bildirmekten kendini alıkoyamamaktadır. Hrisostomos defalarca müzakere sürecini torpillemek üzere devreye girmiştir.
II. Hrisostomos’un Kıbrıs sorununa bakışı aslında Rum siyasilerden farklı değildir. Papaz bir açıklamasında “Milli davamız şu anda bir istila ve işgal sorunudur, Türkler bunu anlamalıdır ki Türk ordusu gitmeden, yerleşikler gitmeden, garantiler; özellikle de istilayı yapan Türkiye’nin garantisi gitmeden bu ülkede mutluluk, başarı ve çok istenilen barış olmayacaktır. Biz, barış için üzerimize düşen ne ise yapmaya hazırız.” diyerek adil bir anlaşmadan ne kadar uzakta olduğunu göstermiştir.
11 Temmuz 2011’de Kıbrıs Rum Milli Muhafız Ordusu’na ait Zigi’deki Evangelos Florakis Deniz Üssü’nde meydana gelen patlama sonrası Vasiliko’daki elektrik santralinin devre dışı kalmasıyla oluşan elektrik açığının KKTC’den alınan elektrikle kapatılmasına ilk karşı çıkan, tepki gösteren II. Hrisostomos olmuştur.
II. Hrisostomos “Kıbrıs Türk elektriğiyle aydınlanmak yerine lamba ya da fener kullanmayı tercih edeceğini” belirterek “Bana sorsalardı ’işgal’bölgelerinden elektrik getirmemelerini söylerdim. Zorlukları hissetmek için klimaları biraz kapatalım ve biraz terleyelim” diyecek kadar düşmanlık içerisindedir. Hrisostomos bu olayın ardından, kiliseyi enerji sektörüne sokarak!!! elektrik üretmek için Güney Kıbrıs’ta tesis inşa edeceğini açıklamıştır Buna din adamı demek aslında günahtır; çünkü din dışında her işle uğraşmakta ve düşmanlık yapmaktadır. Megali İdea ülküsünün fanatik bir savunucusu olan papaz bir gün İstanbul’u da Yunan yapacaklarına kendini inandırmıştır. Maalesef bu sapık fikirli hayalperest papaz defalarca Anavatan Türkiye’ye, güzel İstanbul’umuza, gelip çeşitli toplantılara katılmış ve düşmanlığını burada da göstermekten kaçınmamıştır. Bu kadar hoşgörülü olunması normal midir? Sadece Hrisostomos’a değil, Türk düşmanlığı yapan diğer Rumlara karşı da kesinlikle tolerans gösterilmemelidir. Dünya bunu, bizim Kıbrıs anlaşmazlığında haksız veya suçlu olduğumuz için Ruma şirin görünmeye çalıştığımız şeklinde yorumlamakta ve onlara sempatiyle destek vermektedir. Halbuki yapmamız gereken basittir; bunların gerçek yüzlerini ortaya koymaktır.